1.3

3K 122 111
                                    


Bölüm Şarkısı : Gece - Yanımda Kal

  Boynuma vuran ritmik nefes alış veriş hissi ile gördüğüm ve kalbimi korkuyla çarptıran rüyadan uyanmıştım. Korku ile uyanmayalı bir ay kadar oluyordu ve Alp ile uyumaya başladığım zamanlara denk geliyordu bu. Şimdi yine annemin ölümü ile ilgili o rüyalardan birisini görmüştüm. Çığlık atmadan uyanmayı öğreneli çok oluyordu.

  Hızlı atan kalbimi tutup gözlerimi kapattım. Belimdeki kollarının güven verici hissi biraz olsun sakin olmama yarar sağlıyordu. Nefes alışım normal hızına ulaştığında sakinleşmiş olmanın verdiği his ile arkamdaki bedenine yaslandım. Çıplak göğsü sırtıma değerken onun yanımda olmasının rahatlığı içindeydim.

  Kolu sıkılaşırken garip mırıltılar çıkarmıştı. Ne söylediğini anlamak isteyerek bedenimi ona çevirip yüzünü inceledim. Kaşları çatılmış alnından birkaç damla ter akıyordu. Aldığı nefeslerin ritmi düzensiz bir hal alırken yüzünü inceliyordum. Son bir haftadır gördüğü rüyalardan bana bahsetmese de fark edebiliyordum. Belki de bugün bu yüzden korkarak uyanmış olmalıydım.

  Diğer günlerin aksine bugün daha sesli konuşuyordu. Annesi ile ilgili bir şeyler gördüğünü arada yakaladığım "Anne gitme." ve "hayır" kelimelerinden anlayabilmiştim. Yüzünü silmek için yanağına dokunduğum zaman beklemediğim bir tepki vererek bedenimi aniden altına almış ve kollarımı iki yandan tutarak bağırmıştı.

"Yapma dedim sana." Diyerek yumruk atmak üzereyken çığlık atmıştım ama nafile bir şekilde attığı yumruk yüzüme değmişti bile. Korkuyla ne yapacağımı bilemezken aklıma daha önce Saygın'ın attığı tokatlar gelerek panik atak duygusuna sürüklenmeme sebep olmaya başlamıştı.

Sakin olmaya çalıştıkça hızlanan kalbime engel olamazken acı içinde yüzümü tutmaya çalışıp sesli bir şekilde ağlıyordum. Yanağım inanılmaz bir şekilde acıyor sanki elmacık kemiğim kırılmış gibi bir his yaratıyordu. Bu sabahtan beklentim asla bu değilken aldığım nefesler yaşadığım paniğin etkisi ile ciğerlerime ok gibi saplanıp duruyordu.

  Çok uzak bir yerden geliyor gibi kulağıma değen Alp'in sesi ve yanağımı tutmak için elini uzatması ile yüzümü korumak için kollarımı sarmıştım. Hala nefes almam çok zor bir haldeyken bunu yapmam ise daha da rahatsız etmiş ölecek gibi hissetmeme sebep olmaya başlamıştı. Kollarımı güç bela yüzümden ayıran ellerini fark edip hiç bir tepki verememiştim bayılmak üzere hissediyordum. Yanağım ve ciğerlerim ciddi anlamda acıyordu.

  "Peri gözlerini aç. Güzelim Allah belamı versin sen olduğunu anlayamadım bana bak ne olursun."

  Sesi kulağıma ağır bir şekilde değerken gözlerimi açmaya çalışıyordum. Yüzüme eli değdiği zaman irkilerek itmiştim. Acısı çok fazlaydı.

"Güzelim bana bak. Aç gözlerini. Sakin ol."

  Yavaşça gözlerimi aralarken derin nefesler alıp veriyordum. Görüntü ilk başta bulanık daha sonra net bir hal almıştı. Endişeli yeşilleri yüzümü incelerken ağlamam şiddetlenmiş ona bakıyordum. Beni kendine çekerek sarılmış ve kaç defa olduğunu bilmediğim bir sayıda özür dilemişti.

  Yüzüme bakmak için ayrıldığında yanağımı tarayan gözlerinin ardından acı ile bütünleşen bir yüz ifadesi vardı. Göz yaşlarımın izin verdiği ölçüde yüzünü izlerken titreyen elini yavaşça yumruk attığı yanağıma bırakıp parmağını değdirmişti.

"Allah belamı versin. Elim kır....."

Sözünü tamamlamasına izin vermeden yanağımdaki elini tuttum. Sessizleşerek gözlerime bakmıştı.

Zamansız Gelen  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin