Göğün Sıfırıncı Ruhu (+18) [TAMAMLANDI]

Entrika ve Entropi

Adam hiddetle ve şiddetle, gürleyen bir sesle bağırmaya başladı: "Neden bu kernel düzende sistemin anasını satıyorsun be kadın? Neden? Bu kadar sürtüklüğün ve ihtişamın amacı ne? Artık seni daha fazla anlayabilme kaabiliyetine sahip olmadığım kanısına vardığım düşüncesindeyim." Kadın şok oldu. Şarabı boğazında kalmıştı. Öksürdü. Kustu. Adam iğrendi. Yerleri temizlemesi için pespaye bir paspas getirdi. Kadın pespaye pespaye paspasa baktı ardından kevaşe kevaşe paspası aldı ve küstah küstah kusmuğunu temizlemeye koyuldu. Birkaç damla çamaşır suyu - tuz ruhu karışımı daha döktükten sonra adama döndü ve çatlak kaltak bir sesle: "İşte. Bir rahibe kadar temiz oldu yerler." dedi. Adam utandı. Kızardı. Pişti. Kadın: "Söylediklerine gelince, ben yalnızca uslanmaz bir sürtüğüm. Ben buyum. Beni böyle kabul et veya hiç, piç." dedi. Adam aşağılanmış gibi hisseti. "Sensin piç." dedi. Kadın yalnızca randevu evlerinde duyulacak seste hoyrat bir kahkaha patlattı. Ardından şunları söyledi: "Bu inovatif getçeklikte kredi puanını hesaplayamayacak kadar liberal biri olduğunu bilmiyordum açıkçası. Sence benim sürtüklüğümün piç olmakla ne alakası var?" Piç kelimesini söylerken parmaklarını Bermuda Şeytan Üçgeni şeklinde oynamıştı. Adam: "Ah, bu konunun uzun zaman önce konserve edilmesi  ve aynı zamanda Dünya'nın eksen eğikliği de göz önüne alınarak  değerlendirilmesi gerekiyordu. Ancak bunu seninle uzun uzadıya saatlerce tartışmak niyetinde olduğum söylenemez. Bu sebeple, bana sürtüklüğünün amacını söyle, sürtük kütük." Kadın bıkmıştı artık :" Bak, ne sen bu etik durumdan memnunsun ne de ben bu erotik kıyafeti giymekten. O sebeple ben de artık yeter diyorum ve açıklıyorum huzurunda, kulaklarını aç ve iyice dinle: sürtüklüğümün amacı, sevgiye susamış aç bir yelloz olmam. Sevilmek istiyorum anladın mı? Hepsi bu. Bir daha bu konu hakkında herhangi bir inhibitör yaşamak istemiyorum. " diyerek birasını yudumlamaya koyuldu. Adam şaşırmıştı. " Pekala. " dedi kabullenen bir sesle. Kadına eşlik etmek için bira şişesine uzandı. Kadın adamın eline benzin pompasını yerine koymak için çaba sarfeden bir insanın elini kullandığı gibi vurdu. Adamın canı yandı. Acıdı. Ağladı. Kadın: "Sürtüksem bira içmemeliyim değil mi?" diyerek bira kutusunu önlerinde uzanan ve akşamın hafif ama ağır olmayan rüzgarları sayesinde çalkalanan okyanusa fırlattı. Adam: "Artık balıklar sarhoş." dedi. Kadın: "Ah, sevdiceğim çok komiksin." dedi ve kıvırtıp sürterek eve yöneldi. Adam tek kaldı. Düşündü. Düşündü. Öyleyse vardı.

Sizce de YouTube berbat ve entropi kokan bir sosyal mecra değil mi? Yanılıyorsam lütfen yorumlarda belirtmenizi rica ediyorum. Bence abone olduğumuz kanalların ziline basarak bu basmakalıp düzene sürtükçe bir isyan etmekteyiz. Severim zilleri. Zillileri de.

Eğer bir at kadar sevilmiyorsak bu hayatta, bonkör olmanın ne gereği var? Bırakın hayat size bildiği gibi gelsin, istediği gibi taşsın etrafta. Sonuçta her nefis tadacaktır midye dolmayı sonunda. Bilinmeze doğru bir seyahat... Bikinilerle dolu bir piknik... Bu ikisi arasında kalmış bir çoklu evren reaktanı olsaydınız, ne yapardınız? Çünkü ben şu an tam olarak bu durum içerisindeyim. Yardım istiyorum ama malesef tek yapabildiğim; çırpınmak. Ancak ufak yardım haykırış ve çığlıkları arasında çırpınmaya yarıyor bu naçiz ve gürbüz bedenim. Mor bir menekşe gibiyim.

Sahi, taşlaşan kalplerin hesabını kim soracak? O kalpleri taşlaştıranlar mı? Peki ya ey Tanrım, ya aslında kalbimiz taş değil de 1 kilo pamuk ağırlığındaki demir kadar yumuşaksa? Ah, pardon. Ben antagonistim. Bu sebeple artık Tanrı'ya yakaramam. Üzgünüm Tanrım.

Umarım küçük çatlak kamera lenslerinizle izlediğiniz o kahırlı lanet hayatlar size rehber olur da aklınız başınıza gelir. 4k videolar izleme lüksüne sahipsen, hipopotam dişi kadar aklın yok demektir.

Ah, seni yine unuttum. Üzgünüm, kadınım. Başını şişirdiğimi biliyorum. Kusura bakma. Seviliyorsun hem de çok.

Uzay'dan...
🥀 🌹 🥂