24 • Two Weeks Of Elise

1.2K 112 66
                                    

Elise

Anahtarı çevirdikten sonra kapıyı omzumla ittirerek açtım. Derin bir nefes alarak anahtarı çantama attım ve arkamdan kapadığım kapının ardından karanlıkta düğmeyi bulup ışığı açtım.

Işığa alıştığımda yorgunca etrafıma bakındım. Gözlerim yanıyor, bunum sızlıyordu. Salonda ilerleyip Dave'in odasını es geçtim ve kendi odama geldim.

Soluklanmak için alnımı kapıya yasladım. Çok yavaş hareket etmeme rağmen kalbim o kadar hızlı atıyordu ki...

Elimi kapıda gezdirip ezbere bildiğim oyukları buldum. Harry'nin odamın kapısına kazıdığı baş harflerimiz :

H & J. Bunu yaptığında ona çok kızmıştım ama şimdi pişmandım. Ona kızdığım her an için, onun istediği bir şeyi reddettiğim her an için pişmandım.

Göz yaşlarımı bastırıp kapının kulbuna uzandım ve indirdim. İçeri girer girmez sağ tarafımda kalan ışığı açtım. Duvarların rengine baktığımda için ezildi.

Sesi kulaklarımda çınladı.

Neden yeşil?

Çünkü gözlerim yeşil, sana beni hatırlatır.

Bana her şey onu hatırlatıyordu. Her an onu hatırlamak vücudumun her yerine iğneler batıyormuş hissi yaratıyordu.

Bu çok ağırdı. O telefondan sonra hayatım tepetaklak olmuştu. Bunun gerçek olmasını istememiştim, o kadar istememiştim ki hayatımda daha önce hiç etmediğim kadar dua etmiştim.

Ama görünüşe göre tanrının sevgili kulu değildim.

Kendimi hastane kapısından atıp odasını bulduğumda, içeride annesi ve ablası olduğunu düşündüğüm iki kadın duruyordu. Gemma yoldayken beni iki kez aramıştı, Harry'yi ameliyata aldıklarını ve sonrasında ameliyattan çıktığını ama durumunun kritik olduğunu söylemek için.

Karşılarında soluk soluğa durup beklentiyle onlara bakmıştım. Bana Harry'nin hâlâ iyi ve güvende olduğunu, nefes aldığını söylemelerine ihtiyacım vardı. Ama hayır, lanet, annesi ağlıyordu ve ablasının gözleri dolmuştu.

"O nerede?" Demiştim şüphe içinde.

Gemma ağlamaklı bir sesle "Gitti." dediğinde, öldüğünü söylemeye çalışıyor sanmıştım. Ama hayır, o gerçekten gitmişti.

Annesini ve ablasını başından savıp, sadece gitmişti.

Onlara anlamadığımı söylediğimde Gemma bana olanları anlatmıştı. Söylediğine göre Harry uyanıp da baş ucunda annesini ve ablasını görünce deliye dönmüştü.

Bunu duyunca zaten bir sorun olduğunu anlamıştım. O annesine ve ablasına tapardı. Bana sürekli onlardan bahsedip dururdu.

Onlara başından gitmelerini söylemişti. Annesine de ablasına da ağıza alınmayacak laflar etmişti. Annesini babasını aldatmakla ve ablasını da uyuşturucu kullanmakla suçlamıştı.

Ama doktorlar hafıza kaybına dair bir şeye rastlamamışlardı çünkü kendisiyle ilgili her şeye cevap vermişti.

Kısa süre sonra farkındalık bedenimi sarstığında önce bir an duraklamış ardından kendimi koridora atmıştım. Harry'nin doktorunu bulmalıydım.

Ama koridorda onu gördüm, Julia'yı.

Tekerlekli sandalyedeydi ve Harry'nin odasına geliyordu. Boyunluk takmıştı ve yüzünde çizikler vardı.

The Love Song | H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin