chapter 11: jeju islands

940 97 18
                                    

that word that resembles you
the word 'love'

that word that resembles you the word 'love'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Hadi ama ağabey!" diye haykırdı Rosé.
Yattığım şezlongdan doğrulup, yakıcı güneş ışınlarının gözüme hücum etmesine karşın gözlerimi kısıp ona baktım.

"Hadi lütfen," diye tekrarladı. "Son tur!"

Derin bir nefes verdim ve ayaklandıktan sonra gülümseyip: "Pekala," dedim.

Bir gün önce jeju adalarına gelmiştik. Ameliyatımdan önceki son haftalarımı oldukça güzel anılar biriktirerek geçirmek istiyordum ve bu yüzden kardeşim Rosé, Jennie ve aynı zamanda arkadaşlarımız Namjoon, Taehyung, Jimin ve Lisa bize katılmıştı.

Hep birlikte deniz kenarında oturuyorduk. Kimilerimiz denize giriyor, kimilerimiz güneşleniyordu. Şimdi ise Rosé'nin zoruyla bir tur daha voleybol oynamaya katılmıştım.

2-0 yendiğimiz setlerden sonra tekrardan bitkin düşüp bir gölgeye sığındım. O sırada etrafta biraz göz gezdirdim.

Jimin, Taehyung'u kuma gömmekle meşguldü. Rosé ve Namjoon bar kısmında oturup bişeyler içiyordu. Ve son olarak Lisa ve Jennie, denizde yüzüyorlardı.

Böylece etrafı gözetip tuzlu deniz kokusunu soluduğumda dudaklarıma bir gülümseme yerleşti. İçimi küçük bir hüzün kaplasa dahi şu anda mutluydum.

Güneş gözlüğümü aşağıya kaydırıp gözlerimi Jennie'den ayırmadım.

Dalgalar kıvrımlı zayıf vücuduna vuruyor, güneşin yakmasıyla bronzlaşan teni sanki küçük küçük elmaslar işlenmiş gibi parlıyordu.

Ona baktığımı fark ettiğinde dolgun kiraz dudaklarını bir gülümseme süslemişti. Bana el sallayıp, yavaşça dalgalardan kurtulup, sıcak kuma ayak basmıştı.

Ölümün kıyısındaydım, oracıkta geziniyordum tıpkı şu anda bir kıyıda olduğum gibi. Ve Jennie deniz gibi maviydi. Dalgaları beni her bulduğunda içimi ferahlatıyor, etrafımı süslüyordu.
İçimdeki yangınları dindiriyordu.

blue ✧ jenkook   ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin