otuz dokuz

5.2K 349 172
                                    

Sınıfa girdiğimde bitkince sırama ilerledim ve kafamı masaya koyup uyumaya çalıştım. Tabii uyuyamadım çünkü az önce çıktığım o Kimya sınavını atlatamıyorum. 

Hayatımda cidden geçirdiğim en kötü sınavlardandı. Kaşlarımı çattım ve düşündüm. Ulan benim iyi geçirdiğim sınav yoktu ki.

Gözlerimi devirdim ve kafamı kaldırdım. Su şişemi açıp birkaç yudum su içtim ve kapağını kapatırken sınıfa göz gezdirdim. Önümdeki Umut ile biraz sohbet ettik. Fazla asosyal bir çocuktu ama 9. sınıftan beri arkadaştık ve benimle sohbet ederken oldukça rahattı. Bunun kaynağı yıllardır arkadaşlığımızın sürmesiydi. İyi bir çocuktu.

Bugün Mirza'yı görmemiştim. Zaten daha 3. derse giriyorduk ve 2. derste de sınav olunca görme şansım olmamıştı. Bu teneffüs yanına gidecektim, özlemiştim onu.

Nisa sınıfa girdiğinde gözlerim onu süzdü. Bugün fazla mutluydu. Sınıfa arkadaşıyla gülüşerek girmişti ve kıza kahkaha atıp bana bakmıştı. Yüzünde tuhaf bir ifade vardı. Kendinden çok emin bakıyordu.

Kaşlarımı çattım. "Bunun götü yine kalkmış."

Ardından gözlerimi devirdim. Kimya dersiydi ve zaten sınavına girmiştik. Bu sebepten dersi salladım ve kulaklığımı çıkarttım. Telefonumu çıkartıp çalma listelerinden rap şarkılar olan listeyi açtım ve başımı sıraya koydum tekrardan.

Uyumuştum. Umut'tan öğrendiğim kadarıyla derste sınav sorularını çözmüştü. "Salla kanka," dedim gülerek. "Dinlesem de anlamazdım."

Sınıftan çıkacağım sırada önümde beliren Nisa'yla burnumdan nefes vererek güldüm. "Seninle uğraşamam."

"Hmm," dedi kaşlarını kaldırarak. Yüzünde sırıtış vardı. "Demek benimle uğraşamazsın."

"İlk kez bir şeyi anladın güzelim." dedim ve onu alkışladım. "Siktir git şimdi."

Kolunu kapıya dayadı ve "Mirza'nın yanına gidiyorsun sanırım." dedi.

Sahte bir şekilde gülümsedim. "Onun adını ağzına alman ikimiz için de pek iyi olmaz. Zira bu sefer okuldayız."

Kaşlarını kendinden emin bir şekilde kaldırırken dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı. "Öyle mi diyorsun? Belki de onun adını ağzına almaması gereken kişi sensindir." dedi ve açık olan telefonunu elime tutuşturdu.

"Tam olarak kim oluyorsun sen?" dedim gözümü kırpıp başımı iki yana sallarken.

Telefonuna baktı ve gülümsedi. Sinirleniyordum. "Az kaldı sikeceğim," diye mırıldandım.

Bu WhatsApp yazışmasıydı. Size şunu söyleyebilirim, bu yazışmalar Mirza ve Nisa'ya aitti ve düpedüz flörttü.

nisa: seni seviyorum, çok seviyorum

mirza: ben de seni çok seviyorum

nisa: keşke şu an sarılabilseydik

mirza: keşke güzelim

nisa: mirza ne yapacağız

mirza: ne için?

nisa: diyorum ki, gizli gizli nereye kadar sürdüreceğiz bunu?

mirza: ceylin'e söyleyeceğim her şeyi

mirza: böyle sürmez bu

nisa: beraber mutlu olacağız, değil mi?

mirza: sonsuza kadar mutlu olacağız

Sadece telefonunun ekranında gözüktüğü kadarını okuyabildim. 

Kafamı kaldırıp Nisa'nın yüzüne bakamadım, o bunu fark etmişti. Telefon elimdeyken bir iki şeye tıkladı ve karşıma Mirza'yla beraber çekildikleri iki fotoğraf çıktı. 

Bu patlamama sebep oldu.

Telefonu sertçe yere attım. Çığlık atarak ayağımla ezdim. Nisa'yı duvara ittirdim ve saçını çekip yumruk attım. O anları pek hatırlamıyorum. Delirmiştim.

İki kolun omuzlarımı tutarak beni çekmeye çalıştı. Nisa'dan beni ayırdığında onunla göz göze geldim. Bu Mirza'ydı. Endişeyle bana bakıyordu. "Siktir git," dedim gülerek.

"Ne? Ceylin ne oluyor?" 

"Siktir git Mirza!"

Ondan ayrılıp sınıfa yöneldim ama inatla peşimdeydi. Ne olduğunu sorup duruyor, sakinleşmemi istiyordu ama aldırmadım.

Nisa'nın yüzüne yerleşmiş o gülümseme, okuyamadığım bir sürü mesaj ve çekildikleri o fotoğraflar.

Dalga mı geçiyordu benimle?

Müthiş sinirlenmiştim. Gözlerim dolmuştu. Çantamı aldığımda ağzımdan bir hıçkırık çıktı ve Mirza bana sarıldı. Karşılık vermedim.

"Karşılık vermiyorsun..." diye fısıldadı. "Bir şey mi yaptım bilmeden?"

"Her şeyi çok net biliyorsun." dedim ve ondan ayrılarak çantamı omzuma taktım ve hiç kimseye aldırmadan, hiç kimseyi dinlemeden okuldan kaçtım.

-

Kaosu damardan severim

snowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin