AKLA YATMAYAN BİRİNİ KALBİNE SIĞDIRMAKTIR AŞK.
"EN DERİN DENİZLERDE BOĞULA BOĞULA ÖĞRENİRSİN TEK BİR NEFESLE YAŞAMAYI"
ELBET BİR GÜN SENİNDE SONUN OLACAK.
sesi oldukça kısık ama anlayacağım şekilde çıkmıştı, kalbimin sızlamasına sebep olmuştu. Jackson'a dönüp bakmıştım her baktığımda içim sızlıyordu. Elimdeki tası yere bırakıp dizlerimin üzerine baş ucuna oturmuştum. Elini hafif şekilde tutup tekrar yüzüne bakmıştım "merak etme seni bırakmayacağım" demiştim.
Benim yüzümden olmuştu hepsi benim suçumdu, hayatıma giren bütün insanlar zarar görüyordu. Jackson'da jaebum'da zarar göreceklerdi, bunu hiç istemiyordum buna izin veremezsin. Onlara bağlanıp sonrada gözlerimin önünde acı çekmelerini istemiyordum.
Jackson'ın elini yavaşça bırakıp cebinden telefonunu çıkarmıştım jaebum'a konum attıktan sonra mesaj yazmıştım
"Özür dilerim.. jackson'ın suanda bu durumda olması benim suçum, jackson suan kötü bir durumda lütfen attığım konuma gel böyle olmasını istememiştim benim yakınımda olduğunuz sürece size zarar gelecek bunu hiç istemiyorum. O kötü bir adam onunla hiç birimiz başa çıkmayız ondan intikam almak yerine ondan uzak durun. Kendime yeni bir sayfa açacağıma söz vermiştim ama ben bu hayatı yaşamaya mahkumum. Sizinle o adamdan intikam alma yoluna daha çıkmadan sizi bıraktığım için beni affedin.."
Yolladıktan sonra telefonu cebine geri koymuştum, jackson hala baygın şekildeydi. O adamla o lanet eve geri dönüp eski hayatımı yaşayacaktım yanlız başıma kimsesiz. Jackson ve jaebum'dan uzak duracaktım iyi olmaları için. Odama doğru ilerlediğimde çantamın içine bir kaç eşyamı ve kıyafetlerimi koymuştum. İçeri girdiğimde kapıdan öylece jackson'a bakmıştım onu böyle bırakmak canımı acıtıyordu. Akan göz yaşlarımı silip hızlı adımlarla evden çıkmıştım, asağı indiğimde babam olacak adam arabının içince bekliyordu adamları işe dışarıda.
Yola koyulduktan sonra camı açıp elimi camdan dışarı çıkarmıştım, gözlerimi kapatıp öylece durmuştum. Sadece rüzgarı hissetmek istiyordum. Sadece bir kaç saniyede olsa tüm acılarımı hayatımı kendime dair her şeyi unutmuştum. Gözlerim açıp yolu izlemeye başlamıştım, gözlerim yolda aklım jackson'daydı. Jaebum attığım mesajı görmüşmüydü acaba? Bir an önce jacksonın yanına gitmesi gerekiyordu. Onun için endişeleniyordum.
Evin önüne geldiğimizi fark edince hızlıca arabadan inmiştim. Evin önünde duran arabama bakmıştım hala oradaydı tek özlediğim şey arabamdı buraya dair.
Babam olacak adam eve girdiğinde direk salona girip oturmuştu, odama çıkmak için hızlıca merdivenlere doğru yürüdüm o adamın suratını görmek istemiyordum.
"Konuşacaklarımız var buraya gel!" demişti kendinden emin çıkan sesiyle "seninle konuşacak hiç bir şeyim yok" demiştim sakin bir şekilde "bunları senin de bilmene hakkın var diye düşünüyorum" demişti dalga geçer bir ses tonuyla, arkamı dönüp nefret ettiğim adama bakmıştım "seninle ilgili hiç bir şey bilmek istemiyorum" diyerek cevap vermiştim gözlerini yerden ayırıp gözlerimin içine bakmıştı "bu benimle ilgili değil senin ile ilgili" demişti olduğum yerde durup bir şey demeden bakmıştım, ne diyebilir di ki benimle ilgili?
"Joon hyuk'un oğlu yugyeom ile evleneceksin" demişti,
Sok olmuş şekilde ona bakıyordum, nasıl bana böyle bir şey diyebiliyordu biriyle evlenebileceğimi bana nasıl söylüyordu.
"Biz ortak olmaya karar verdik ve karşılığında benden seni istedi oğlu senden hoşlanıyormuş, hazırlıklara başlasan iyi edersin iki ay sonra düğünün var"
söyledikleri karşısında şaşkınca kalmıştım, yugyeom kimdi hayatımda tanımadığım ismini duymadığım biri benden nasıl hoşlana biliyordu. Böyle bir evlilik tabi ki olmayacaktı böyle bir şeye izin veremezdim.
"Ne dediklerinin farkında mısın? Umarım böyle bir şeyin olabileceğini düşünmemişsindir!"
"Tabi ki düşündüm, biz her şeyi ayarladık sana sadece gelinlik seçmek kaldı sen hiç merak etme"
"Kes sesini! Hayatımı mahvettiğin yetmiyormuş gibi hayatımı yönetmeye çalışıyorsun! Böyle bir düğün olmayacak anladın mı?"
Demiştim sesim oldukça çok çıkmıştı,
"Yarın akşam için hazırlansan iyi edersin dördümüz güzel bir akşam yemeğine çıkacağız" demişti dediklerimi umursamaz bir şekilde.
"Senden gerçekten nefret ediyorum, o yemeğe gelmeyeceğim" dedikten sonra hızlıca odama çıkmıştım, kendimi yatağın üstüne bırakmıştım. Tavanı izlemeye başladıktan sonra derin bir nefes alıp vermiştim.
Ne demek beni evlendirmek istiyordu, nefret ediyordum hayatımın böyle yönetmesinden. Asla evlenmeyecektim.
~~
Uyandığımda tavanla göz göze gelmiştim, dün kendimi yatağa attığım gibi uyuya kalmıştım. Yatakta oturur pozisyonuna geldiğimde aynadaki kendimi görmüştüm, yıkık bir haldeydim. Üstüme baktığım üstümde hala jackson'ın kıyafetleri vardı. Dolabı karıştırıp kıyafetlerimden almıştım siyah pantolonum ve siyah bol gelen bir tişört, her zaman ki gibi.
Duşa girip çıktıktan sonra kendimi biraz olsun rahatlamış hissediyordum, kıyafetlerimi giyindikten sonra odama geçmiştim tarağımı arıyordum ama bulamıyordum kapının çalmasıyla aramayı bırakmıştım
"gir"
babam'ın adamlarından biri içeri girmişti
"Babanız sizi kahvaltıya bekliyor, özel bir misafiriniz geleceği için bunları giymenizi istedi"
dedikten sonra elindeki poşetleri yere bırakıp odadan çıkmıştı kapıyı kapatıp. Özel bir misafir derken kimden bahsediyordu? poşetleri yerden alıp içindekilere bakmıştım, toz pembe kısa ve oldukça dekolteli bir elbiseydi. Pembe renginden nefret ederdim. Elbise giymeyi ve böyle süslü elbiseleri hiç sevmiyordum.
Elimdeki elbiseyi hızla yere atmıştım, bunu elbette giymeyecektim. Siyah pantolonum ve tişörtümle oldukça memnundum, sacımı dağınık topuz yapıp aşağı inmiştim. Bu özel misafirin kim olduğunu merak etmiştim, asağı indiğimde babam olacak adam yine baş köşede oturuyordu ve sol yanında yüzünü göremediğim biri.
İkiside geldiğimi anlayınca ayağa kalkmışlardı, babam beni görünce ayağa kalkmıştı şaşkınlıktan gözlerim dolacaktı nerdeyse, yapmacık bi gülüş atıp yanlarına gittim. Yanında biri varken nasılsa güzel rol yapıyordu.
"Günaydın kızım, sizi bir an önce tanıştırmam gerektiği için aksamı beklemeyip kahvaltıya çağırdım" demişti, bana kızım demişti. Nefretle gözlerine bakıyordum yarım bir gülümsemeyle, hiç inandırıcı gelmeyen kelimeler söylüyordu bana.
"Tanıştırayım bu yugyeom" demişti gözlerimi o çocuğa doğru çevirmiştim, evlendirmek istedikleri bu çocuk muydu sahiden? Hayatım boyunca bu çocuğu hiç görmemiştim, benden hoşlanıyor olamazdı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.