•10•

5.6K 359 105
                                    

Yine rutin şeyler ve yine rutin şeyler. Yürüyorum aynı yolları yine geçiyorum. Okuldan çıkmışım, yine aynı yolları yürüyorum. Evet birkaç adım daha atarsam Metelerin kapısının önüne geliyorum. Kapının önünde durup zili çaldım. Kapıyı hevesle Mete açtı, gerçi hep böyle açıyordu ya.

Artık her şeyimi bilen bir Mete vardı karşımda, bütün benliğimle beni bilen. Her şeyimi ona anlatmıştım, babamın beni nasıl umursamadığını ve yetimhanede büyüdüğümü. Her şeyimi ama her şeyimi biliyordu. Ama ben öylece ağlarken beni öylesine güzel sakinleştiriyordu ki, insan hayran olmadan edemiyordu. Sanki özel güçleri varmış gibi, benim üzerimde sakinleştirici özelliği vardı. Ne zamandır böyle bilmiyorum ama bunu yeni fark etmiştim. Daha çok bana ilaç gibiydi. Bütün ağrımı ve sızımı azaltan güçlü bir ilaç.

Hızla ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Hemen Deniz'e baktıktan sonra ve onunla biraz ilgilendikten sonra Mete'nin yanına geldim. O beni fark etmemiş gibiydi, telefonu ile ilgileniyor ve gülüyordu. Daha çok sevgilisiyle konuşur gibiydi. Aklıma gelen sorular sebepsizce canımı sıktı. "Sevgilisi mi vardı?" Kaşlarım istemsizce ve neden olduğunu bilmediğim bir şekilde çatıldı.

"Cumartesi benim sevgim yetmez mi adı altına söylediği şeyler tam olarak neydi?"
Bu düşünceler sinirimi bozuyordu, onları kafamın en derinliklerine saklamak için direniyordum. Bunu yapmak zaman mı alıyordu ne ama, aşırı derece de sinirimi bozuyordu.

Telefonunda tam olarak neye baktığını, neden baktığımı bilmeden bakmaya çalışıyordum.
"Biriyle mi mesajlaşıyordu?"
Of bundan bananeydi, ama ne yapayım ben çok meraklı bir insanım. Tek amacım meraklı olduğumdan yani diye düşünerek kafamı hafifçe kaldırmaya çalışarak bakmaya çalıştım.

Bu çocuğun amacı tam olarak neydi? Cumartesi günü bana unutmaya çalıştığım şeyleri söyledikten sonra, sevgilisinin olup olmadığı ile ilgilenirdim.

"Salak!" İçimden ona defalarca küfür etmeye devam ettim. Bir anda kafasını bana çevirip bana seslenmesi ile irkildim.
"Buğra?"

"Hı?"
Kısa bir şekilde cevap verdikten sonra yanına geçip oturdum, telefonuna her ne kadar bakmak istesemde -sırf merakımdan- o telefonunu kitlemiş ve masanın üzerine bırakmıştı.
"Ee naber?"
"İyi senden?"
"Bende iyi?"

Mete bir anda yüzünü bana doğru yaklaştırmaya başladı. Neden benim üzerime doğru geliyordu bilmiyorum ama bu benim geriye doğru gitmeme sebep oluyordu. Hala üzerime doğru gelmeye devam ediyordu ve bende hala geri geri gidiyordum. Sırtım koltuk ile buluştuğunda vücutlarımız birbirlerine değmese de tam karşımdaydı.

Oradan öylece bana bakıyordu, bu benim içime doğru bir sıcaklığın gelmesine sebep oldu. Soğuk kış günlerini ısıtabilir cinstendi sanki. Bir gülümseme ile bana bakmaya devam ediyordu. Bedenini hafiften yukarıya doğru kaldırdı ve vücudunu serbest bıraktı. İşte şu anda her şey toz pembe gibiydi, çünkü artık vücutlarımız birbirine kapanmış ve aleti bana baskı yapıyordu.

Neden böyle bir şey yaptığını, benimde neden kilitlenip kaldığını anlayamıyordum. Vücudunu biraz daha haraket ettirerek, elini yukarı doğru uzattı. Daha sonra eline aldığı bir şey ile geri çekildi. Elindeki şey tam olarak bir kumandaydı. Sanki bunu kumandayı almak için yaptı gibi davranıyordu. Ama ben onun ne kadar şerefsiz olduğunu biliyordum. Ama asıl konu benim o dakikada neden böylesine güzel hissetmemdi. Yada neden bacak aramda saklamaya çalıştığım bir şişkinlik olduğuydu.

Bir erkeye kalkması fazlasıyla anormal değil miydi? Sinirden dudaklarımı ısırmaya başladım. Bu çocuk resmen benimle dalga geçiyordu. Şimdi karşımdaki pis pis sırıtıyordu. Ama hayır, hiçbir zaman onun yakışıklı yüzüne kanamazdım. Çünkü o herkesle takılan çapkın herifin teki. . Ondan sadece nefret etmem lazım. Bu yüzden kendimi ondan nefret ettirme planları başlasın.

Bi' kere çapkın, ki ben çapkınlardan nefret ederim. Çünkü herkesin kendisinin olabileceğini sanar. Daha sonra bana her ne kadar güzel sözler söylese de aşk adamı değil. Ayrıca erkek, ben erkeklerden hoşlanmıyorum. Her ne kadar kızlara kalkmayan şeyin Mete'ye kalksa da, bu erkeklerden hoşlandığım anlamına gelmez.

Bu bana tuhaf gelmeliydi değil mi? Siktir! Bu bana tuhaf falan gelmiyor. Gayette normal geliyordu. Bu Mete bana ne yapmıştı böyle? Neden bir erkek ile ilişki normal geliyordu. Hayır! Erkeklerden hoşlanmıyorum, bu olamaz! Neden Mete gibi aşırı tatlı ve yakışıklı gibilerden hoşlanayım ki?
Yada neden fazlasıyla uzun kirpiklere düşeyim ki.

Bir iç çektim.
Ah kirpikler...
Amk amk, lanet olsun. Beynim bana oyun falan oynuyor olmalı, yoksa onun güzel uzun kirpiklerini neden düşüneyim değil mi?

Saçmalıktan ibaret yani, bacak aramdaki şişkinliği umursamadan uzaklara dalmış düşünüyordum. Ondan nefret edecek herhangi bir şey arıyordum.

Evet buldum! Anasınıfında benim boyalarımı izinsiz kullanırdı. Bence ondan nefret etmek için mantıklı bir sebepti.

Fazla abartıp, fazla mı saçmalıyordum. Asıl o saçmalıyordu, bir kumandayı alması için aletini bana bastırması mı gerekiyordu. Saçmalıktan ibaretti işte. Amacı -diğer arkadaşlarına yaptığı gibi- dalga geçmekti.

Hepsi sadece buydu...
Bu yüzden onun yakışıklı suratına asla kanamazdım. Erkeklerden hoşlanıyor olsam bile.

__________________________________________________________________

Tıpatıp gibi bu bölümü de karakterin ağzından yazayım dedim, nasıl olmuş beğendiğiniz mi?

~Bakıcı~ •bxb•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin