54.BÖLÜM

3.1K 133 11
                                    

Kızlarla birbirimize bakıp gülümsedik ve üçümüz büyük bir mutlulukla birbirimize sarıldık. Tabi bir adet kızgın boğa Ömeri saymazsak iyi iş çıkarmıştı. E Ömer ne mi yapacak???

Aslı

"Allahım neydi günahım. Günahım neydi allahım"diyip arabeske bağlamak üzereydim. Ne zaman güzel bir güne başlasam illaki biri çıkıp" c ee" demek zorunda mı?

Şimdi bunları neden mi? Düşünüyorum. Aylar öncesi Ömeri bu kadın yüzünden dinlemeden çekip gitmiş onun yüzünden aşk acısı çekmiştim. Daha doğrusu çekmiştik. O günlerimin eseri olan kadın karşımda duruyordu Alev!!

Bu kadını ne zaman görsem o güne geri dönüyordum resmen. Gerçi o günden sonra onu gördüğüm pek söylenemez. Sadece magazinde gördüğüm mekan çıkışı bir kaç resim o kadar.

Sanki o nahoş olay yaşanmamış gibi yüzsüz bir şekilde Ömere sarılmış. Bana da elini uzatmıştı.

Alev "Merhaba Aslı. Nasılsın?" dedi. Yapmacık bir gülümsemeyle.

Sinirden neredeyse gözlerimden alev çıkaracaktım. Kısık sesle mırıldanıp "Seni görene kadar iyi idim" dedim.

Alev dediğimi anlamamış olacakki" ne? "dedin anlamadım" dedi.

Gözlerimi bayıp sadece "iyiyim" dedim. Sen nasılsın? Deme tenezzülün de bile bulunmadım. Zaten onun da benden öyle bir şey beklediği de yoktu.

Alev Ömerle kısa bir konuşmadan sonra yanımızdan ayrılmış biz de yürümeye devam etmiştik. Sabahki mutluluğumdan eser kalmamış şekilde yürüyordum. Herkes beni anlamış olacakki sessiz bir şekilde önden önden yürüyorlardı.

Ömer beni kendine daha çok çekti ve sıkıca sarıldı. "İstersen dönebiliriz Aslı. Lütfen kendini üzme. Sen böyle olunca ben kahroluyorum" dedi.

Aslında haklıydı Ömer. Kimseyi kendi dertlerimle üzmek bu güzel günü maffetmek gereksizdi hem de bir hiç olacak bir insan için.
Ömerden ayrılıp yüzümü ona döndüm. " Özür dilerim. Ben sadece onu görünce o günlerime geri döndüm." dedim. Mahcup bir şekilde başımı önüme eğerek.

Çeneme değen Ömerin elleriyle mecbur başım yukarı kalkmış mahcup gözlerle gözlerine bakmaya devam etmiştim. Ömer çenemdeki eliyle çeneme okşayıp "Eğmen başını. Uğruna öleceğim gözleri mahrum etme benden. Tamam yaşandı bitti diyip o günlerin acısını unutamayız ama bitti Aslım. Artık önümüze bakıp hayatımıza devam etmeyi öğreneli çok oldu." diyip çenemde elini çekti ve beni  kendine çekip " Değmeyecek insanlar için ne kendini ne de beni üzme. Tamam mı? "dedi ve saçlarımın üzerine öpücük kondururken.

Biraz olsun keyfim yerine gelmişti. Kimse için hatta değmeyen insanlar için kendimi de Ömeri de arkadaşlarımı da üzmeyecektim.

Biraz daha yürüş yaptıktan sonra hep beraber piknik alanına geri döndük. Mangal hazırlıkları  yavaştan hazırlanmaya başlamıştı. Masa da kahvaltılıklar dizili bir şekilde duruyordu. Masaya doğru ilerledik ve kuş sütü eksik kahvaltı masasına oturduk. Aç karnına yürüyüş yapınca daha da açıkmıştım. Kimseyi beklemeden kahvaltılıklara saldırdım resmen. Ömer halime gülse de bu durumdan şikayetçi değildi.

Masadaki herkes afiyetle kahvaltılıklarını yiyorlardı. Atalay hem kahvaltı yapıp hem de arada denizin ağzına bir şeyler tıkıştırıyordu. Afiyetle Kahvaltımızı yedikten sonra sırada aktiviteler vardı. Her sene buraya geldiğimiz için herkes bu aktiviteleri bilir severek oynardı.

Doyanlar yavaş yavaş masadan ayrılmaya başlamışlardı. Onlardan biri de benim. Ayağa kalkar kalkmaz Ömere elimi uzattım kalkması için. Ömer bir anlam vermese de uzattığım elimi sıkıca tutmuş ve ayağa kalkmıştı. Kızlara da kaş göz işareti yapmış onlarında kalkmasını sağlamıştım. Etrafa baktığımda Zeynep ler ileride körebe oynuyorlardı. Aklıma gelin hin fikirle ömerin elini bırakmadan oraya doğru ilerledim.

ASLI TUTULMASI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin