51.BÖLÜM

3.2K 135 6
                                    

Aslı ise kollarını gögüsünün altında birleştirmiş tek ayağını vurup sinirli bir şekilde bana bakıyordu. Ama ben ne yapmıştım ki?...

Ömer

Zaman hızla akıp gitmiş yağan karın yerini güneş almıştı. Artık ilkbahar aylarındaydık. Hava ne sıcak ne de soğuktu. Hayatım desen Aslıdan itibaren bahar, güneş...

Neler yaşamadık ki koca bir sene içinde. Küsüp barışmamız, kavgalarımız, mutluluklarımız hepsini yaşamıştık birlikte. Şöyle oturup düşündüğümde Aslıdan önceki hayatımı boş yaşamışım gibi geliyordu. Neden mi? Çünkü sevmeden, sevilmeden bir hayat yaşamış sadece ihtiyaçlarımı için bir kadını hayatıma sokmuştum. Ama şimdi hayatım boyunca bıkmadan usanmadan her anımda yanımda olmasını istediğim diğer yarımı bulmuştum. Bazen annem bana aşkla, sevdayla ilgili şeyler söyler bense bunlar eskide kaldı der annemin sözünü keserdim hemen. Ama annemi şimdi anlıyorum işte. İyi ki Aslım! Bahar kokulum karşıma çıkmıştı da diğer yarımı eksik parçamı tamamlamıştı.

Ben bu düşüncelerle camdan dışarıyı izlerken kapı çalınmış ben gir demeden de tekrar kapanmıştı. Bunu yapan sadece bir kişi olabilirdi o da Aslı.

Duymamış gibi yapıp dışarıyı izlemeye devam ettim. Aslı yavaşça arkadan yaklaşıp kollarını belime dolayıp başını sırtıma yasladı. İşte hayat buydu. Sevdiğinin kollarında bir ömür yaşamak.

Aslı "Nerelere daldınız? Ömer bey" dedi oyunbaz bir şekilde.

Bende ona uyup "Bir kız geldi aklıma" dedim sırıtıp. Aslı hemen kollarını belimden çözüp kaşlarını çattı "Hangi kız o bakıyım?" dedi.

Hafifçe dudağım yukarı doğru kıvrılmıştı bu tepkiyle. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum resmen. Aslıyı bu sefer ben belinden tutup kendime çektim ve gözlerinin içine bakıp konuşmaya devam ettim. " şöyle kumral saçlı, ela gözlü bir dilber geldi gözlerimin önüne. Sonra düşündükçe de kalbim deli gibi atmaya yanımda olmasada bahar kokusunu yanımda ruhumda hissetmeye başaldım." dedim.

Aslı parlayan gözlerle "Ömer!" demiş başını boynuma gömüp derin bir soluk çekmişti içine. İkimizinde en sevdiği şey buydu. Sanki kokumuzu duymasa soluk alamayacak gibi hissediyorduk.

Aslıyla ikili koltuğa geçip oturduk. Aslı hemen kollarını belime dolamış sıkıca sarılmış başını gögüsüme koymuştu. Bir süre konuşmadan öylece oturmuştuk. Ta ki Aslının kıkırtı sesi sessizliği bozana kadar. "Ne oldu? Aslı hanım. Ne güldürdü yüzünüzü böyle" dedim Aslının saçlarını okşarken.

Aslı başını göğsümden kaldırıp gülen gözlerle bana baktı. Dayanamayıp burnunun ucunu öpüp geri çekildim. Gözlerine baktığımda bir sürü duygu vardı. Aşk, sevgi, minnet...

Aslı bir süre öyle baktıktan sonra derin bir nefes alıp devam etti. "Aklıma Atalay la denizin isteme günü geldi" dedi kıkırdayarak. Derin of! Çekip "Ne gündü ama" dedim.

Aslı "Evet öyle ama. Ben çok eğlenmiştim" dedi. Bende gülümseyip "Ne yalan söyleyim bende bayağı bir gülmüştüm." dedim. Ne mi oldu? O gün...

Atalayın isteme günü...

Kar tatili dönüşünden sonra Atalay denizi rahat bırakmamış isteme olayının bir an önce bitmesini istemişti. Deniz daha erken dese de bu sefer Atalay tirip atmış sen beni sevmiyorsun diyip denizi zoraki bir şekilde ikna etmişti isteme olayına. Deniz garibim el mahkum anne ve babasını arayıp durumu anlatmıştı. Ailesi sevinse de acele etmeyin tanıyın birbirinizi demişti. E bizimki dururmu hemen olaya el atmış. Anne ve babasının iş için tekrar yurtdışına çıkacağı yalanını söyleyip ikna etmişti mine teyzeyi. İşin komik yanı Atalayın anne ve babası hala yurtdışındaydı ve hiç bir şeyden haberleri yoktu.

ASLI TUTULMASI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin