İlk PERDE

22.2K 634 232
                                    

Vazgeçme, vazgeçtiğinde kaybetmiş olacaksın.

20.07. 2019 👯

🍁🍁

Uyuşturucu bataklığında bir ruh gibi olmanın getirdiği acıyla ellerime yansıyan keskin kırmızı renginde ki kana baktım.

Kan...

Kafam yavaş yavaş toparlanmaya başlarken mora boyadığım saçlarım rüzgardan dolayı yüzüme vurmaya başladı. "Bunu ben mi yaptım? " Ruhumun aydınlık kesimi yoktu, her yanım karanlık her yanım zehirdi.
"Bunu ben yapmış olamam ki! " diyerek bağırdım ve ellerimi yanaklarıma götürüp her iki taraftan baskı uyguladım ve aynı anda "Hayır, hayır! " diye bağırdım.

Gözlerimden tek bir damla yaş bile dökülmezken duygusuzluk kıvamında ki bir duyguya hapis olduğumu hissettim.

Burnumu kabaca çektim ve eğilip yerde yatan ağabeyimin nabzını kontrol ettim. "Atmıyor, " Bir ses benim zaten fark ettiğim şeyi söylediğinde başımı hiç kıpırdatmadan gözlerimi kaldırıp sesin sahibine baktım.

Annem...

Kızıl saçları mavi ceketinin üzerine dökülürken şu an yeşil gözlerinin aldığı renge uyumluydu.

Annem ağlamıştı.

Annem şu an çok güzeldi.

Topuklularıyla aramızda ki mesafeyi bitirip yanıma geldiğinde elimden tuttuğu gibi beni ayağa kaldırdı. Ne olduğunu bile anlamadığımda bana kaşlarını çatarak "Demek zihnin yerine geldi, " diye bağırdı. Gözlerinin içinde cehennem ateşini görüyordum; ateşi üzerime yakmak ister gibiydi.

"Anne, " diye fısıldadım ama konuşmama izin vermedi. "Sen yaptın! " diye bağırdı, "Oğlumu öldürdün, Rima! " Gözlerim kocaman açılırken "Ağabeyini, " diyerek ekledi. Sonra gözlerinden bir şelaleden akıyormuş gibi akmaya başladı yaşlar. Ellerimi savurup kendini yere bıraktı, o da can çekişiyor gibiydi.

"Anne hayır, " diye bağırdım. "Bunu ben yapmış olamam! " Zihnimin uyuşturucu yüzünden bana bir oyun oynadığını ve bu yüzden ağabeyimi öldürdüğümü düşününce bile kanım donuyordu.
"O kadar da değil be! " dedim ve elimi saçlarıma geçirdim. Kendime acı çektirmeyi seven biriydim ama asla ağlayamıyordum.

"Duygusuz! " diye bağırdı annem, "Duygusuzsuz Rima, ağabeyini öldürdün ama ağlamıyorsun bile. " Ağlamak istiyordum ama buna inanamıyordum ki!

Kimse inanamaz zaten ağabeyini öldürdüğüne.

"Anne, " diye konuştum acıyla "Ağabeyim öldü mü şimdi? "

Kendi yaptığım için olmazsa bile canım çok yanıyordu. Ağabeyim... Nasıl ölürdü?

"Öldürdün onu, " Annemin titrek sesi kulağıma ulaştığında kafamı iki yana salladım. "Ben yapmadım anne, " Onun hemen karşısına çöktüm, "Allah aşkına kim ağabeyini öldürür? "

"Sen! " diye bağırdı. "Sen öldürdün! "

Gözlerinden akan yaşlara bakarken boğazım acıyordu ama hala ağlayamıyordum. Yaptığıma inandığı şeyin görüntüsüne baktım, sonra dönüp ellerime yansıyan o kana baktım.

Ağabeyimin kanında boğulsam gıkım çıkmazdı da bu acıyla sınanmak...

Ağabeyimin yerde yatan bedenine baktım ve "Cehennemin aldığı renk bu anne, " dedim. "Cehennemin duygusuzluğunda yanıyor gibiyim, canım acıyor ama ağlayamıyorum. "

Ağzımdan bir hıçkırık kaçarken annem yanağından dökülen yaşlarını sildi ve ayağa kalktı, "Cesedi saklamamız gerekiyor, Allah kahretsin ağabeyini nereye gömeceğiz? " Ona baktığımda yine yanağında ki yaşları sildi. "Anne bu ne demek? Saklayacak mıyız? "

"Hapise mi girmek istiyorsun? Yaşayamazsın orada, " Bir an anneme sarılmak istedim ama bu hissi hemen yok edip "Evet, yaşayamam, " dedim. Bencildim, hem de dibine kadar!

"Bana yardım et, " dedi annem. Ona inanamazcasına baktığımda "Ne? " diye bağırdı. "O oğlumsa sende kızımsın, " dedi, "Onu benden almış olsan bile senin hapiste yaşayamacağını biliyorum." Gözlerinden akan yaşlara sebep olduğum için kendimi öldürmek isterken "Anne, özür dilerim, " deyip ona sarıldım. "Özür dilerim, çok özür dilerim. "

Annem beni ittirip "Uyuşturucunun sana yaptığına bak, " dedi. "Kendin bile değilsin Rima, kendin bile olamıyorsun. " Burnunu kabaca çekti, "Ağabeyini öldürdüğün için özür dilediğinin farkında mısın? "

Cehennem buz tutmuş olabilir miydi? Belki de cennet şeytanın kuyusu olmuştu da ben o kuyuya tıkılıp kalmıştım.

"Farkındayım, " Can çekişen ruhuma rağmen güçlü durmaya çalışan bedenimin duygularıma resmen perde olduğunun farkındalığı ile "Ama ilk defa katil oluyorum anne, ilk defa! " dedim. Annem sanki onu itmişim gibi geriye doğru bir adım attığında "Şu kelimeyi kullanma, " dedi. "Neyi? Katili mi? "

"Rima! "

"Anne ben katil mi oldum? " diye bağırdım en sonunda annemin gözyaşlarından etkilenirken " Ağabeyimi mi öldürdüm? "

Annem sanki ruhumu artık yanmaya bırakmak istercesine "Evet, " dedi. "Vazgeçemediğin o uyuşturucu yüzünden ağabeyinden vazgeçtin. "

Annemin söylediği gerçek ile bende geriye doğru sarsak bir adım attım. Yutkunmak istedim yutkunamadım. Nefes almamak istedim daha da çok almaya başladım. Ben vazgeçemediğim o uyuşturucu cehenneminde ağabeyimi bile isteye yangının ortasına atmıştım, onu kül etmiş ve yok olmasını izlemiştim.

Ve bunları hatırlamayacak kadar da kül olmuştum.

Ben kül olamaya devam edeyim isteyen yangının ismi ise Çamer Yangın' ın ta kendisiydi.

Yangındı.

Soyadını tamamıyla taşıyan bir adamdı. O bana kötülükle adım atan bir adamdı. O beni kendine haps etmek isterken nefretimi kazanan bir adamdı.

Ağabeyimin ölümüne üzülmeme bile izin vermeden beni kendine kelepçeleyen alçak herifin tekiydi.

Ondan nefret ediyordum.

Ondan nefret etmeliydim.

Ondan nefret etmeye devam etmeliydim.

...

Ve zamanın akışında zihnimi ele geçiren bir kurgu daha...

Zihnimin cehenneme ait bir kuyu olduğu bu sayfalarda, içinde barınan şeytani karakterlerimin hayatlarını okumaya var mısınız?

En beğendiğiniz sözü not alın.

KUTSAL BATAKLIK- GÜNAHKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin