0.2

16.6K 274 12
                                    

Bölüm şarkısı : Simge Pınar - Yeni bir hayat

Sabah oldukça terlemiş bir halde gözlerimi açmış birkaç saniye kendimi nerede olduğumu anlamaya vermiştim. Dün akşam yaşadığım şeyler gözümün önüne yavaş yavaş gelirken yanaklarımın kızarıyor olduğunu hissedebiliyordum. Gerçekten aptal bir sarışın gibi davranmış olduğuma inanamıyordum. Eğer dün akşama geri dönebilseydim o partiye gitmezdim galiba.

Sonra tekrar aklıma gelen diğer görüntüler ile kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başlamış. Yatakta var olan başka bir bedenin sıcaklığı ile irkilmiştim. Akşam gerçekten de bakireliğimden vaz geçecek ve eski ben olmayı bir kenara itecektim. Öfke ve alkol insana oldukça farklı şeyler yaptırabiliyordu.

Kafamı yastığa daha fazla yaslayıp derin bir nefes aldım. Şu an yanımda sadece ismini bildiğim bir adam yatıyordu. Ne yapacağımı nasıl bir halde ona tepki vereceğimi bilmiyordum ve bu beni gerçekten kısa bir sürede yormaya yetmişti.

Akşam yaşadığım olaylar gözümün önünden film şeridi gibi yavaş yavaş geçiyordu. Parti ortamına girmem başka insanlar ile uzun bir süreden sonra tanışmış olmam ve  kendimi bir anda sahnede bulmam. Bunlar beklemediğim şeylerdi. Partiye gidecek delice sarhoş olup ardından bir daha yüzünü dahi görmeyeceğim bir adama bekaretimi verecektim. Planım çok farklı işlemişti. Üstelik şu an gece bana dokunmasını istediğim hatta bunu delicesine istediğim adam sadece uyumak ile yetinmişti. Fazlasıyla şaşırtıcı geliyordu.

"Fazla düşünüyorsun." Kulağımın hemen kenarından gelen sesi ile irkilip gözlerimi açtım. Burnunu boynuma değdirerek koklamıştı. Bu yaptığı irkilmeme sebep olmuştu.

Akşam ben uyuduktan sonra giydirmiş olacak ki üzerimde bir erkek şortu ve tişört vardı. Hatta iç çamaşırı olduğunu da hissedebiliyordum. Farklı bir adamdı cidden.

"Hala düşünüyorsun güzelim. Bu kadar çok düşünüp az konuşuyor olman. Hmm..."

Beni kendine daha fazla yaslayıp güldü. Gülüşü fazlasıyla erkeksi ve ciddiyet içeren bir tondaydı. Ciddi bir insan olduğunu suratına bakan her insan anlayabilirdi. Yaşı büyük duruyordu fakat gece belki de yanlış fark etmiş de olabilirdim.

"Bir kadının doğasına ters değil mi?"

Ne söylemem gerektiğini bilemeyerek kendimi ondan uzaklaştırmak istediğim zaman kolunu serbest bırakıp buna izin verdi. Yatakta oturur bir hal alarak onun sırt üstü yatan bedenine baktım. Üzerinde bulunan geniş atlet ve fazla uzun olmasa da dağınık görüntüsü olan saçları ile oldukça yakışıklı görünüyordu. Yeşil gözleri hala uyumak ister gibi kırmızı ve buğulu duruyordu.

"Günaydın."

Sakin bir şekilde söylediğim şeye karşılık gülümsedi. Gülümsemesi birkaç saniyelik bir şeyken anında yok olup gitmişti. Kolunun birisini başının altına alan kalın kollarının gerilmesine sebep olmuş ve pazularının belirginleşmesini sağlamıştı. Gözlerimi oradan çekerek derin bir nefes aldım. Vücudu da yüzü de mükemmel bir orantıdaydı. Yüzünü bir daha görmemekten kastım cidden bu muydu?

"Günaydın sarışın. İyi uyuyabildin mi?"

"Rüya bile görmedim. İsmimi söylemiş olmalıyım fakat tekrar etmem gerekiyor sanırım. İsmim sarışın değil Yasemin."

Sanki yıllardır tanışıyor gibi öylesine bir muhabbet içindeydik ve bu bir nebze de olsa içimdeki tedirgin hali götürüyordu. Tanımadığım bu adamla bir yatakta oturmuş konuşuyor olmam birkaç gün önce ölmek isteyen bana tersti.

"Kafandaki düşünce sarmalını görebilmek isterdim. Hep böyle çok mu düşünüyorsun?"

Gözlerine bakıp merakını anlamaya çalıştım. Kendimi merak edilebilecek bir karakter olarak görmüyor olmamdan kaynaklanan bir gariplik vardı. Silik bir karakteri kim neden merak etmek isterdi ki?

Zamansız Gelen  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin