11| Big gay fight

374 45 29
                                    

( Bolbbalgan4 - Fight Day )

Ertesi sabah feci bir baş ağrısıyla uyandım. Eh, zaten dün geceden hatırladığım en son şey de deli gibi içmiş olmamdı. Bu noktada özellikle içme alışkanlığı olmayan bir insan olduğumu belirtmeliyim.

Başımı ovuşturdum. Fakat bir gariplik vardı sanki. Baş ağrım dışında bir şey...Ama neydi? Tavan her sabah gözlerimi açtığım tavandı. Hah, altımda yastık varmış gibi yüksekteydim sanki? Birden yüzüme birinin sıcak nefesi değdi. HAYIR.  Kendime lanet okuyarak üzerinde yatmakta olduğum kişiye baktım.

Sooyoung.

Ne zaman bu pozisyona gelmiştik biz? Ya da ne haltlar yemiştim gece? Giyiniktim. O da öyleydi. En korkutucu şık eleniyordu bu sayede. Fakat ikinci şık daha az korkutucu değildi işin açığı... Hâlâ onu öpüp ondan hoşlandığımı söylemiş olabilirdim. Bunun verdiği korkuyla zaten gerilmişken birden gözlerini açınca irkilip kendimi yere atmıştım. Acıyan kafamı tutarak doğruldum.

"G-gitmeliyim!"  Bir yüzleşmeye hazır değildim. Yalnız kalıp bir açıklama düşünmeliydim. Üstelik başım hâlâ çok ağrıyordu.

"Dur Jiwoo!"  Öyle bir bağırmıştı ki olduğum yere çakılıp kalmıştım. Yutkunup döndüm ona. "Sence de dün geceyi açıklaman gerekmiyor mu?"   Ah ben de bir hatırlasam ne yaptığımı! Korkuyla kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Gülümsüyordu. Ama neden?

"H-hatırlamıyoru- Bir saniye!"  Bazı şeyler yavaş yavaş gözümün önüne geliyordu.

Jiwoo körkütük sarhoş bir biçimde içeri girdi. İlk iş olarak tabletini aradı çizim yapmak için. Yalpalaya yalpalaya dolaştı odanın içinde. Fakat gözü hiçbir şey görmüyordu. Gözünün önündeki tableti fark etmemişti. Eline geçen ilk kalem ve kâğıtla oturdu masanın başına. Oldukça çirkin çizgiler çizdi elinde olmadan. Mesela bir patates çizmişti ağzı olan. "S-Sen Sooyoung olacaksın!"   Yanına da bir patlıcan yaptı. "Bu da ben!"   Fakat altlarına Yves ve Chuu yazmak daha kolayına geldi.  Patlıcanın gözlerine bir sürü yaş ekledi. Bir de kafasının üzerine bir konuşma balonu, NİYE ADAM & EVE OLMAK ZORUNDA NEDEN CHUU & YVES DEĞİL?!  

Sonra öfkeyle yere fırlattı kalemi ve yatağına yatıp ağlamaya başladı. "Neden?" diye sayıklıyordu arada. Biraz sonra içeri giren Sooyoung da pek neşeli değildi ama onun ağladığını görünce paniklemişti.

"Jiwoo? Niye ağlıyorsun?"   Fakat kıza yaklaşınca yüzünü buruşturmak zorunda kaldı. Ağır bir alkol kokusu vardı üzerinde. Oysa Sooyoung onun içtiğini bile bilmiyordu.

Jiwoo küçük bir çocuk gibi yavaşça kaldırdı kafasını yastıktan ve gözyaşlarını koluna sildi. Büzdüğü dudaklarıyla,   kızarmış gözlerine rağmen çok tatlı duruyordu. "Senden nefret ediyorum!"  İşaret parmağını ona doğrulttu.

Sooyoung'un ağzı şok ile kocaman açıldı. İnsanlar sarhoşken doğruları söylerdi. Demek ki...gerçekten de nefret ediyordu Jiwoo ondan. Kalbine birisi bıçak batırıyor gibi hissetti. "N-neden?"  Ağlamaklı çıktı sesi. Ama aldığı cevap beklediği türden değildi.

Ayağa kalkan Jiwoo önce onun önünde dikildi. Ardından uzun boylu olanı yatağa itti. Sooyoung ne olduğunu bile anlamadan kahküllü kızı üzerinde buldu. "B-bunu b-ben de y-yapabilirdim..."   Artık iyice bilincini yitiriyordu Jiwoo. Son sözleri daha çok bir geveleme gibi çıkmıştı. Eğilip dudaklarını Sooyoung'un dudaklarına bastırdı. İronik bir şekilde birkaç saniye sonra uyuyakalmıştı.

Fakat Sooyoung'un işi o kadar kolay olmayacaktı. Bu defa ışıklar kapalı olsa da. Bu gece de Jiwoo'nun davranışları zihnini, alkol kokusu burnunu meşgul edecekti. Kim İnsafsız Jiwoo yataktan kalkmasına da izin vermiyordu ki. Ama o da birkaç saat sonra uyuyakaldı.

Panikle ellerimi birbirine kavuşturdum. "Özür dilerim. Bir hataydı. Unut gitsin."

"Unutamam Jiwoo. Beni öptün ve ağlıyordun. Ayrıca benden nefret ettiğini söyledin. Neden?"  Sooyoung ısrarcı bir şekilde bana yaklaşıp kolumu tuttu.  Bilmek istiyorsa söyleyecektim. Bu tuhaf şey sona ermeliydi artık.

"Dün gay bara gittim ve seni gördüm...o kızla öpüşürken. Bana yalan söyledin..."   Başımı yere eğip söyledim. Artık yolun sonuna gelmiştim sanırım. Ondan hoşlandığımı öğrenmişti. Az sonra hiç de kalbimdeki acıyı geçirmeyecek teselliler başlayacaktı. Bana beni bir arkadaştan öte görmediğini söyleyecekti ve-

"Ha yani şimdi de benim eşcinsel olup olmadığıma emin olmak için bu yolu mu seçtin? Neden bu kadar homofobiksin Jiwoo?"    Söylediği şeyle şaşkınca kaldırdım kafamı.

"Ne?!" 

"İşte bu homofobikliğin yüzünden sana eşcinsel olduğumu söyleyemedim. Seni kaybetmemek için... Düzeldin sanmıştım ama yanılmışım Jiwoo. Bunun için benden nefret etmene bakılırsa... Oysa ben sanmıştım ki..."   Devamını getirmedi.

"Ben homofobik falan değilim. Bana yalan söyledin sen... Ve biliyor musun ben aslında..."   Ben de bunun devamını getirmedim. "Boş ver. Böyle bir suçlama yaparak beni dün gördüğüm manzaradan bile daha çok kırdın. Görüşürüz."    

Banyoya girip kapıyı kilitledim. Bu sırada onun da birtakım şeyler bağırarak odadan çıktığını duydum.






Bölüm Sonu

Neler olacak acaba?

Bu arada gençler hazır Loona cb'i yaklaşıyorken öneriniz varsa yorumlara yazın. Öteki fanbaselerle hedefleri tartışıyoruz şu an. Sizce hedeflerimiz nasıl olmalı?  Ya da Loona promosunu nasıl yapmalıyız? Loona'nın Amerika'da olacağı süre için irtibat kurmamızı istediğiniz interviewer, program vs. varsa yazın. Program zor olur büyük ihtimalle ama bakalım. Bütün fikirlerinizi yazabilirsiniz~

Ended Homophobia | ChuuVes ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin