kırk bir

4.9K 370 141
                                    

Derin nefes alıp verdim ve zili çaldım. Ellerim iki yana düşerken gözlerim kapı hariç her yere değiyordu.

Mirza kapıyı açtığında "Hoş geldin." dedi ve kenara çekildi. "Hoş buldum." dedim sakince.

Okuldan çıktığımda eve gitmemiştim ve saatlerce sokaklarda dolaşmıştım. Düşünmekle o kadar meşguldüm ki ne kadar yürüdüğüm hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.

"Annemler falan evde değil." dedi Mirza. "İstediğin gibi rahat olabilirsin."

Başımı sallayarak onayladım onu. Çantamı kenara koydum ve üstümdeki monttan kurtuldum.

Salona geçtiğimizde Mirza bana yakınlaşmak istiyor gibiydi ama çekingendi. Bir tepki vermedim.

"Olay ne Ceylin?"

Derin nefes alıp verdim. "Nisa'yla aranda ne var Mirza?"

Kaşlarını sorarcasına kaldırdı. "Hiçbir şey yok. Konu cidden bu muydu?"

"Bir sürü konuşma var Mirza." dedim. "Fotoğraf da var. Baya alakanız varmış gibi duruyor."

Ofladı ve gayet rahat bir şekilde oturarak "Peki bundan benim niye haberim yok?" diye sordu.

Telefonumu açtım. O sırada fark ettim ki ellerim titriyordu. "Durmamış," diye mırıldandım. "Ben okuldan kaçtıktan sonra mesaj olarak atmış fotoğrafları."

Telefondan fotoğrafları açıp ona uzattım. Aldı ve kaydırarak bakmaya başladı. "Fotoğraftakinin sen olmadığını mı söyleyeceksin şimdi?" diye sordum.

Omuzlarını silkti. "Yo, gayet de benim, baksana."

Ardından devam etti. "Sen galiba benden pek emin değilsin ama ben kendimi biliyorum Ceylin. Bu fotoğraflar senin Nisa'yla arkadaş olduğun dönemlerden. O çekilmek istemişti ben de kırmamıştım. Çünkü aramızda saçma, seni aldatarak yaşadığım bir ilişki yerine iki arkadaş ilişkisi vardı. O ilişki de bitti zaten. "

Gözlerim dolmuştu. "Yazışmalar da sana ait değildi." dedim ama bunu soru maksatında demiştim. Başını üzgünce salladı. İki elimle yüzümü kapattım ve saatlerdir patlamayı bekleyen duygularım o anda patladı. Ağlamaya başladım.

"Özür dilerim! Çok özür dilerim! Bunu yaptığını düşünmek aptalcaydı."

Bir anda kollarıyla beni sımsıkı sardı. "Düşünemedim," dedim. Resmen yalvarıyordum affetmesi için. "o an mantıklı düşünemedim Mirza. Bir anda üst üste olunca, sanki aklımı kaybetmiştim..."

Saçlarımı öptü. "Affeder misin?" dedim dolu gözlerimle ona bakarak. Dudaklarını sağa doğru büzdü. "Affedeyim mi?"

Başımı hafifçe salladım ve göğsüne yasladım. "Zaten er ya da geç affedeceğim." dedi omuzlarını silkerek. "Şimdi affedeyim gitsin."

Gülümsedim ve kokusunu içime çektim. Bağrı sıcak ve güzeldi.

Başımı kaldırıp ona baktım. Kısa süreli dudaklarımızı birleştirdim. Ayrıldığımızda "Yine çok çirkin oldun he," dedi sırıtarak. "Gözlerin kıpkırmızı."

Kendimden emin bir şekilde saçlarımı savurdum. "Sen benim gibi güzel bir kız bulduğuna dua et."

"Yo, baya çirkinsin." dedi ve burnumu işaret ve orta parmağının arasına alıp sıktı.

Eli burnumdayken eline baktım ve "Ne yapıyorsun lan sen?" dedim. Kahkaha attı. "Bozma! Fotoğrafını çekeceğim."

Daha sonra telefonunu açtı ve beni o halde çekti. Fotoğrafı gözümün önünde duvar fotoğrafı yaptığında "Hassiktir." diye mırıldandım.

Güldü ve telefonunu kapatıp kenara koydu.

"Dur, " diyerek telefonumun kamerasını açtım. "Senin şu yanakları değerlendirelim koçum." Ardından kamerayı ona çevirdim ve yanaklarını sıkarken bir fotoğraf çektim. Bu fotoğrafı da duvar fotoğrafı yaptım.

"Şebek,"

O anda karnım guruldadı. Mirza'nın gözleri göbeğime kaydı. "Acıkmışız."

Omuzlarımı silktim. "Ne var sizde yemek olarak yiyebileceğimiz?"

"Sanırım hiçbir şey yok ve benim yapabildiğim tek şey tost."

İşaret parmağımı ona doğrulttum. "Yapıyorsun bu işi. Hadi tost yapalım."

Daha sonra beraber mutfağa girdik ve cidden baya bol sucuklu birer tost yaptık. Ama hakkını yiyemem, cidden güzel tost yapıyordu. "Sen benim evimin hanımı olsana fıstık." dedim gülümseyerek.

Başını onaylamazca salladı. "Fıstık dediğin an ilişkimiz bitti Ceylin."

Cevap vermedim. Tostunu bitirdiğinde bir anda benim tostumdan ısırdı. "Hayvana bak, tek ısırıkta tostun yarısını yedi."

Güldü ve umursamazca ağzındaki lokmayı bitirdi.

snowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin