~18~

42 5 23
                                    

"Bir..." konuşmasına izin vermeden susturmuştum
hızlı bir şekilde "ah kapıçı, ben çöpleri kendim attım merak etmeyin iyi akşamlar" dedikten sonra hızlıca kapıyı kapatmıştım ama beni engelleyen jackson'ın ayağı olmuştu hızlıca kapıyı açıp "ne saçmalıyorsun?" demişti.

Sadece burdan gitmesi için acilen bir şeyler yapmalıydım, ikisininkinden bir birini görmemesi gerekiyordu.

Surat ifademden anlamış olacak ki susup sadece gözlerime bakmıştı.

"Gidin lütfen" demişti tekrardan itekleyip ama işe yaramıyordu. Bi anda bileğimden tutup kendine doğru cekmişti içe girip beni arkasına almıştı.

Ne yaptığını sanıyordu bu suan burda olmaması gerekiyordu.

O babam olacak adamla göz göze gelince bileğimi daha da sıkı tutmuştu, ikiside gözlerini bir birinden ayırmadan bakıyordu. O adama baktıkça kötü anıları geliyordur aklına annesi, babası. Benim o adama her gün baktığım gibi nefretle bakıyordur. İkimizi de sevdiklerimizden ayıran suan karşımızda duran adamdı, ikimizinde nefretle baktığı.

Bileğimi hala sıkıca tutuyordu, ortada büyük bi sessizlik vardı huzursuz eden bir sessizlik. İstemsizce jackson'ın elini sıkıca tutmuştum parmaklarımı parmaklarına kenetlemiştim, kendini güçsüz hissetmemesi için yanında olduğumu belirtmek için.

Sessizliği bozan karşımızda sakince oturup bize bakan adam olmuştu "seni bir yerden tanıyor gibiyim?" demişti hızlıca jackson'ın önüne geçmiştim "yeter çık evimden seninle hiç bir yere gelmiyorum!" demiştim kapıyı işaret ederek.

"İmkansız, o kadar can yakmışken içlerinden sadece beni tanıyor olman imkansız" demişti jackson ona dönüp gözlerinin içine bakmıştım, gözlerinde görüyordum ne kadar güçlü durmak için uğraşsada ayakta kalmaya mecali bile yoktu içindekileri hissedebiliyordum.

O adamdan gözlerini ayırmadan tekrardan bileğimden tutup yanına cekmişti "İseul hiç bir yere gelmiyor!" demişti ardından.

"Sen kim oluyorsun, erkek arkadaşı falan mı?" demişti babam olacak adam hızlıca ona bakmıştım "hayır!" diyerek cevap vermiştim sadece

"eğer sonunun jin..."

"Sakın.. sakın onun adını ağzına alma" demiştim parmağımı sallayarak tehdit edermişcesine. Benden hiç bir şekilde korkmuyordu ona nasıl bir zarar verebilirdim ki sonuçta, beni kaybetme korkusu bile yoktu.

Yanındaki adamları gözleriyle bizi işaret edip "kızı alın" demişti sessizce. Gitmek istemiyordum tekrardan o eve dönemezdim. Kendime yeni bir sayfa açmıştım geçmişe dönemezdim. Ama geçmiş hiç bir zaman peşimi bırakmıyordu.

İki adamıda üstümüze doğru yürümüştü bir tanesi kolumdan tutup kendine doğru çekmesiyle jackson sert bir şekilde adamın göğsüne vurup yere düşmesini sağlamıştı, hızlıca kolumdan tutup kendine cekmişti. Öbür adamın vurmasına fırsat bile vermeden yakasını tutup kafa atmıştı, bu kadar iyi bir dövüşçü olduğunu bilmiyordum.

Yerden kalkan adam hızlıca jackson'a doğru koşup yumruğunu çenesine doğru vurmuştu bu jackson'ın düşmesine sebep olmuştu, ufak bi çığlık atıp gözlerimi kapatmıştım onun canının yanmasını istemiyordum.

Bir adamı jackson'ı tutuyor diğeri işe oldukça hızlı bir şekilde vuruyordu, her yeri kan içinde olmuştu. Onu öyle görmek canımı yakıyordu, vurmamaları için engellemeye çalışsamda beni her seferinde kenara itiyorlardı. Baba olacak adamın yanına gidip yüzüne nefretle bağırmıştım

SON İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin