𝒆𝒊𝒈𝒉𝒕, 𝒍𝒊𝒂𝒓

438 61 106
                                    

11 Ekim

Sevgili günlük, bu klişe cümleden nefret ediyorum.
Evet, sana çok uğramam ama hey, işte buradayım.
Kanlı ve canlı olarak, Tony Stark.
Evet hala nefes alıyorum, inanılmaz değil mi?!
Her neyse, bugün buraya yazmamın sebebi hayatımın kalbime hitap eden tek gününü bitiriyor üzere olmam.
Bugün Ava'ya anlattım onu. Dört gün içinde birine bu kadar bağlamamam dedim.
Sarıldı bana, Sen inanmazsın ama dedi, bir araştırma yapılmış, insan ilk gördüğünde aşık olurmuş esasında. Sadece bazı zamanlar çok sonradan anlarmış aşkı. Ben aşka inanmam günlük bozuntusu, ama bu çocuk tapabileceğim güzellikte bir kalp sızısı verdi bana. İnce bileklerinden bir cenneti söküp, cehennem akan damarlarımın üzerine kondurdu. Mavi bir ip parçası, tüm kanım bileğime çekiliyor.
Ne deniyor bu hisse? Aşk bu mu?

Tony, elindeki eski püskü kağıda dökerken tüm dikenini, dudaklarında dönüp giden sigarasını küfrederek başka birini tutuşturdu ve dudaklarının arasına yerleştirdi.

Aslına bakarsan bana cevabını vermen gereken çok fazla soru var. Her zaman nefretin sevgiden doğduğuna inandım, salak gibi. Bunun doğru olduğunu bilmek ise kendimi boğma isteği uyandırıyor bende. Bugün yüzünü yine gördüm Bay Stark'ın. Bir zamanlar onu seviyordum, inanabiliyor musun? Şimdi ise onu her gördüğümde kanım çekiliyor. Ben ölüyorum, pek sevgili kağıt parçası. Somut biçimde, ölüyorum. Her gün, her saniyem güler yüzle geçiyor. Sarışın, söyleyemiyorum adını. Kalp atışlarım ağzıma geliyor, o yüzden sarışın. Her günümü cennete çeviriyor, evet. Ama bu köklerimde kazılı cehennem tohumlarını söndürmüyor. Günden güne küle dönüşüyorum.

𝐬𝐮𝐢𝐜𝐢𝐝𝐞 𝐦𝐞𝐬𝐬𝐚𝐠𝐞 • 𝐬𝐭𝐨𝐧𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin