Multimedya:Felix💙
"Mi Roo... Seni bırakıyorum ama içim hiç rahat değil. Şey... Telefon numaramı, telefonuna kaydettim. İstediğin her an beni arayabilirsin. Her an."
Young Do amcanın evinin kapısının önündeydik. Gerçekten kendisi çok sıkı güvenlik önlemleri almıştı. Evin dışı siyah takım elbiseli korumalarla doluydu. Kendisi de hâlâ çevresine sıraladığı korumalara yerleşecekleri yer ile ilgili talimatlar veriyordu.
Tanıştığım diğer polisler araçlarının içinde Felix'i bekliyordu. Felix de benim karşımda konuşmasını yapıyordu.
Utanarak başımı eğdim.
"Mutlaka arayacağım."dedim. Tebessüm etti. Elini saçına attı.
"O zamaaan... O zaman ben... Gideyim."
"Nasıl istersen? Kendine iyi bak Felix. Her şey için... Çok teşekkür ederim."
Güldü. Alaya alarak;
"Yah! Veda edermiş gibi konuşma. Görüşeceğiz sık sık." dedi.
Bunu demesi dahi içimi rahatlattı. Felix'in yanındayken güvende hissettiğim gerçeği değişmiyordu. Hem alışmıştım da.
Güçlükle arkasına döndü. Kapısı açık olan araca binerek araçla beraber buradan uzaklaştı. O gidene kadar arkasından baktım. Gidince de Young Do amcam elini omzuma attı.
"Hadi kızım, gel. Seni odana götüreyim. Bir güzel dinlen. Kendine gel, kafanı dinle."
Young Do amcamı takip ettim. Eve girdim.
⭐
Güzel bir yemeğin ve duşun ardından büyük bir rahatlıkla benim için verilen odada yatağa girdim. Özellikle banyoda iken öyle bir yıkandım ki, sanki vücudumdan akan su ve kirle beraber üzerimden tonlarca yük aktı. Kendimi o kadar rahatlamış hissediyorum ki...
Yatağın içine girdim. Hiçbir şey düşünmeden gözlerimi kapatıp uyuyabilmek istedim.
Ama olmadı.
Bir türlü gözüme uyku girmedi. Çünkü... Ne Min Jung'u en son kanlar içinde gördüğüm anlar, ne birlikte geçirdiğimiz hem hüzünlü hem de mutlu anılarımız, ne de o psikopat hiç aklımdan çıkmak bilmiyordu.
Bir anda telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim.
Sessizliğin içinde yükselen bildirim sesi yüreğimi ağzıma getirdi. Son zamanda en ufak bir tıkırtıdan dahi korkar olmuştum.
Hemen yatakta doğrularak yanımdaki komidinin üzerinde şarjda olan telefonuma uzandım.
Felix numarasını kaydettiğini söyledikten sonra 'Komiser Lee Yongbok' olarak kaydettiği ismini 'Kahramanım'a çevirmiştim.
Bence çocuksu falan değil. Tam yerinde bir lakaptı.
Kahramanım'dan gelen 2 yeni mesaj yazısına sırıtıyordum. Henüz ne yazdığını okumamıştım bile.
Hızla telefonumun kilidini açtım ve mesajlara girdim.
~İyi geceler Mi Roo.~
~Umarım rahat bir uyku çekersin.~
Yüzümdeki gülümseme iyice arttı. Kafamı anında dağıtmayı başarmıştı. Felix'i düşünmek, kafamdaki kötü anıları ve kötü kurguları düşünmekten beni alıkoyuyordu.
Ona bir cevap verebilmek adına klavyeyi açtım. Ancak ne yazacağımı bilemeyerek kalakaldım.
Ne yazsam ki acaba? Nasıl bir cevap versem? Verdiğim cevapta nasıl bir soru yöneltsem de sohbeti uzatsam?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Bırakma // Lee Felix(✓)
ФанфикGözlerindeki yaşlar taze kanlı yüzündeki kana bulanarak kırmızıya büründü ve kanlı bir şekilde yanaklarında yol yapıp aşağı sarktı. "Beni... İyi tanıyamamışsın." dedi. Sonra gözleri, sicim gibi yaşlar boşalan ve büyük ihtimalle kıpkırmızı olan gözl...