beş

8.4K 491 158
                                    

sorunlu: yaz meyvesi tadındaki dondurmam

sorunlu: nasılsın

mirza: nE

mirza: lan ben seni engellemiştim

mirza: fbi misin kızım

sorunlu: yO

sorunlu: sadece sen biraz aptalsın

mirza: ayboluyo

sorunlu: bnne

sorunlu: hayatımınanlamıbitanemherşeyim

sorunlu: nerdesin it oğlu it

mirza: hafta içindeyiz sence nerde olabilirim aptal

sorunlu: heeee doğru

sorunlu: neyse ben seni kesmeye gidiyorum

sorunlu: bb

görüldü

Görüldüye karşılık olarak gözlerimi devirdim ve sen iflah olmazsın diye geçirdim içimden. Telefonumu cebime attım ve oturduğum masada dikleştim. "Kızçeler ben kaçar."

Ayağa kalktığım sırada Nisa kolumu tuttu ve "Nereye?" diye sordu. Tek kaşımı kaldırıp önce kolumdaki eline daha sonra da gözlerine baktım. "Eline ayağına mukayyet ol." dedim ciddiyetle.

Sonra ciddiyeti bozdum tabii. "Mirza'nın yanına." dedim. Başını salladı ve kolumu bıraktı. Bende ne yapayım hemen aslanımın yanına doğru gitmeye koyuldum. Sınıftadır düşüncesiyle sınıfına çıktım ve içeri girdim. Sıraya yatmış uyuyordu.

Sırıtışım yüzümde kulaklarıma kadar büyüdüğünde kafasına tokadı indirdim. Darbeyle kendini attığında elini siyah saçlarının arasına daldırdı ve okşadı. "N'apıyorsun aptal?"

"Aman be Mirzazaza," dedim gülerek. Ön sırasına oturdum ve ona döndüm.

"Mirzazaza? Değişik değişik kelimeler kullanma, vallahi çok çirkinler..." dediğinde sahte bir şekilde dudaklarımı büzdüm.

"O kadar mı kötü?" dedim masumcuk masumcuk. Şu an âdeta bir Sezercik, âdeta bir Emrah'tım. Yani en azından öyle hissediyordum.

"Evet," dedi acımasızca. Ona sırtımı döndüm. "Hadi, hadi vur bir darbe daha sırtıma. Bak bakayım bıçak izlerinden yer bulabilecek misin?"

Mirza düz bakışlarını yüzümde dolaştırınca kahkaha atma istediğimi bastırdım. Biz böyleydik işte. Yakın arkadaştık. Sanırım bu sebepten ona asla açılamıyor, bu dalga muhabbetleriyle bastırıyordum her şeyi.

Kendisi bir tepki vermeye gerek görmedi ve düz bakışlarıyla bana bakmaya devam etti. O sırada sınıfa birisi girdi ve bakışları ona döndü. Ben de bu sebeple kimdi merakıyla arkama döndüm.

Sırıtışıyla yanımızda beliren Serdar'a gülümsedim. O Mirza'yı sevdiğimi bilen sayılı kişilerdendi. "N'abersiniz gençlik?" dediği sırada Mirza'nın yanına oturdu.

Mirza ve ben eş zamanlı olarak "İyidir senden?" demiştik. O da "İyidir," dediğinde parmaklarını masada tıkırdattı.

Mirza "Size bir şey göstereceğim," dediğinde kaşlarımı çattım. "Ne oldu?" dedim.

Serdar başını iki yana salladı sorarcasına. Mirza telefonunu çıkardığında tahmin ettiğim şey olduğunu anladım. Anonim konusunu söyleyecekti.

Serdar bir anlığına bana baktığında kahverengi gözleri bir benim bir Mirza'nın üzerinde dolaşıyordu. Gözlerimi kocaman açarak onu uyardım. Belli et de ağzına sıçayım.

Mirza sohbeti çoktan açmıştı. Serdar ve bana doğru tuttuğunda ekranı hafifçe kaydırıyordu. En sonunda "Kim sizce?" diye sordu.

Dudaklarımı bilmem mânâsında büzdüm. "Bir fikrim yok," dediğimde Serdar beni onayladı.

Telefonu kapatarak hırkasının cebine attı. "Pekâlâ." dedi ve geri yaslandı.

snowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin