Bölüm 15

7K 203 6
                                    


Keyifli okumalar...


ÖMER

Gözlerimi telefondan ayırmadan sürekli aynı mesajı okuyup duruyordum... En sonun da sinirle telefonu sıkıp '' hoşça kal he hoşça kal'' benden öyle kolay kurtulamazsın aslı hanım sen nereye ben oraya...

...

Sinirden kudurmuş bir şekilde evin içerisin de bir o yana bir bu yana ilerleyip duruyordum... Ben onun için savaşırken o bana sadece kuru bir mesajla gideceğini söylüyordu... Bu kadar mı benden nefret ediyordu? Diye düşünmeden edemiyordum...

Evde daha fazla duramayacağımı anladığımda hemen odama çıkıp spor için gerekli eşyaları çantama koyup aşağıya indim... Biraz olsun bu sinirimi yatıştırmam gerekiyordu... Yoksa istemeden de olsa aslıyı kırabilirdim...

Arabayı doğruca spor salonuna sürdüm... Gelir gelmez üstümü değiştirdim... Gelmeden önce aradığım hocam hazır bir şekilde beni bekliyordu...

Hoş geldin Ömer uzun zaman oldu dedi dostça elini uzatıp...

Bende aynı şekilde karşılık verip umursamaz bir şekilde ''öyle oldu'' dedim...

Anlaşılan birileri bayağı sinirli ki kendini buraya atmış dedi...

Sadece kafa sallayıp onu onayladım...

Hadi o zaman başlayalım dedi...

Ne kadar süre çalıştık bilmiyorum... Kan ter içerisinde kendimi yere attım...

Dostum daha önce seni hiç böyle görmedim resmen kendinle savaşıyordun bugün dedi...

Ne diye bilirdim ki aynı hocamın dediği gibi kendimle savaşıyordum... Yavaşça yerden kalkıp bir şey demeden hocanın omuzu dostça sıkıp soyunma odasına geçtim... Ne diyebilirdim ki? Zaten her şey ortadaydı... Kısa bir duşun ardından kendimi biraz olsun arınmış hissettim... Arabaya atlayıp evin yolunu tuttum...

Kapıdan içeriye girince uzun zamandır unuttuğum yalnızlık hissi kapladı gene içimi... Oysaki aslıdan sonra bu hissi unutalı çok olmuştu... Aslı bana yalnızlığımı unutturuyordu... Ama şimdi ne oldu kendi ellerimle gene yalnızlığa geçiş yaptım... Çantayı gelişi güzel bir yere fırlattım ve kendime bir içki koyup bahçeye çıktım... Hava yavaş yavaş batmak üzeriydi... Gökyüzü kızıla boyanmıştı... Resmen bir tablodan resmedilmiş gibiydi gökyüzü... Ama benim içim ise kara bulut gibiydi... Bu güzelliği göremeyecek kadar...

Hava iyice kararmıştı... İçkinin verdiği gevşeme hissiyle oturduğum yerden kalktım... Ne kadar içersem içeyim aslı aklımdan da kalbimden de çıkmıyordu... Ne kadar kısa sürede bu kadar işlemişti içime, ruhuma, kalbime...

Odama çıktım ve üzerimi çıkarıp duşa girdim... Soğuk suyun beni uyuşturmasını bekledim... Vücudum ne kadar uyuşsa da kalbim kor gibi alev alev yanıyordu... Suyu kapatıp odaya geçtim... Üzerimi giyinip kendimi yatağa attım... Ne yaparsam yapayım olmuyordu... Onsuzluk daha bir gün bile dolmadan beni mahvetmeye yetmişti... Yatağın içerisinde sağ sola döne döne zorla da olsa kendimi uykuya teslim edebilmiştim...

**

Sabah baş ağrısıyla uyanmıştım... Elimi şakaklarıma koyup ovmaya başladım... Biraz olsun bu lanet ağrının hafiflemesi için... Bir süre daha başımı ovduktan sonra ağrının geçmeyeceğini anlayınca kendimi soğuk bir duşun altına attım... Soğuk su resmen beynimi uyuşturmuştu ama baş ağrıma iyi gelmişti...

ASLI TUTULMASI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin