Mirza, Serdar ve ben kantinde oturuyorduk. arada bir birkaç öğrenci gelip Mirza'ya geçmiş olsun dileklerini iletmesi dışında sessizdik diyebilirdim.
"Mirzazaza," diye takıldım ona sıkıldığım için.
"He," dedi bana bakmazken.
"Çok sıkıldım ben."
"Bu beni alakadar etmez." diyerek omuzlarını silktiğinde ofladım.
Kantindeki insanları izlerken bana dik dik bakan Nisa'yı gördüğümde sırıttım ve dil çıkardım ona. Arkadaşlarına döndü ve sinirli sinirli konuşmaya başladı. Onlardan bir kız bana tek kaşını kaldırdığında el salladım gülerek. Tamamen dalga geçiyordum ve bu onları kudurtuyordu.
O sırada duyduğum "Hey," sesi ile o tarafa döndüm. Bu Egehan'dı. Birkaç kez aynı ortamda bulunmamız dışında onu pek tanımıyordum.
Başımı Serdar'ın omzundan kaldırdım ve "Hey," diye karşılık verdim ona bakarak. Sarışın bir çocuktu, yeşil gözleri vardı.
"Seninle bir şey konuşabilir miyiz?" diye sordu.
Kaşlarımı çattım ve istemsizce Mirza'ya baktım. O Egehan'a bakıyordu. Ben de Egehan'a döndüm ve "Tabii ki." dedim.
Sandalyeden kalktım ve onunla beraber kantinin girişine gittik. Ben duvara yaslandım ve "Evet?" dedim.
Derin nefes alıp verdi ve başını yukarı doğru kaldırdı. "Ceylin."
"Efendim?"
Yeşil gözlerini gözlerime sabitledi. "Ben uzun zamandır seni seviyorum."
Kalakaldım. Gözlerimizi aniden ayırdım ve istemsizce Mirza'ya döndüm. Bizi izliyordu. Bir an ona ihanet etmişim gibi hissetmiştim.
"Egehan..." dedim usulca ona dönerken. "Ben..."
Derin nefes alıp verdi ve gülümsedi. Bu buruk bir gülümsemeydi. "Sevmiyorsun biliyorum. Sadece artık bunu içimde tutmak zor geliyordu bana."
Konuşmuyordum. Sadece susuyordum. "Sen..." dedi gülümsemesi yüzünden silinirken. "onu seviyorsun, değil mi?"
Donakalmış halde yüzüne baktım. "Anlamazdan gelme." dedi bana bakan gözlerini Mirza'ya çevirirken. Ben de Mirza'ya baktım. Onun gözleri hâlâ bizdeydi. "Mirza'dan bahsediyorum. Onu seviyorsun sen."
Ne diyeceğimi bilemiyordum. Nasıl anlamıștı? "Bak, bunları söylemek benim için zor ama başka ne yapabilirim bilmiyorum. Onu sevdiğini dışardan bakan birisi rahatlıkla anlayabilir. Sen gizlediğini sanıyorsun ama bu böyle. Sevdiğini saklamak zordur Ceylin. Ona açılman lazım."
"Bilmiyorum..." diye mırıldandım.
"Ben biliyorum." dedi. Gözlerime bakamıyordu artık. "Bunu yapmak zorundasın."
"Teşekkür ederim, hem anlayışın hem de dediklerin için. Umarım güzel kalbini hak eden birisini bulursun Egehan." dedim.
Yüzüne buruk bir gülümseme yerleşti.
-
ulan be egehan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
snow
Short Story•texting, tamamlandı sorunlu: iyi ki seni seviyorum görüldü sorunlu: ben bu mirza'yı tanıyorum... sorunlu: bu utangaç mirza sorunlu: öpeyim seni çocukk mirza: nE ben mi mirza: utanmadım mirza: sadece umursamadım o kadar sorunlu: hadi hadiiİWKDOAKDLÖ...