on altı

6.4K 415 153
                                    

Kafeye girdiğimde benden önce gelmiş olan Nisa'yla göz göze geldim. Onun olduğu masaya ilerlerken gözleri üzerimdeydi. Ben de gözlerimi ona dikmiş şekilde sandalyeye oturduğumda saçlarını omzundan geriye attı ve "Bir şey içer misin?" diye sordu. Önündeki limonatadan içerek gözlerini gözlerime dikti.

"Nisa, konuşulacak konu belli. Başka şeylerden bahsedip sinirimi arttırmanı inan ikimiz de istemeyiz."

Derin nefes alıp verdiğim sırada yutkundu ve gözlerimin içine baktı. "Mirza'yla konuşuyoruz Ceylin."

Bildiğim bir gerçeği ondan duymam canımı yakmıştı. Yakmamış gibi davranıp "Peki," dedim sakince. "Ama neden ve ne amaçla?"

"Gerçekten bilmek istiyor musun Ceylin?"

"Evet."

"Ben onu seviyorum Ceylin."

Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Bunu böyle öğrenmeme gerek yoktu. Benden gizlemesine gerek yoktu. Başka şekilde hallolabilirdi. Kazık yememe gerek yoktu.

"Neden bana en başında demedin bunu Nisa?"

"Nasıl diyecektim? Bir kere demeye çalıştım sana. Ama o kadar kördün ki anlamadın Ceylin. Ben de vazgeçtim anlatmaya çalışmaktan. Sen bir şekilde Mirza'yla konuşuyordun. Aileleriniz yakındı. Her an beraberdiniz resmen. Ama sen buna rağmen bencildin Ceylin; benim aşkımı göremeyecek kadar. Ayriyeten korkaktın da. Çocuğa bir türlü açılmıyordun."

Tırnaklarımı avuç içlerime geçirdim. "Bana korkak demeyi kes."

Alaycı bir ifade takındı. "Ne? Öyle değil misin? Öylesin. Korkaksın. Ben de Mirza'ya kendim olarak yazmaya karar verdim. Senin gibi anonimlerle uğraşacağına kendisi olarak gelen cesur bir kızla takılsın istedim."

"'Mirza bugün takılır, yarın adını unutur.' Hatırladın mı bu cümleyi?" dedim tek kaşımı kaldırıp ona bakarken.

"Ben öyle olmayacağım."

Kendimden emin bir sesle "Öyle olacaksın." dedim. Daha sonra masada ona doğru eğildim. "Mirza senin neyini sevsin? Arkadaşlarının arkasından iş çevirmeni mi? Okulda insanları yersiz aşağılamalarını mı? Gurursuzun teki bir yavşak olmanı mı? Hem... Mirza benim çocukluk arkadaşımken sence seni mi seçer beni mi?"

Oturduğum yerde geri yaslanırken gözlerinin içine baktım. Gözlerinde korku vardı. "Mirza beni sevmeyebilir Nisa. Ona olan hislerimi o bana hissedemeyebilir. Atladığın şey tam da burada. Biz her şeyden öte çok yakın arkadaşız."

Ellerini masaya koyduğunda bana doğru yaklaşmaya başladı. "Eğer kavga istiyorsan edelim. Şu ellerini yavaşça yaklaştırmayı kes."

O gözlerini devirirken ayağa kalktım ve ona doğru yaklaştım. Saçını sol elimle çekerek yüzünü yüzüme çevirdim ve saçını daha sert çektim. Ellerimde saçları kalacaktı. "Bir daha benim hislerimi küçümseyecek hareketlerde bulunma, ağzına çok pis sıçarım senin." dedim ve sağ elimle limonatasını alıp başından aşağı döktüm. Soğukla bir anda titrediğinde tiz bir çığlık attı.

"Sen n'aptığını sanıyorsun ya?" diye cırladığında fısıldayarak "Daha fazla rezil olma istersen." dedim ve kafenin çıkışına yöneldim. 

Benimle uğraşmaya devam ettiği müddetçe kendimi geri çekmeden ortalığı daha da birbirine katacaktım ve her davranışının bedelini ona katbekat ödetecektim.

---

KKKKKAAAAOOOOSSSS

snowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin