Merhaba herkese...
Bölüm geçtiğimiz hafta gelecekti ama hem sınavlar hem de sağlık sorunlarım bölümün gecikmesine neden oldu. Zaman bulabildiğim ilk an bölümü tamamladım ve daha fazla bekletmeden bölümü getirdim.
2 bölüm sonra hikayemize veda ediyoruz. İyi okumalar:)
...&&&&&&...
BÖLÜM 28
Gözlerim karanlığın içine dalıp giderken Bulut'un düzenli nefeslerini dinledim. Kulaklarıma dolan kalp atışları huzurun sesi oldu bana. O günün üzerinden iki gün geçmişti. Kendimi artık çok daha iyi hissetsem de hafif ağrılar kendisini hâlâ hissettiriyordu. Bebeklerimin biraz daha dinlenmeye ihtiyacı vardı ve ben de onlar için elimden gelen her şeyi yapıyordum.
O pisliğin öldüğünü bilsem de inanmaktan korkuyordum. Hayatımızdan çıktığını düşündüğüm her an geri gelmişti çünkü. Şimdi de aynı şeyin olmasından korkuyordum. Bulut bana söz verdiği gibi o gün olan her şeyi anlatmıştı bana ve o anlattıkça emin olmuştum. Doruk Çetiner, tüm gölgelerini ve pisliklerini de almış, hayatımızdan çekip gitmişti artık.
Hapishaneye girdikten sonra da babamların o adamın peşini bırakmadıklarını anlatmıştı Bulut. Göktuğ amcayla beraber onun ne yaptığını takip etmişler ve kaçmadan birkaç gün önce ne planladığını öğrenmişlerdi. Kendisine baba diyen o adamın, Doruk Çetiner'in teklifine dört elle sarıldığını öğrenmiştim sonra. Kendisini kurtarmak için, beni ateşe atmaktan bir kez daha çekinmemiş sonundaysa bedelini canıyla ödemişti.
İzini kaybettirmek için uğraşsa da göl evine gelmeden birkaç saat önce babamlar Doruk Çetiner'in yerini öğrenmişler ve benim yanıma geleceğini fark ettiklerinde de hemen polislere haber vermişler demişti Bulut. Onların sayesinde bebeklerim de ben de kurtulmuştuk o adamın nefretinden.
Belimin yan tarafındaki küçük yara ara sıra kendisini hatırlatsa da iyiydim. Hepimiz çok daha iyiydik artık. Bütün yüklerimizden kurtulmuş, özgürlüğümüze kavuşmuştuk.
Belimi sıkıca saran kollarla başımı yavaşça yukarıya kaldırdım ve Bulut'a baktım. Sıcacık bir sevgiyle bakan mavileri göz kapaklarının ardına saklanmış, derin bir uykunun huzuru yüzüne yansımıştı. Elimi yavaşça yanağına götürüp okşadığımda derin bir nefes aldı ve beni kendisine doğru çekip başını saçlarımın üzerine yasladı. Dudaklarım küçük bir gülümsemeyle kıvrılırken gülümsedim. Gözlerim uykunun tadına bulanırken kalp atışlarının sakin sesini dinledim.
...&&&&&&...
Bir Ay Sonra...
Elimdeki meyve suyundan bir yudum daha aldım ve gözlerimi bir kez daha odanın her köşesinde gezdirip gülümsedim. Bebeklerimiz artık altıncı ayını doldurmuştu. Her geçen gün onları biraz daha fazla hissediyor, onlara kavuşacağım gün için biraz daha heyecanlanıyordum.
Birkaç gün önce kontrole gitmiştik, doktor onların çok sağlıklı olduğunu söylemişti. Bir kez daha kalp atışlarını dinlemiştik o gün. Bu o kadar farklı bir duyguydu ki, o birkaç saniyelik ses için her şeyden vazgeçebilecek gibi hissediyordum. Erken doğuma hazırlıklı olmamızı söylemişti doktor. Bu bizi korkutmaya yetse de bunun sıkça karşılaşılan bir durum olduğunu anlattığında içimiz biraz olsun rahatlamıştı. Bebeklerimiz çok iyiydi yalnızca doğmak için biraz aceleci davranıyorlardı.
Bakışlarım odanın tam ortasındaki beşiklerde durduğunda gülümsemem biraz daha büyüdü. Bebeklerimizin odasını da hazırlamıştık artık. Beşikler ve diğer mobilyalar bembeyazdı ama perdeler onların aksine rengarenkti. Pembe ve maviye takılı kalmak istememiştik Bulut da ben de. Bulut benden daha sabırsız, ailemizin geri kalanı ise bizden çok daha fazla heyecanlıydı. Her anımızda yanımızda olmuşlar, her konuda yardımcı olmuşlardı. Ailem oldukları için kendimi dünyanın en şanslı insanlarından biri olarak görüyordum ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMA DOKUN (TAMAMLANDI)
General FictionGözlerim pencereye kaydığında bakışlarım çok uzaklara daldı. Gözlerimin önüne gelen bir çift yeşil göz ruhumu ateşe attı, kalbimi tekletti. Yaşadığımız her şeyin bir nedeni vardı mutlaka ama gözlerinde gördüğüm aşk nasıl bu kadar sahte olabilirdi? R...