heart that has passed by cant be caught
[ SON DAKİKA] : gerçek hikayesiyle gündeme oturan Jeon Jungkook'un "Mavi" kitabı satışa açıldığı gibi stoklarda tükenip satış rekorlarını kırmaya başardı. Bir sonraki baskıyı bekleyen milyonlarca insan sabırsızlıkla Kim Jennie'nin katılacağı basın toplantısını takip ediyor.Dizlerine çöktüğünde toprağın tüm kıyafetlerini mahvetmesini umursamamıştı Jennie. Ellerindeki koca tutam çiçekleri toprağın yanına bıraktığında iç çekmişti. Bir kaç güne belki de en görkemli mezar taşı dikilecekti burada. Milyonlarca da insan onu ziyaret edecekti. Onun aşkına aşık olan, milyonlarca insan. İşte bu yüzdendi Jennie'nin ona ithafen yazılmış o özel satırları tüm dünya ile paylaşması. Onların anlamı kalbinin derinliklerinde saklıydı fakat bunu ölümsüzleştirmek istemişti.
Acımasız hayat, Jungkook'u ondan almış olabilirdi ama onların hikayesi artık ölümsüzleşmişti. Onu geri getiremezdi belki ama onlar gibi bir çok Jungkook ve Jennie'nin acısını paylaşmış olacaklardı.
"Umarım çiçek alerjin yoktur," diye söze başlamıştı Jennie. "Veya umarım papatyaları seviyorsundur." Bunu derken içindeki hüzün derinleşmişti. Aslında Jungkook'u ne kadar tanımadığı gerçeği onu her şeyden çok üzüyordu.
"Belki bunu bana birlikte boş boş televizyon izleyip uzandığımız bir Pazar akşamında derdin. O zaman hangi çiceği en çok sevdiğini bilirdim."
Parmaklarını yavaşça toprağa daldırdığında sanki ona dokunabiliyormuşçasına kalbi tekliyordu.
"Keşke bana başından beri gelseydin Jungkook. İşte o zaman senin hakkında bildiklerim sadece defterinden ibaret olmazdı. Belki de on kez okumuşumdur, kaçırdığım bir şey olmasın diye," diye mırıldanırken boğazında oluşan düğüme artık engel olamıyordu.
"Burnumun dibinde olan seni göremediğim için dünyanın en büyük aptalıyım," derken göz yaşları çoktan toprağa damlamaya başlamıştı. "Seninle konuşmadım bile fark edemezdin derdin şimdi fakat bana şarkılar söyleyen adamı kör olsam yine fark etmeliydim. Neden seni aramadım ki, neden bu kadar kördüm?"
Hıçkırıkları ardı ardına boğazından kaçtıktan sonra derin nefes alıp vermişti. Elini toprağa daha derin daldırdığı sırada Jungkook'un ona her zaman söylediği, kendi yazdığı 'Euphoria' şarkısını titrek sesiyle mırıldanıyordu. Bu sefer bunu ona söyleyebilecek kimse yoktu. Kendi kendine söylüyordu fakat kulaklarını sanki Jungkook'un sesi dolduruyordu.
Şarkının bitimi ile bir süre sessizlik bürünmüştü etrafta. Elinin tersiyle göz yaşlarını silmişti Jennie.
"Ben senin düşlerindeki kadar mükemmel bir insan değilim Jungkook, hiç olmadım. Ben aptal ve kördüm. Beni kullanmalarına izin verdim, herkese kandım fakat ilk defa sanırım doğru şeyi yaptım. Düğünümden kaçtım. Yoongi'den ayrıldım ve ondan şikayetçi oldum. Tedavi görmeye başladım ve biliyor musun en önemlisi ben senin kardeşin Rosé ile çok yakın arkadaş oldum. Artık onunla ortak yönümüz çok fazla. Sana olan özlemimiz ve seninle hiç yaşayamadığımız yıllar... bunların hepsi bizi çok büyük bir şey yapmaya itti. Bana yazdığın mavi defter artık yalnızca bir defter değil. En büyük yayım evlerinin bile almaya çalıştığı bir kitap oldu. Ve bizim hikayemiz sonsuza dek yaşayacak bundan emin olabilirsin. O yüzden rahatça uyu, sevdiğim. Belki bu hayatta sana sahip olacak kadar şanslı değildim ama bir sonraki hayatımda seni bulana dek rahat etmeyeceğim."
Titrek ve hıçkırıklarla sarsılan bedenine kendi kollarını sarıp başını kaldırmıştı Jennie.
"Dünyanın en saçma şeyi bu belki de ama ben ölü bir adama aşık oldum. Ben sana aşık oldum Jungkook, tenine hiç dokunmadan, seninle hiç sohbet etmeden, sana hiç sahip olmadan."
Ve usulca başını daha da kaldırıp gökyüzüne, göz yaşları arasından en büyük gülümsemesini sundu.
"Seni seviyorum Jeon Jungkook. Bir gün, bulutlar arasında kavuşacağız."
Jungkook'u ve Mavi'sini ayıramamışlardı. Onları ölüm bile ayıramamıştı.
Onlar, yalnızca kavuşmayı bekleyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blue ✧ jenkook ✓
Fanfiction(yetişkin içerik!) ❝Ölümün kıyısında gezerken bana ilk dalganı vuruşunla fark ettim seni. Maviydin sen. Okyanus ve gökyüzünün, hayatın rengi. Güç, sadakat, huzur ve güvenin rengi. Okyanus kadar derin ve bir o kadar da ulaşılmaz. Tutmaya çalıştığım...