23 • Sun & Earth.

1.3K 116 118
                                    

Elise

Alarmım çalmadan on dakika önce uyandım. Gözlerimi kırpıştırarak açınca, yeşil renk duvarımla karşılaştım ve bu gülümsememe neden oldu. Elimi komodinimin üzerindeki telefonuma uzanıp önce alarmı kapattım sonra da mesajlara girdim.

Her sabah olduğu gibi, Harry'den mesaj vardı.

Ekrana dokunduğumda mesaj açıldı.

Günaydın sevgilim, bunu sürekli söylüyorum ama asla yeterli gelmiyor. Seni seviyorum, seni seviyorum.

Mesajına cevap verip yataktan kalktım ve lavaboya gittim. Yüzüme soğuk suyu çarptıktan sonra, kurulamadan aynadan kendime baktım. Melez gözüme.

İlişkimizin ilk haftalarında bana sürpriz yapmak için eve geldiğinde ben pijamalarım ve gözlüğümle oturmuş kitap okuyordum. Kapıyı açar açmaz Harry beni kollarına aldığında suratım omzuna gömülmüş ve gözlüğüm kaymıştı.

Geri çekildiğimizde gözlüğümün kaydığını fark ederek gülmüş ve düzeltmek için harekete geçtiğinde elimde olmadan bir adım geri çekilmiştim.

'Sorun ne?' Demişti şaşkınlıkla.

Ben başımı iki yana salladığımda çenemden tutup ona bakmamı sağlamıştı ve o benim gözlerime bakarken ben onun göz bebeklerinin şokla genişlediğini görmüştüm.

"Gözün," Diye mırıldanmıştı.

"Heterokmia iridis," Diye mırıldanmıştım. "Adı bu."

Ben onu kapıda bırakıp odama ilerlerken onun kapıyı kapattığını ve peşimden geldiğini duymuştum. Yatağımın kenarına oturduğumda bir an sonra yanımdaydı.

"Neden daha önce ne bileyim, söylemedin?"

Oflayarak saçlarımı karıştırmış ve onu cevaplamıştım. "Çocukluğumdan beri bunun için ucube muamelesi gördüğüm ve cadı, büyücü gibi lakaplara maruz kaldığım için? Zor bir dönemdi Harry, ben de hakaretlerden kaçınmak için lens takmaya başladım."

"Sana onu sormadım Jane," Diye solumuştu. Sesindeki kırgınlığı ve sıkıntıyı hissetmiştim. "Neden bana söylemedin? Ben... Senin sevgilinim ve bunu şimdi tesadüfen öğreniyorum? Seninle ilgili bir şeyi."

"Sanırım, aynı şeylerin yaşanmasından korktum."

Harry, sanki onu ittirmişim gibi gerilemiş, suratı kaskatı kesilmişti. "Jane," Demişti sessizce. O an onu kırdığımı anlamıştım ve bu benim de içimim sızlamasına neden olmuştu. "Bu çok saçma. Gözlerin," Gözlerimin içine bakıp elini yanağıma çıkarmıştı. Uzanıp dudaklarını şakağıma bastırdığında "Gözlerin çok güzel Jane, sen çok güzelsin, seninle ilgili her şey, elinin değdiği her şey çok güzel." diye mırıldanmıştı.

"Harry-"

"Hayır, öncelikle bunu nasıl düşünürsün? Aynı şeyleri yaşayacağını? Benim sana verilmiş bu kadar güzel bir hediye için karşımda bir ucube varmış gibi davranacağımı?"

Geri çekilip bu sefer alnını alnıma yaslamıştı, göğsünün hızla inip kalktığını görebiliyordum.

"Zor bir çocukluktu."

"Ben artık buradayım ve sana söz veriyorum hep burada olacağım. Hep elini tutup bu güzel gözlerine bakacak ve seni hep ama hep aşkla öpeceğim Jane."

Yüzümü havluyla kurulayıp odama geçtim ve üstümü değiştirdim. Hava güzel olduğu için puantiyeli, kırmızı elbisemi giydim. Çantamı dün geceden hazırlamıştım. Saçlarımı tarayıp maskara ve kırmızı ruj sürdüm. Çantamı, kot ceketimi ve telefonumu alıp odamdan çıktım.

The Love Song | H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin