Medya'yı. Mutlaka. Açın.
18. gün
"Buna inanamıyorum!" Gözlerinin ışıltısıyla gülüşüm genişledi. Bu kızı mutlu etmekten zevk alıyordum. Böyle ışıldadığında ben de mutlu oluyordum.
En öne yakındık ve olduğumuz yerden sahne çok net görünüyordu. Grinko henüz gelmemişti ve ikimizde beklerken heyecanlıydık. "Ben de inanamıyorum," dedim kulağına doğru. Onu önüme doğru almıştım. Kollarım iki yanındaydı ama ona değmiyordum. Rahat olmasını istiyordum.
Grinko sahneye çıktığında dehşet bir ıslık ve alkış tuhafını koptu. Buna biz de katıldık. Sırma mutluluktan kahkaha atınca içime doğru ılık bir şeylerin aktığını hissettim. Gözümü ondan çekip sahneye baktım.
İlk yarım saat her şey çok güzeldi. Onun ağladığını görene dek yüzümden gülüşümü silmemiştim. Neden ağladığını bilmiyordum ve bu içimi tırmalıyordu. Onu hafifçe omuzlarından tutup tamamen kendime çevirdim. Sessizce göz yaşı döküyordu ve ortamın atmosferinden etkilendiği aşikardı.
Yüzündeki yaşları sildim. Ayaklarının ucunda yükselip boynuma sarıldığı sırada Grinko, Jane Maryam'ı çalmaya başladı. Gözlerimi kapattım. Kokusuna ve teninin sıcaklığına bıraktım kendimi. "Neden ağlıyorsun?"
Titrek nefesi kulağıma değdi. "Her şey için. Senin için. Kendim için. Ayrıca Grinko insanın kalbini ağlatmak için dürtüyor. Çok fazla güzel, öyle değil mi Mazhar?"
"Senin gibi," diye fısıldadım. Duymadı. Duymasını da istememiştim zaten. Geri çekilip iki elini yüzüme yasladı. Bunu yaptığında kalbim rahatlıyordu. Ruhumun düğümünü çözüyor gibi hissediyordum. Yüzünü bana yaklaştırdı. Kalbimin çırpınışını duyuyor muydu? Nefesi dudaklarıma çarptığında nasıl hissettiğimi görebiliyor muydu?
Ama hayır. Henüz bunun için çok erkendi. Bunu o da biliyordu. Sadece öyle durdu. Durduk. Grinko'nun parmaklarının kalbimize dokunuşunu hissettik bir süre. Sonra ona biraz daha yaklaştım ve dudağına yakın bir yeri öptüm.
Ufacık, tüy gibi bir öpücüktü. Ama dizlerimin titrediğine yemin bile edebilirim. O da benden farksızdı. Gözünden akan son bir damla elimin üzerine damladığında gülümsedim ve başını göğsüme dayayıp sağ elimi saçlarına bastırdım. Gözlerimi sımsıkı kapattım. Sımsıkı. Bu ana kilitli kalmak istedim. Burada soluklanmayı.
Ve burada yaşamayı.
xxx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
opia
Teen FictionYazar olmak isteyen ama aradığı ilhamı bulamayan bir kadın ve hayallerinin önüne bariyerler dizilmiş yalnız bir adam bir gün aynı klinikte karşılaşırlar. xxx İthaf: Şafak sökerken öten horoza ve kuşlara. Şevval'e. Kedim Bulut'a. Nazlı'ya. Birde kız...