İki hafta sonra.
"Gel biraz daha yaklaş."
"Neden?"
"Kokunu almak istiyorum."
"İyi tamam yaklaşayım."
Genç çocuk karşısındaki genç çocuğa yavaş yavaş yaklaştı.
"Off çok mükemmelsin, seni öpebilir miyim?"
"Tamam olur."
Genç çocuk yavaş yavaş karşısındakine yaklaşıyordu ki, kendisini buradan ayıran şey abisi oldu.
"Mete? Mete? Mete? Abicim kalk ama yeminle bıktım artık seni kaldırmaktan."
Genç çocuk zar zor gözlerini açıp, uykulu gözlerle abisine baktı.
"Ya of ya, tam uyandırmanın sırası mıydı? Çok güzel bir rüya görüyordum ama ben. Off."
"Zırlama zırlama! Kalk yoksa aç aç gidersin okula."
"Oo abicim baya sinirlisin anlaşılan gece uyuyamamışsın. Neden uyuyamadın acaba?"
"Sanane geveze!"
"Dur ben bi' enişteme de bakayım oda uyabilmiş mi?"
"Mete!"
Genç çocuk hala sırıtarak bakıyordu, abisi bu sırıtan suratı daha fazla görmeye dayanamadan odadan çıktı. Mete ise ayakları ile yatağa vurmaya başladı. Kendi kendine mızmız bir şekilde konuşmaya başladı."Tam öpecektim ya tam. Allah'ım bu çocuk bana neler yapıyor böyle?"
Onunla iki hafta geçmişti, Mete ne kadar ona yakın davranıp etkilemeye çalışsada o hiç bir şey anlamıyordu. Bu onun aşırı derecede sinirini bozuyordu. Artık kimse ile ilgilenmiyor sadece O'nun dikkatini çekmeye çalışıyordu. Ama ne yazıkki Buğra pek anlamıyordu, arkadaştan fazlasını görmediği içindir belki de.
Genç çocuk mızmızlanarak elini yüzünü yıkadıktan sonra formasını giyip kahvaltıya geldi. Hızlı bir şekilde yemeğini yedikten sonra Buğra'nın gelmesini bekledi. O sırada eniştesi ve abisi zaten gitmişlerdi.
Mete evin içinde bir o tarafa bir bu tarafa gidip gencin gelmesini bekliyordu. Daha önce birini böylesine beklemiş miydi? Daha önce kimseyi bu denli öpmek istemiş miydi? Hayır istememişti, daha önce kimseyi böyle gelmesini beklememişti. Ama umursamadı, sonuçta onun olmasını istiyordu. Belki bundandır diye düşünerek, bütün düşüncelerini aklında bir köşeye fırlattı.
Birden kapı çaldığında öksürerek sesini düzeltti ve hemen açtı. Şirin ve güzel bir gülümseme ile onu karşıladı.
"Hoş geldin."
"Hoş buldum."
Genç ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi. Sırtındaki çantayı bir kenara fırlattı ve sırtını bir yere yaslayarak gence yöneldi.
"Ee naber?"
Büyülenmiş olabilir miydi? Kendisine büyü yapılmış olabilir miydi?
Bir gülüş çok mükemmel olabilir miydi? Dişlerinin bütün güzelliği ile gülmek, hemde kendisine gülmek. Bu farklı hissettiriyordu.Soruya cevap vermek yerine hayran kalmış bir şekilde gence bakıyordu. Parmaklarını gencin o kıvrılan dudaklarına götürmek istedi. Onlara dokunmak istiyordu. Karşısındaki gence sırıtarak bakmaya devam ediyordu. Alnına düşmüş bir tutam saç teline dokunmak, onu geriye doğru atmak istiyordu.
Uzun kirpiklerine öpücük kondurmak ve onlara parmaklarının ucu ile dokunmak istiyordu. Ne zaman böyle ince detaylar yapmak istemişti. O sadece ister ve onun olduktan sonra gerisi ile ilgilenmezdi ki, şimdi ise kimseye yapmak istemediği şeyleri öylesine çok yapmak istiyordu ki...
Fazla yakışıklı olduğu için miydi? Buna bir fikri yoktu ama kesinlikle bunları yapmak istiyordu.
"Hey? Mete ne oldu donup kaldın?"
"He?"
"Oğlum ne oluyor lan?"
Gülüyordu, işte yine gülüyordu. Bu çocuğun dışarıda gülmemesi lazımdı, yoksa herkes bu çocuğu isteyebilirdi.
"Yok bir şey, sadece bir şey yapmak istiyorum."
"Ne?"
Buğra -her zaman olduğu gibi- meraklı gözler ile bakmaya başladı. Ne yapmak istiyor diye düşünüyordu."Bunu"
Dedi ve gence yaklaşıp dudaklarını gencin yumuşak ve pembe dudaklarına bastırdı. İki saniyeden fazla sürmeyen bu öpücük daha fazla sürebilirdi ki, Buğra genci itip yere düşmesini sağlamasaydı.
"S-sen ne yapıyorsun ya?"
Kesik kesik nefes alıyordu, göğüsü hızlı hızlı aşağı inip kalkıyor ve yerdeki gence sertçe bakıyordu.
"B-ben-"
"Sus! Hayır ben bunu unutuyorum, sen hiç böyle bir şey yapmadın. Bu işten ayrılamam. Hayır hayır ayrılamam."
Yerdeki Mete'yi bırakarak odadan çıkıp Deniz'in yanına geldi.Mete ise yerden kalkmıyor öylece duruyordu. Dudaklarını ısırıyordu, gözlerini kapattı ve düşünemeye çalıştı. Böyle olmamalıydı, onu böyle şak diye öpmemeliydi. Şimdi kendisi ile arkadaş bile olmak istemeyecekti. Anlamıyordu, daha önce bir çok kişiyi öpmüştü. Erkek kız fark etmezsizin bir çok kişiyle olmuştu, ama onun öpücüğü kekelemesine sebep olmuştu. Üzgün bir halde yerden kalktı ve çantasını alıp okul için dışarı çıktı.
Buğra, Deniz'in yanına gelmişti ve onun uyuduğunu görünce bir köşeye oturup düşünemeye başladı. Şaşkındı, bir erkeğin onu öpmüş olmasına şaşkındı. Bunu neden yapmıştı? Oturduğu yerde dizini sallıyordu, aynı zamanda dudaklarını da ısırıyordu. En sinir bozucu kısmı, bir erkek onu öpmesine rağmen garip hissetmemesiydi.
"Hiç öyle bir şey yaşanmadı, unut şunu Buğra!
Evet Buğra sil şunu beyninden! Hiç yaşanmamış bir şey bu. Silmeliyim silmeliyim. Unutmalıyım unutmalıyım. Unutsana be!
Hay içine unutamıyorum! Geri zekalı mal neden böyle bir şey yaptı. Tamam sabahleyin beni sevgilisi falan sanmış olabilir. Değil mi Deniz bence öyledir.
Ama sen konuşamazsın, uyku sersemi olmuş olabilir. Akıllıca düşünmüyor olabilir. Yada mal olabilir?
Of hadi unut bunu, hiç yaşanmamış olsun. Hay içine."
Sağ elini alnına götürdü ve gözlerini kapattı, tamam sadece unutması gerekiyordu ve öyle yapacaktı. Altı üstü iki saniyelik bir şeydi sonuçta diye düşünerek geçiştirmeye çalıştı. Saçlarını karıştırıp aklını toplamaya çalıştı.
Bu sırada Mete çoktan okula gitmişti, yüzüne o çapkın gülüşünü yerleştirerek onu düşünüyordu. Ne diyeceğini ve ne yapacağını çok merak ediyordu.
__________________________________________________________________________
Bölümü beğendiniz mi? Buna sık bölüm atmıyorum ama bundan sonra daha sık bölüm atmaya çalışacağım sizi seviyorum. Oy verebilir misiniz?🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Bakıcı~ •bxb•
Teen Fiction"Sanat eseri gibisin, öyle yakışıklı öyle mükemmelsin ki. Bir bakıcı bu kadar yakışıklı olmamalıydı." •Teşekkür Ederim adlı hikayedeki Mete karakterinin kendi hikayesidir. O okunmadan da konu anlaşılır.•