16| I need u [M]

759 41 39
                                    

( keshi - like i need u )

Sınav sonrası çabucak yurda dönüp duş almıştım. Saçlarımı kuruttuktan sonra Sooyoung da girmişti içeri. "Sınavım iyi geçti. Şimdi ödülümü alabilir miyim?"  Kolundan tutup kendime çektim onu ve ufak bir öpücük bıraktım dudaklarına. "Aferin! İşte benim sevgilim."  Yüzünü ellerimin arasına alıp okşadım.

"Seninki nasıldı?"  Yüzündeki ellerimi kavrayıp dudaklarına götürdü.

"İyi gibiydi...sanırım?"  Hayatım boyunca hiçbir zaman girdiğim bir sınavın çok iyi ya da çok kötü geçtiğini söyleyememiştim. Anlayamazdım nasıl geçtiğini. Çok yüksek aldığım zamanlarda bile emin olamazdım kendimden. Bu üniversitede de devam ediyordu maalesef.

"İyidir o, iyi. Sana güveniyorum."  Alnımı öptü bu sefer de. "Ben duşa giriyorum. Sen de dinlen. Üç gün boyunca boşuz."    Son cümleyi söylerken garip bir tonlama vardı sesinde.

İlk başta takmamaya çalışarak elimde bir kitapla yatağıma oturdum. İşin açığı başarılı olmuş da sayılabilirdim, zira kitap sürükleyiciydi. Ama sevgilim banyodan çıktığında yine her şey altüst oldu benim için. Hormonlarım isyan çıkarıp bağımsızlıklarını ilan etti.  Hemen bir köşeye fırlattım kitabı.

"Saçlarımı kurutur musun?" Saç kurutma makinesi vardı elinde. Vücudunu bir bornozla kapatmıştı sadece. Teni de saçları gibi ıslaktı.  Tüm kontrollü hâlimle cevap verdim, "Olur."   Sadece saçını kurutacaktım sonuçta. Yapmadığım şey değildi. Ama ilk defa yanımda bornozla duruyordu.  Makineyi yanıbaşımdaki prize takmak için uzandığında güzel kalçalarını sabahkinden de çok görebilmiştim. Yutkundum.

"Al bakalım."     Sadece saçını kurutaca-   Uzattığı makineyi almamla beraber kucağıma oturdu.  Sadece saçını kurutacaksın.  Yine de tekrar ettim kendi kendime ve makineyi çalıştırdım.  Ama cidden de kucağıma oturması gerekli miydi? Altında bir şey arama Jiwoo!    Olabileceğim en sakin şekilde işimi tamamladığımda kucağımdan kalktı ve kurutma makinesini kaldırdı.

Tehlikenin şimdilik geçtiğini ve birazdan giyineceğini düşündüm. Ama o bu kez de yüzü bana dönük olacak şekilde kucağıma oturmuştu. "Şimdi de beni kurular mısın?"   Dediği şeyle az daha tüm bilincimi yitiriyordum. Ağzım açık bir biçimde bakakalmıştım yüzüne. Ama yine de safça onayladım. O kadar tiz çıkmıştı ki sesim, ben bile korkmuştum kendimden.

Elim bornozunun kenarını kavradığı sırada kulağıma eğildi. "Ama bana bir masal anlatmanı istiyorum aynı anda..."  Bir fısıltı ne kadar baştan çıkarıcı olabilirse onun yüz katıydı. Karnımın içinde mart ayının kedileri koşuşturuyordu.  "Mesela gördüğün rüyanın masalı."   

"Ne?!"    Yakalanmışsın Kim Jiwoo, aferin.  Panikleyerek gözlerimi kaçırdım. Demek biliyordu. Bir saniye bu da demekti ki... "Sabah bilerek öyle davrandın değil mi? Nasıl olduğumu biliyordun!"    Biraz sinirlenmiştim işin açığı. Ben öyle hissettiğim için suçluluk duyarken o benimle oynamıştı...

Aramızdaki erotik havayla tezatlık oluşturacak biçimde burnumu öptü. "Evet. Hatta sen gece tuvalete gittiğinde sütyenimi çıkardım ve suyu da bilerek üzerime döktüm. Uyumadığını fark edince bilerek seni kendime çektim."   Öfkem artıyordu. Ama bu yine de çıplak sayılabilecek bir vaziyette kucağımda oturduğu gerçeğini değiştirmiyordu tabii. Yine kulağıma eğildi. "Ama hiç kızma Jiwoo. Seninle hemen sevişmemek için nasıl zor tuttum kendimi biliyor musun? "      Sevişme kelimesi ve ses tonu yüzünden artıyordu karnımdaki kediler.  "Fakat sınavlarımız vardı ve ben kendimi frenlemeliydim. Yoksa tüm gece yapardık."    Kulağımın hemen altına bir öpücük bırakıp geri çekildi.

Ended Homophobia | ChuuVes ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin