"L'indiscret, Voltaire."
Çocuk şaşkınlıkla kafasını kaldırıp ayrılan dudaklarıyla ve yaşadığı sevinçle Tony'e baktıktan sonra teşekkür ederek sayfanın en alt sağ kısmına Tony'nin dediklerini yazdı.
"Ayrıca 8. cümlede yazım hatan var, Sulide değil solide ama eminim kimse fark etmez. Ve bir de, madem Madamé'ı böylesine seviyorsun, son cümlelerini de eklemen gerekmez mi?"
"Sen, biliyor musun?"
"Bugünün 7 Ekim olduğunu unutmuştum evet ama çizdiğin kadının madamé de prie olduğunu, görmediği ilgi ve sevgiden dolayı boğulup ölümünü planladığı, seçtiği iskambil kartıyla Ekimin 7'sini darağacı belleyip öleceğim diye haykırsa da dikkate alınmadığını biliyorum."
Karşısındakinin parlamaya başlayan mavi gözleri, açık kalan ağzı ve hayranlıkla kalkan kaşlarına tepki olarak sarhoş olan Tony'i dünyaya döndüren çocuğun uzattığı el oldu. Kemikli parmaklara nazikçe dokunup elini sıktıktan sonra çocuğun baş döndüren gülümsemesiyle karşılandı.
"Steve."
"Tony."
¤
Tony ve Steve, birbirlerinin isimlerini henüz birkaç dakika önce öğrenen iki genç, ikisi de bir duygu karmaşasına bulanmış. Tony, çocuğun saf şaşkınlığı ve duyduğu hayranlığı elle tutarken Steve ömründe ilk kez dediklerini anlayan bir insanla karşılaşmanın yerinde heyecanıyla oyalanıyordu. Steve birkaç dakikadır süren hareketsizlik ve sessizliği bölmeye karar vererek önündeki kağıttan usulca başını kaldırıp karşısındaki yüze baktı. Tony'nin onu incelediğini farkettiği anda irkildi. Kızarmaya başlayan yüzüne aldırış etmemeye karar vererek Tony'i taklit etmenin iyi olabileceğini düşündü. Steve'in yanaklarına akmaya başlayan pembeliği farkeden Tony onu daha fazla utandırmamak adına yüzünü denizin dalgalarına doğru çevirip paketten rastgele çıkardığı sigarayı dudaklarına yerleştirip tiz ateşin tütün tanelerinde dans etmesine izin verdi. Steve ise Tony'i inceleme yolunda emin adımlarla ilerliyordu. Mavi gözleri ilk olarak karşısındaki adamın yoğun kahve saçlarına yöneldi. Sanki saçlarının yumuşaklığını bakarak hissedebiliyordu! Gözlerini ne kadar parlak kahvelerden alamasa da orada saatlerce oyalanamayacağını bildiğinden bakışlarını çocuğun uzun kirpiklerinin ve yıldız gibi parlayan kahve gözlerinin yan duruşuna kaydırdı. Kahvelerin etrafını sarması gereken beyazlığı ezen kırmızıyla ve göz altlarında yuva yapmış derin mor halkalarla yüzleştiğinde içinde bir şeylerin yere düşüp yüksek sesle kırıldığına yemin edebilirdi. Gözlerini oradan da çekip genç adamın inanılmayacak derecede düzgün burnunda gezdirdi. Kalemle çizilmiş imajı veren burnunun ardından şekilli çenesini atlayarak istemsizce dudaklarında durdu. Kırmızının tam olarak hangi tonu olduğunu bilemediği dolgun dudaklarından akan sigara dumanını bir süre izledi. Tony'nin biten sigarasını atmaya yeltendiğini görünce kendini toparlayıp bakışlarını tekrardan kağıtlara çevirdi. Gülümseyerek ona dönen Tony ise daha fazla sessiz kalamayacağından kesinlikle emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐬𝐮𝐢𝐜𝐢𝐝𝐞 𝐦𝐞𝐬𝐬𝐚𝐠𝐞 • 𝐬𝐭𝐨𝐧𝐲
Fiksi PenggemarSteve Rogers, aldığı bilinmeyen bir intihar mesajında bu kadar senenin yaşanmamışlığını saniyelere sığdırmanın zorluğunda ezilirken, aynı saniyeleri kana buladı bir kesik. Çok uzakta, iç kavuran bir kesik. 𝐜𝐨𝐦𝐩𝐥𝐞𝐭𝐞𝐝 𝐨𝐧 𝐨𝐜𝐭𝐨𝐛𝐞𝐫 𝟕...