•16•

4.5K 342 136
                                    

Depresyona böyle mi giriliyordu? Ağlamaktan şişmiş gözler... Sürekli burnunu çekmek. Battaniyenin içinde geçen iki gün. Lanet olasıca sevdiğinin gelmesini istememek, ama gelmesini beklemek. Gelmesin demek, ama her yanına geleni o mu diye heyecanlanmak. Yurtta battaniyenin içinde öylece durmak. Yemek istememek. Sinir bozucuydu, bu hayatta fazlasıyla acı çektiğini hissediyordu.

Kırgındı... Hemde çok... Fazlasıyla kırgındı...
O kendisini ona teslim etmişken saçma sapan bir iddia kalbini kırıyordu. Öyle normal kırgınlıkta değil bu. Sanki dıştan etki eden bir acıydı. Birinin kendisine vurmasına gerek kalmadan, vurma etkisi yapan bir şeydi. Birinin kemiklerini kırmadan, kemiklerini kırma hissi veren bir şeydi. Duyduğu bir söz, canını ne kadar acıtabilirse o kadar acıtıyordu. Ufacık bir söz, insanın kalbini öylesine derinden etkiliyordu ki, ne yapacağını şaşırıyordu.

Onu seviyordu, ona deli gibi aşıktı. Ama kalbini fazlasıyla kırmıştı. Canını çok yakmıştı. Hala da yanıyordu. Bunu dindirmek onu affetmek istiyordu. Tamam yine beraber olalım demek istiyordu. Ama kalbindeki kırgınlık buna izin vermiyordu. Yerini hatırlatıp daha çok acı çektiriyordu. O senin üzerinden bir iddiaya girmiş. Beyni bunu tekrar ediyordu.

O senin üzerinden iddiaya girmiş.
Senin üzerinden.
İddia.
Telefon.
Yeni telefon için.
Telefon.
Beyni aynı kelimeleri tekrar ediyordu. Bir kez daha, ve bir kez daha. Aynı şeyleri sürekli hatılatıyordu. Yine, ve yine aynı şeyi yapıyordu. Yine kalp kırıklığını hatırlatıyordu. Beyninde bir düşünce belirdi.
Her şey yalan mıydı?
Yalandı tabi.
Beni hiç sevmedi.

İçinden kendi kendine konuşuyor gibiydi. Çelişkiye düşüyordu.
Ben sadece onun sevişme ihtiyacına karşılayan biriydim. Benim gibisi onlarca olabilir.
Gerçekten bunu düşünüyordu. Onu sadece kullandığını düşünmeden edemiyordu. En kötüsü de banane diyemiyordu. Çünkü ona aşıktı. Artık onsu yaşayabileceğini düşünmüyordu. Ama o orada takılırken kendisinin aşktan yanıp kül olacağını düşünüyordu. Ve bunlardan hiç haberi olmayacağını. Çünkü artık inanmıştı, artık kendisini sevmediğine inanmıştı.

Şimdi ne yapacaktı? Elinde kalan aşkı ile ne yapacaktı? Birde kalp kırılığı var tabi. Kemik kırılmasından daha çok acıtan kalp kırıklığı. Gelmeyecek miydi? Özür dilerim demeyecek miydi? Barışalım demeyecek miydi? Bekliyordu... Ama pek umut ettiği sanılmazdı. Artık yine yalnız kaldığından emindi. Yine kimsesizdi. Yine kimsesi yoktu. Ve bir kez daha kalbi kırıktı.

O kalbini çok güzel tamir etmişti, bütün kırıklıkları almıştı. Ona yepyeni bir kalp vermişti. Her şeyi unutturmuştu, ama o unuttuklarından daha acı çekiyordu. Şimdi daha çok canı yanıyordu.
Neden Mete? Kalbimi bütün kırıklıklarından arındırdıktan sonra neden daha acısını yaşattın bana?
Neden yanıyor gibi hissediyorum?
Neden yanıma gelmiyorsun?
Cidden senin için sadece bir hiç miydim?
Öylesine biri.
Neden benim için çok endişelenmiş gibiydin?
Kafama yediğim taştan daha çok acıtıyor bu canımı.
Ayrıca kafama taş atan kişi buralarda bir yerlerde.
Yine bana zarar verirse, o zaman yanımda olmayacak mısın?
Pislik!
Pisliksin!
Pislik birisin Mete!
Yanıma gelmeni istiyorum, seni lanet olacısa pislik.
Beni böyle acı içinde bırakamazsın.
Ama seni affedemem.
Çok kırgınım.

Kendisi ile konuşuyordu, içinden ona olan kızgınlığını dile getiriyordu. Sanki onunla konuşuyordu. Bir anda yüksek sesli bir ses duyması ile irkildi. Bu yurdun hoparlörinden geliyordu.
"Bir... İki... Deneme."
Sesi tanımıştı, gerçi nasıl tanıyamazdı ki? Battaniyenin içinden çıkmadan dinledi.
"Ben Mete, evet bir erkeğim ve aranızdan birine aşığım. Bir erkeğe... Ah biliyorum aranızda boktan homofobikler var. Tabi onları kim sikliyor. Yerimi herkes biliyordur, yetimhanenin idare kısmındayım.
Burada da herkesin duyabileceği şekilde yerleştirilmiş bir şekilde hoparlörin mikrofonu var. Bunu öğrenmem biraz uzun sürdü her neyse.
Yetkili insanlar gelemez çünkü kapı kilitli. Siz homofobik insanlar kapıyı kırmak istiyorsanız buyrun gelin, beni dövebilirsiniz. Ama benim sevdiğime zarar veremezsiniz! Ona zarar vereni bulacağım! Ama buraya tehdit konuşması yapmaya gelmedim.
Kendimi affetirmeye geldim.
Ben pislik biriyim. Hatta iğrenç. Sevdiğimin kalbini çok kırdım, hiç bir şey başına gelmesin diye uğraştığım sevdiğimin kalbini ben kırdım.

~Bakıcı~ •bxb•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin