Multimedya: Lee Felix💙
🕚1 Hafta Sonra...🕚
"Feliiix! Hadi ama neredesin?!"
"Geliyoruuum!"
Sesinden hemen sonra odasının kapısı açıldı ve Felix çıktı. Ben de masaya son bir parçayı daha koymuştum. Başımı ona çevirip tebessüm ettim.
Üzerinde ona çok yakışan siyah eşofman takımı vardı. Saçları ıslaktı ve boynunda havlusu vardı. Saçlarını durulaya durulaya bana doğru geliyordu.
Bu tabloya hâlâ alışamamıştım ve her seferinde kalbim öylesine tekliyordu ki olduğum yerde olup kalacağım diye cidden endişe ediyordum.
Hâlâ tam olarak güvende olmadığım için hastaneden çıktığım zamandan beri Felix'in evinde kalıyordum. Onunla aynı evin içerisinde olmak gerçekten büyük bir mutluluk sebebiydi.
Ah, tabii bir de 3 adet sizi asla bırakmayan erkek kardeşlere sahipseniz ortalığın fena şenlenmesine mani olamazdınız.
Biz de olamıyoruz.
Jongho, Heeseung ve Jay bizi asla yalnız bırakmıyorlar.
Onlar da Felix'in evinde kalıyorlar. Heeseung ve Jay bir odayı paylaşırken Jongho Felix ile birlikte oturma odasındaki geniş koltuklarda uyuyordu. Bense Felix'in odasında, onun yatağında, onun kokusuyla uyuyordum.
Felix havluyla saçlarını durulaya durulaya gelirken donattığım sofrayı gördü. Ağzı şaşkınlıkla aralandı.
"Mi Roo? Döktürmüşsün. Aman Allah'ım! Harika görünüyorlar."
O kadar şirin görünüyordu ki hemen yanağına uzanıp minik bir öpücük kondurdum. Daha sonra elimle sofranın üzerini baştan aşağı işaret edip konuştum.
"Senin için çok çalıştım Felix Bey."
"Belli oluyor, belli oluyor. Bir tanem benim."
O da uzanıp benim yanağıma tatlı bir öpücük kondurdu.
"Sonunda başardım. Deneye deneye. Umarım beğenirsin."
"O nasıl söz? Sen yaparsın da ben beğenmez miyim hiç?"
Bir kere daha öpeceği vakit Jay ve Heeseung'un kaldığı odanın kapısı açıldı. Açılan kapısının sesini duyar duymaz Felix ile şimşek hızıyla birbirimizden uzaklaştık.
Gülmemek için birbirimizi zor tutuyor, dudaklarımızı birbirine bastırıyorduk. Her ne kadar bir şeyler döndüğünü anlasalar da bu sefer gördükleri sofra dikkatlerini dağıttığı için gözlerini irileştirip hızla sofraya kuruldular.
Çevreme bakındım. Jongho'yu göremeyince, "Siz oturun, ben hemen geliyorum," dedim ve yanlarından ayrıldım.
Heeseung ile Jay'in kaldığı odaya ilerledim. Kapı açık olduğu için hafif başımı uzatıp içeriye baktım.
Jongho Jay'in yer yatağının üzerinde bağdaş kurmuş oturuyordu.
Elinde bir fotoğraf vardı. Gözleri dolu doluydu.
Fotoğrafa o kadar derin dalmıştı ki normalde olsa kaç metre uzağından bile fark edebileceği kişiyi fark etmedi. Dibine kadar gittim, yanına oturdum yine fark etmedi. Sesimi duymadı. Sanki buradan tamamen kopup gitmişti. Bedenen burada gibi görünse bile ruhu burada değildi.
![](https://img.wattpad.com/cover/184659766-288-k398337.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Bırakma // Lee Felix(✓)
FanficGözlerindeki yaşlar taze kanlı yüzündeki kana bulanarak kırmızıya büründü ve kanlı bir şekilde yanaklarında yol yapıp aşağı sarktı. "Beni... İyi tanıyamamışsın." dedi. Sonra gözleri, sicim gibi yaşlar boşalan ve büyük ihtimalle kıpkırmızı olan gözl...