Bu kez daha çabuk geldim :) İyi okumalar:)
.......&&&&&&.....
BÖLÜM 4
Sabah gözlerimi mutfaktan gelen tıkırtılar ve konuşma sesleriyle açtım ve kısa bir süre tamamen uyanmayı bekleyip yatakta oturur duruma geldim. Önüme gelen saçlarımı geriye iteleyip yavaşça ayağa kalktım.
Eve gelmemin üzerinden iki haftadan daha uzun bir süre geçmişti. Ne annem ne de babam bana henüz bir şey anlatmamış olsa da artık bazı şeyler biraz daha görünür olmaya başlamıştı. Beni bu kadar düşündüren şeyin ne olduğunu bilmesem de kiminle bağlantılı olabileceğini tahmin etmeye başlamıştım.
Yavaş adımlarla aşağıya inip mutfağa girdim. Annem ve babam beni gördüklerinde konuşmayı bıraktılar ve kısa bir an bana bakıp kahvaltılarına devam ettiler. Kendime çay doldurup boştaki sandalyeyi çekip oturdum ve tabağıma kahvaltılık bir şeyler koydum. Ortamdaki sessizlik git gide daha da can sıkıcı olmaya başlamıştı. İkisine de kısa bir bakış attım ve elimdeki çatalı sesli bir şekilde tabağımın kenarına bıraktım.
''Bu sessizliğinizden artık çok sıkıldım!'' dedim sert bir sesle. Bakışları bana dönerken konuşmama devam ettim. ''Beni apar topar buraya çağırdınız. Eve gelmemin üzerinden neredeyse üç hafta geçti ama ikiniz de ağzınızı açıp tek bir kelime söylemediniz.''
Önce anneme sonra da babama baktım. Annem bakışlarını kaçırırken babam her zamanki ifadesiz duruşunu takınmıştı. Elindeki çaydan bir yudum aldı ve bardağını masanın üzerine bıraktı.
''Bu akşam bir yemek davetine katılacağız.'' Dedi babam oldukça sakin bir sesle. Ben ona şaşkınlıkla bakarken sert bir sesle ekledi. ''Hepimiz!''
''Baba-'' Bir elini havaya kaldırıp sözümü kesti.
Ben ona şaşkınlık ve kızgınlıkla bakakalmışken kahvaltısına devam etti. Bakışlarımı anneme çevirdiğimde bakışlarını tedirgince benden çekti. Bir şey söylemeyeceğini anladığımda duygusuzca güldüm.
''Her zamanki gibi susacaksın değil mi?'' dedim. Annem tekrar susarken babamın sesini duydum.
''Neler olduğunu o yemekte öğreneceksin. Şimdi sus ve yemeğini ye!''
Yüzüme duygusuz bir gülümseme yerleştirdim ve sandalyemi geriye itip ayağa kalktım. ''Ben doydum, size afiyet olsun!''
......&&&&&&.......
Bugün her zamankinden daha erken kalkmış ve bir saat kadar spor yapmıştım. Eve döndüğümde annemler henüz uyanmamışlardı ve ben de sessizce odama çıkıp ılık bir duş aldım. Kısa bir aradan sonra spor yapmak beni her zamankinden daha çok yorsa da kendimi çok daha iyi hissediyordum. Üzerime tişörtümü geçirip saçlarımı elimle düzelttim ve odamdan çıktım.
Mutfağa girdiğimde annem ocağın başında bir şeylerle uğraşıyordu. Kısa bir süre onu izledim. Küçük bir çocukken bile sabahları onun adım sesleriyle uyanır o kahvaltıyı hazırlarken onu izlerdim. Benim mutfağa geleceğimi bildiği için tezgahın üzerine küçük bir minder koyardı. O minderi tezgahın üzerinde gördüğümde koşarak yanına gider ve beni kucağına almasını beklerdim. Beni kucağına alır, önce bana kocaman bir öpücük verir ve beni o minderin üzerine oturturdu. Orada oturur ve işi bitene kadar sessizce izlerdim annemi. Şimdi kocaman bir adam olmuştum ama annemi sabahları mutfakta gördüğümde gözlerim hâlâ o minderi arardı.
Yavaş adımlarla annemin yanına gittim ve yanağına küçük bir öpücük bıraktım. Korkuyla yerinden sıçradı ve bana doğru döndü. Aldığı nefesi rahatlayarak verdiğinde kalbinin üzerine koyduğu elini çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMA DOKUN (TAMAMLANDI)
General FictionGözlerim pencereye kaydığında bakışlarım çok uzaklara daldı. Gözlerimin önüne gelen bir çift yeşil göz ruhumu ateşe attı, kalbimi tekletti. Yaşadığımız her şeyin bir nedeni vardı mutlaka ama gözlerinde gördüğüm aşk nasıl bu kadar sahte olabilirdi? R...