Bölüm 24; "Bir Gitme Mevzusu. "

13.7K 375 13
                                    

En çok canım yandığında susmayı bilirdim ben, en çok canım yandığında insanlara anlam yüklü bakardım. Hislerimin gözlerimden okunmasını istemediğim kadar konuşamamı anlamalarını da isterdim. Bağlanmış gibiydi ruhum bedenime, çıkacak ama bir türlü kopmuyordu o bağlı ip. Geçmişim nasıl geleceğime deprem oluyorsa, hislerimde benim gücümü yerle bir ediyordu.
Güçsüzlük bana göre değildi, birine bağlanmak bana göre değildi, hisler bana göre değildi; bana göre olmamalıydı.

Güçsüz değildim, yalnızca Çamer' siz kalmıştım.

"Daha ne kadar susacağız? " Sude, aramızda oluşan sessizliği bozduğunda Özge "Gerçekten çok sıkıldım, " diyerek Ona hak verdi.

Konuşamayacak kadar kırgınım, demek istedim ama anlamaya aklarını hissedip sustum.

"Ya Ilgaz, bir hastaneye mi gitsek? Hiç iyi durmuyor. " Sude, endişelendiğini hissettirdiğinde Ilgaz cık diye bir ses çıkarıp saçımı öptü. Saatlerdir beni göğsüne çekmiş bir vaziyette benimle beraber denizi izliyordu. Sıkılmadan, sormadan, sadece izliyordu.

"Ya böyle bekleyecek miyiz yani? " Özge isyan ettiğinde Ilgaz kafasını kaldırdı ve Onlara baktı. Nasıl baktı bilmiyorum ama o bakış ikisininde yanımızdan uzaklaşmasını sağlamıştı.

Onlar yanımızdan ayrıldığında Ilgaz saçıma bir öpücük daha kondurdu ve dudağını hiç çekmeden konuştu. "Benimle konuşmak ister misin? "

Boğazımda ki düğüm canımı yakarken dudaklarımı ısırdım ve en sonunda kendimde konuşma gücünü bulup "Gitmesini istemiyordum, " dedim. "O burda bana güç oluyordu, Onunla tartışırken bile hayatta olmaktan zevk alıyordum ben. Şimdi O' nun gitmiş olması beni hayattan koparmış gibi hissediyorum. Sanki yaşamak için sebebim kalmadı. " Burnunu kabaca çektim ve ellerimi kaldırıp yanağıma dökülen yaşları sildim.

Dudağını saçlarımdan ayırdı ve kafasını kafama dayayıp denize baktı tekrardan. "Aşık olma, demiştim sana. " Güldü, O gülünce bende güldüm. Ilgaz, Sude' ye aşık olmuştu ve bu aşk Onun güzel yanını ortaya çıkarıyordu.

"Aşık olursam Onu öldürecektin, " Sesli güldüm, "Sen öldürmeden gitti ya la, "

"La mı? " Ilgaz Ateş, kendine engel olamadı ve kahkaha attı. Bu kahkaha sesiyle kafamı Ona çevirdiğimde kafasını arkaya yatırmış bir şekilde güldüğünü gördüm. Gülerken ilk defa kendine engel olmaya çalışmıyordu.

"La ha? " Gülmesini kesti ve bana baktı, bu kadar gülmesini anlamadan kafamı iki yana salladım. "Ne gülüyon be? "

"Bak yine bozuldun sen, " dedi gülerek. "O cümle, ne gülüyon la, şeklinde olmalıydı. "

Kafamı iki yana salladım. "Saçmalıyoruz şu an. "

"Öyle oldu galiba. " Derin bir nefes aldı ve beni yine kolunun altına alıp göğsüne çekti.

"Aşk nasıl bir his Rima? " Ilgaz Ateş, beni yeniden şaşırttığında Sude' nin önüne geçtiği an geldi aklıma. Sude' ye aşık olduğunu en sonunda kabul etmeye başlıyordu galiba.

"Bilmiyorum ki, açıkçası kabulde edemiyorum. Yani nasıl bir şey biliyor musun? " Göğsünden ayrıldım ve vücudumu Ona çevirdim. "O olsun istiyorsun, O sürekli her anında olsun istiyorsun. Tartışacağını bilsen bile Onu istiyorsun o anın içinde. Onu izlemek hoşuna gidiyor, gülüşünü falan görmek için hayaller kuruyorsun. " Gülümsedim, "Sakalına dokunmak istiyorsun bazen ama karşında olmasına rağmen elini kaldırıp dokunamıyorsun. "

"Ne Çamer' miş be! " Ilgaz iç çekerek tepki verdiğinde bende iç çektim. "Artık hiç dokunamayacağım galiba. "

Ilgaz, uzun zaman sonra ilk defa acımasız değildi, ilk defa böyle candan yaklaşıyordu bana. "Dur bakalım, ben daha bitti demedim. "

KUTSAL BATAKLIK- GÜNAHKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin