6.Bölüm

1.4K 46 3
                                    

1 Ay Sonra

Akdeniz'e doğru yol alan Osmanlı ordusunun sıradaki hedefi Akdeniz'i ve yakınlarındaki Ege adalarını fethedip denizlerin hakimi olmaktı. Kadırga ile ilerlerken düşmandan beklenmeyen bir atak geldi. Kadırgaya topla taaruza geçmişlerdi. Kadırganın üst üste gelen toplar sonucu batmıştı. O batan kadırgada Sultan Mehmed Han'da vardı.

Kazasker Melek Ahmed Paşa uzun bir yolculuğun ardından payitahta varabilmişti. Hüzünlü bir haber verecekti. Melek Ahmed Paşa ile Valide Dilay Sultan arz odasında görüşeceklerdi.

Valide Sultan, hayırlı bir haber bekliyordu. O yüzden sevinç ile arz odasına gitti:

"Ne oldu? Aslanımdan bir haber mi geldi Ahmed Paşa?"

"Evet sultanım. Hayli mühim bir haber."

"Hayrolsun inşallah."

"Akdeniz'e düzenleyeceğimiz sefer sırasında gece vakti kadırgalara top ile taaruza geçmiş düşman. Üst üste gelen toplar hünkarımızın kadırgasını batırmış..."

Duydukları karşısında gözleri doldu ve gerdanına dokundu. Gözleri kararıyordu, Ahmed Paşa:

"Sultanım! Sultanım! Ağalar!"

Dilay Sultan olduğu yerde bayılmıştı. Kadırgası batan oğluydu. Ölü mü diri mi onu dahi bilmiyordu. Bu acıya dayanamazdı.

Valide Sultan, dairesine götürüldü. Hekim kadın birkaç ilaç verdikten sonra uyuyakaldı koca valide. Derya Sultan:

"Valideme ne söyledin de bu hale geldi paşa?"

"Sultanım...Hünkarımızın içinde olduğu kadırga toplu taaruz sonucunda Akdeniz kıyılarında battı. Ölü mü diri mi onu dahi bilmiyoruz. Her yerde adamlarımız hünkârımızı arıyor. Bulacağız inşallah."

Ümmühan, Simay, Derya, Kayra, Ayşe, Atike... Tüm sultanlar bu haberi duyar duymaz ayrı ayrı yıkıldı, ayrı ayrı öldü. Hele ki Kayra... Şüphesiz en perişan olan oydu.

Kayra ağlamaktan perişan olmuştu. Ona kavuşma umuduyla 8 aydır bekliyordu onu. Neticesi bu olmamalıydı. Onlar kavuşacaktı, yine beraber olacaktı. En azından düşlerinde bu vardı.

Kayra saatlerdir ağlamaktan helak olmuştu. Kendini yırtıyordu adeta. Kalfalar cariyeler her ne kadar evlatlarının olduğundan onlar için güçlü durmasından bahsetse de olmuyordu.

Ayna'ya tarağını fırlattı, kırılan ayna parçasının en büyüğünü eline aldı:

"Yaklaşmayın sakın!"

Hatice Kalfa hemen panikle:

"Sultanım, bırakın elinizdekini! Evlatlarınız için metanetli olmalısınız."

"Mehmed olmadıktan sonra ha ölmüşüm ha kalmışım ne farkeder Hatice!"

"Sultanım, demeyin öyle valla rabbimin gücüne gider."

"Mehmed yoksa bende yokum!"

"Sultanım bir delilik etmeyin. Hem ne belli hünkarımızın vefat ettiği?"

"Etmemiştir dimi..."

"Etmemiştir sultanım. Hünkârımız sizi ve evlatlarını bırakıp nereye gidiyor? Allah rızası için bırakın elinizdekini! Şehzadeleriniz Cihangir ve Bayezid için bırakın."

Kayra ağlayarak bıraktı ayna parçasını. Yumularak ağlamaya başladı. Gözlerinde yaş kalmamıştı artık. Gözleri bir çeşme gibi akıyordu. Cihangir ve Bayezid'de huysuzlanıyordu.

Tahtın Sultanı ~1 |TAMAMLANDI| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin