Şaşkınlıkları geçince hediyelik eşyalara bakıp arkadaşlarına ve ailelerine hediye aldılar.
Gül ise Emre ve Özgür'e Eyfel Kulesi biçiminde anahtarlık aldı.
Alışveriş bitince otele gidip yemeklerini yedikten sonra yattılar. Sabah yarışmaya gitmek için erkenden kalktılar.
Yarış yerine gittiklerinde çok şaşırdılar. O kadar kalabalıktı ki karnaval vardı sanki. Her ülkeden bir takım gelmişti ama yine de kalabalıktı. Toplu olarak yarışma başladı. Yarışma sonunda istenilen sonuç elde edilememişti. Takım olarak ilk 10'a bile girememişlerdi. Herkes çok üzgündü.
Tercümanlık yapan Meriç herkesin üzgün olduğunu görünce akşama sürprizi olduğunu söyledi. Otelden ayrılırken ''Otelde akşam hazırlanın ben sizi almaya geleceğim.'' Diyerek ayrıldı.
Akşam yemeğini yedikten sonra bütün takım hazırlanıp beklemeye başladı.
Meriç gelmişti, otobüsle takımı alıp özel bir yere götüreceğini söyledi.
Otobüsten inip lokal gibi bir yere geldiler. Kapıdan girer girmez
''Türkiye'den onur misafirlerimiz geldi, alkışlayalım.'' Denmesiyle salonda alkış koptu. Fransa'daki Türkler'in düğününe gelmişlerdi. Gelin, damat ve aileleri takımı çok ünlü bir konuk gibi kapıda karşıladı. Sahneye kadar eşlik ettiler. Bütün konuklara tekrar takdim edilip alkışlandılar. Salon ''Türkiye '' sloganı ile inledi.
Kızların gözlerinden mutluluk göz yaşları akıyordu.
Özel bir masaya alındılar ve davullu zurnalı düğün başladı. Herkes çok mutluydu ve çok eğleniyordu. Bütün takım bu mutluluğa eşlik etti.
Fransa'ya geldiklerinden beri ilk defa bu kadar mutlu ve huzurlu olmuşlardı. Kendilerini evlerinde ülkelerinde gibi hissettiler.
Ertesi gün valizlerini hazırlayıp erkenden otelden ayrıldılar. Meriç hava alanına kadar eşlik etti. Kız kardeşi de gelmişti adreslerini birbirlerine verdiler tebrik kartı atacaklarını söyleyerek vedalaştılar.
Gül ülkemize dönüyoruz diye çok mutluydu.
Okul müdürü ailelere telefon ederek gelecekleri günü ve saati haber vermişti.
Emre bir hafta antrenmanlara yalnız gittiği için çok üzgün ve isteksizdi. Arkadaşları ile birlikte antrenman yapmayı özlemişti. Özellikle Gül'ü çok özlemişti. Acaba yarışta ne yapmıştı, çok merak ediyordu. Sonunda arkadaşları bugün geliyordu. Sabırsızlıkla okula gelmelerini bekliyordu.
Özgür ise boş durmuyordu. Bir hafta içinde yeni arkadaşlar edinmişti. Günleri neşe içinde geçiyordu. Ne Selen , ne de Gül hiç aklına gelmemişti.
Gül ve Derya çok sevinçliydi. Nihayet ailelerine ve arkadaşlarına kavuşacaklardı. Uçak inişe geçti, aileleri hava alanında bekliyordu. Valizlerini alıp çıkışta ailelerini gördüler.
Gül koşarak gelip annesine ve babasına sarıldı. Evine geldiği için çok mutluydu. Bütün takım okul servisine binerek evlerine doğru gittiler.
Gül getirdiği hediyeleri ailesine verdi. Hepsi çok mutlu oldu.
Haftaya yazılılar olduğu için hocaları hafta sonu antrenmanı için izin verdi. Pazartesi günü tekrar antrenmanlara başlayacaklarını söyledi.
Gül okula ve stadyuma gitmeyi çok istiyordu. Çünkü Emre ve Özgür'e aldığı hediyeleri vermek için sabırsızlanıyordu.
Pazartesi sabahı erkenden okula geldi. Derya ve Emre okul bahçesinde konuşuyordu. Gül arkadaşlarının yanına gitti. Emre , Gül'ü görür görmez hemen sarıldı.
''Hoş geldin Gül, özledim sizi. Yokluğunuzda zaman geçmek bilmedi.''
Gül '' Hoş bulduk Emre ne yapıyorsun okuldayız.'' Diyerek çekildi.
''Ben de özledim arkadaşlarımı, okulumu''
''Kusura bakma Gül çok sevindim ondan dolayı sarıldım.'' diyerek geri çekildi.
'' Emreciğim seni unutmadım oralardan sana küçük bir hediye aldım.''
''Bana mı aldın? '' diyerek şaşırdı.
''Tabi ki san aldım. Sen benim en iyi arkadaşımsın. Unutacak değildim.''
''Teşekkür ederim Gül '' diyerek heyecanla hediyeyi açtı.
''Çok harika bir hediye ,beni düşünüp aldığın için çok mutlu oldum.''
Gül gülümseyerek başını önüne eğdi. Hep beraber sınıfa gittiler. Sınavlar ve dersler bitince Derya, Emre ve Gül stadyuma birlikte gitti. Selen onlarla gelmemişti.
Stadyuma gittiklerinde Özgür ve Cevat gelmişti. Derya hemen Cevat'a aldığı hediyeyi vermek için yanına gitti.
Gül'de hemen Özgür'ün yanına gidecekti ama Selen ,Özgür'e hediyesini veriyordu. Özgür hediyesini alıp Selen'e sarıldı.
Gül onları öyle görünce gitmekten vazgeçti. Boynunu büküp onları uzaktan izledi. Derya yanlarına çağırdı ama Gül yanlarına gitmedi.
Özgür Gül'ü görünce koşarak yanına geldi.
''Hoş geldiniz Gül.''
''Hoş bulduk.''
Bu sırada Selen dişlerini sıkmış, sinirli sinirli bakıyordu.
''Özgür sana küçük bir hediye aldım, kabul edersen.''
''Çok küçük bir şeymiş.'' Diyerek paketi aldı. Beğenmedi ama belli etmemeye çalıştı.
''Teşekkür ederim. ''diyerek yanından ayrıldı. Selen'in yanına gitti.
Gül'ün aldığı hediyeyi açmadan çantasının içine koydu. Selen'e aldığı hediyeyi çok beğendiğini söyleyerek teşekkür etti.
Gül kalbi kırılmış, üzgün biçimde üzerini değiştirmeye gitti. Antrenman bittiğinde Selen ile Özgür'ü el ele çıkarken gördü.
Gül çimlerin üzerinde öylece baka kaldı.
BÖLÜM SONU
Görüş ve önerilerinizi bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL VE ÖZGÜR
ChickLitBir genç kız sevdiğini söylemeli mi? Gurur yüzünden elindeki sevgiyi kaçırabilir mi? Suçlu kim? Gül mü yoksa Özgür mü ? Her aşk devam etmeli mi?