25

57 5 0
                                    

Multimedya: Frank :)

Frank'in yönlendirmesi ile mağaraya ulaştık. Içeri girdik ve 10-15 metre sonra karşımıza 3 kapı çıktı. Her kapının üstünde farklı semboller vardı. Frank, duvarlara bakmamızı söyledi.
Hepimiz dağılıp duvarlara bakmaya başladık. 15 dakikalık arayıştan sonra Kaan 2. kapıda olan sembolü buldu. Bu da o demek oluyor ki, doğru kapı 2. kapı.
2. kapıdan içeri girdiğimizde, duvarlarda bir sürü herogrifler,  semboller, çinceye benzer bir dilde yazılar olduğunu gördük. Biz duvarları incelerken, Ateş de gideceğimiz yeri arıyordu. Mert, duvara yaslanıp çok yorulduğunu söyledi. Birden Mert'in arkasında duran tuğla dikkatimi çekti. Tuğlayı yerinden çıkardık ve 2 düğme ile karşılaştık. Biri kırmızı biri de yeşil. Hangisi doğru düğme ki??
Bir az daha arayıştan sonra, bir kağıt parçası bulduk. Kağıdın içi, kırmızı renge boyanmıştı.
Hemen kırmızı tuşa bastık. Arkamızdan gelen gürültülü sesler, büyük bir kapının açılmasından başka bir şey değildi. Kaan kapıya taraf koşarken, aşağıdaki ip dikkatimi çekti.

Kaan dur!!!

N'oldu bitanem?

Aşağıda ip var! Bu bir tuzak!!!

Oha! Nasıl farkettin sen onu?!

Ipin üstünden geçerek odaya ulaştık. Bu odanın her yeri altın rengiydi. Odada gitmeye hiç bir yer yoktu. Sadece yukarı tırmanmak için ipler vardı. Bu iplerden biri tuzak ola bilirdi. O yüzden odada bir şeyler aramaya başladık. Hiç bir şey bulamayınca, iplerden yukarı tırmandık.
Karşımıza çıkan odanın her yerinde altınlar, elmaslar, değerli taşlar vardı.

Frank, burada bir sürü para, mücevher, degerli taş var. Hangisini alalım?

Frank: Sakın! Sakın hiç birine dokunmayın! Onların hiç biri doğru elmas değil! Yeni bir oda arayın!

Tamamdır.

Mert: Hey çocuklar! Burada bir kapı buldum!

Geliyoruz

Mert'in bulduğu kapı aşağıda küçücük bir kapıydı. O yüzden emekleyerek diğer odaya geçtik. Sonunda elması bulmuştuk!

Karşımızda bütün güzelliği ile duran masmavi elması görüyorduk.

Mert: Vay bee abi bunu satarsak milyarder oluruz!

Meeeeeeert!

Ya tamam Açelya sustum!

Elması oradan aldıktan sonra, emekleyerek kapıdan çıktık, iplerle aşağı indik.
Mert koşarak kapıdan geçti. Ama Mert aşağıdaki ipe takıldı ve yere düştü. Allahtan yere düşmüştü, yoksa yukarıdan çıkan keskin bıçaklar Mert'in kafasına saplanacaktı!!!

Oha Mert dikkatli olsana!!!

Ateş: Oğlum bir dikkat et ya! Yere düşmesen Allahın rahmetine kavuşuyordun!

Mert: Öf tamam be! Iyi ki de bi yanlış yaptık

Yaptığın yanlış hayatına mal olucaktı kanka'cım!

Sağ salim mağaradan çıktık ve çadırlarımıza girdik. Ben Kaan'la aynı çadırda kalıyordum.
Çadıra girdim ve Kaan'a sarılarak uyudum. Bu dünyanın en huzur verici şeyi olmalıydı....

*****

1 ay sonra...

Babam hala Selin abla ve Demir amcaya sinirliydi...Ama  eskisi gibi değildi. O yüzden buna seviniyordum....

Kod Adı: AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin