"Özlemişim lan," dedim havaalanında gözlerimi gezdirirken. Gerçekten memleket gibisi yoktu... Üniversiteyi farklı bir şehirde okumak çok güzeldi fakat özlüyordun işte büyüdüğün yeri.
"Ben hiç özlememişim amına koyayım," dedi Mirza yüzünü buruşturarak.
Gözlerimi devirdim. "Gelmeseydin o zaman,"
Ellerini iki yana kaldırdı. "Bıraktın ya beni. İzin verdin ya orada kalmama..."
"Çok zırlama." dedim ve elimdeki bavulu hareket ettirmeye başladım. O da arkamdan gelirken bana yetişti ve beraber yürümeye başladık.
Çok değil, biraz ötemizde duran Ada ve Arda'yı görmemle yüzüme kocaman bir gülümseme yerleşti. Onların arkasında ise annem, babam, Tansu teyze ve Yaman amca vardı.
Onlara yaklaştığımızda bavulu bırakıp anneme ve babama koştum. İnanılmaz özlemiştim! Annemin yanaklarını öptüm, kahkaha attı. "Özledim be anam," dedim ona bakarak.
Kendimi bildim bileli sahip olduğu kâkülleri gözlerini hafifçe kapatırken bașını iki yana sallayıp onları gözlerinden çekti. Kollarını bana sıkıca sardı. "Ben seni daha çok özledim,"
Onunla özlem gidermemin ardından babama döndüğümde gözlerinin dolmuş olduğunu fark ettim. "Baba... Ağlamayacaksın, değil mi?"
"Yok," dedi gülerek. Kaşlarını çattı daha sonra. "Sen duygulandığımı falan mı sandın?"
"Yani," dedim uzatarak. "Biraz duygulanmış gibisin."
"Güneş tam gözüme vuruyor ondan gözlerim doldu. Eşek kadar kız oldun sen. Daha neyine duygulanacağım..."
Güldüm ve benimkiyle aynı renk olan ela gözlerine baktım. Birkaç saniye bakıştık. Ardından beni kendine çekti ve sarıldı. Fısıldayarak "Seni çok özlemişim güzel kızım..." dedi. Başımı salladım ve "Ben de," dedim. Küçük bir kız çocuğuymuş gibi ağlayasım gelmişti şu anda.
Kendimi tuttum ve kollarından ayrıldım. Mirza'ya döndüğümde onun da annesi ve babasıyla konuştuğunu gördüm. Onlara da sarıldım. Yaman amca saçlarımı karıștırıp "Özlettin kendini," dedi ve güldü.
En son Arda'nın bana göre büyük olan bedeni beni sardığında gülüp ona karșılık verdim. Ayıydı falan ama tatlıydı. Daha sonra hepimiz yürümeye başladık. Mirza sol yanımda, kolunu omzuma atmıştı ve öyle ilerliyorduk. İkimiz de ailelerimizi özlemiștik oldukça. Ve bizim tayfayı da...
Ailelerle geçirdiğimiz bir süre sonrasında Serdar ve Akın'a bulușmak için haber vermiștik. Tayfada eksik olan ikili Doğa ve Doğuș'tu. Onlar maalesef burada değildi. Bu hepimizde bir burukluğa sebep oluyordu. Yine de, burada olanların arasında kan bağım olmayanlar vardı ama onlar ailemdi. Çok önceden, annem ve babamın sahip olduğu bir aile vardı. O aile hâlâ vardı ama bu sefer daha büyüktü. Biz, birbirimizden ne yaparsak yapalım ayrılamazdık.
Arda'nın arabasına ben, Mirza ve Ada bindik. Ada bizi arkaya atıp öne binmiști. Mirza Arda'nın kafasına vurdu. "Bu arabayı nasıl aldın sen?"
"He," dedim ben de onu destekleyerek. "Bu kadar parayı nereden bulmuș olabilirsin acaba?"
Sırıttı. "Eski sevgilim ve eniștem sayesinde."
Gözlerim irice açıldı. "Ve sen o kızdan eski sevgilim diye bahsediyorsun? Kafana sıçayım senin."
"Terk etti beni," dedi. Sesindeki hüzün kalbime dokundu... Șaka lan, faydalanamadım düșüncesi kötüydü sadece.
"Sen de kızı geri kazanamadın öyle mi? Hiç beceremiyorsun bu ișleri aga." dedi Mirza.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
snow
Short Story•texting, tamamlandı sorunlu: iyi ki seni seviyorum görüldü sorunlu: ben bu mirza'yı tanıyorum... sorunlu: bu utangaç mirza sorunlu: öpeyim seni çocukk mirza: nE ben mi mirza: utanmadım mirza: sadece umursamadım o kadar sorunlu: hadi hadiiİWKDOAKDLÖ...