~13~

44 7 0
                                    

Gözleri hala gözlerimdeyken kendini geri doğru cekmişti hızlıca  "ne yaptığını sanıyorsun? az daha ölüyordun!" demişti bunu bana o mu söylüyordu? "Bunu beni öldürmek isteyen çocuk mu söylüyor, ilginç gerçekten" diyerek karşılık vermiştim tam bir şey söyleyecekken youngjae bağırarak yanına gelmişti  "iseul sen deli misin ne yaptığını sanıyorsun!" dediğinde jackson kısık bir sesle "zır deli hemde" demişti gözlerimi iki üç saniyeliğine ona cevirsemde tekrar  youngjae'ye bakmıştım "ben iyiyim youngjae, ama sen pek iyi görünmüyorsun" demiştim, hiç iyi görünmüyordu yüzü bembeyaz olmuştu ve nefes almakta zorluk cekiyordu.

Elini omzuma attıktan sonra "ben iyiyim" demişti "şimdi gitmem gerekiyor youngjae seninle sonra konuşuruz" demiştim hızlı bir şekilde, arkamı dönüp hızla yürümüştüm etrafımızda toplanan insanlara çarparak aralarından geçmiştim rahatsız edici bakışların hiç birini aldırış etmemiştim, onu bulmalıydım. Eğer bir hayal değilde gerçekten onu gördüysem onu bulmalıydım.

Kimsenin olmadığı bi sokaktan girmiştim nereye gittiğimi bilmiyordum sadece hislerimin ve ayaklarımın beni götürdüğü yere gidiyordum.
Sıklıkla nefes alıyordum ayaklarımın altı yeterince acıyordu. En sonunda dengemi kaybedip yere düşmüştüm öylece kalıp başımı asağı indirmiştim göz yaşlarım yanaklarımı ıslatmıştı. Sadece "jinyoung" diye söylenip göz yaşlarımın akmasına izin vermiştim. Canım acıyordu yere düştüğüm icin değil onu özlediğim içindi.

Onu o gün kaybetmiştim bir daha bulamayacaktım bunu biliyordum. Sadece aptal bir hayal gördüğüm için kendime kızıyordum. Ellerimi başımın arasına götürüp hafif sacımı cekmiştim yine o tarif edilemez baş ağrısı olmuştu.

Ağlamam daha da şiddetlenmişti. Biraz sonra neler olacağını az cok biliyordum, yine o anlamsız şey olacaktı bunu istemiyordum ve derin derin nefes almaya çalıştım ama olmuyordu başımı havaya kaldırıp gökyüzüne bakmıştım, kendimi sakinleştirmek için. Sanki biri nefes almamı engellemek için boğazımı sıkıyor gibiydi ve kafam ağrıdan patlayacak gibiydi.

İki elimi yere koyup zorla ayağa kaldırmıştım kendimi. Başım dönüyordu ve hiç bir yeri net görmüyordum gözlerimi kapatıp başımı gökyüzüne kaldırmıştım tekrar gözlerimi açıp nefes almaya çalıştım, bir türlü dengede duramıyordum ayaklarım beni taşımıyordu. En son dayanamayıp tekrardan yere düşmüştüm ama bu sefer bilincim ve gözlerim kapanıyordu.

En son hatırladığım koca bi karanlıktı, gözlerimi yavaş yavaş açtığımda bir şey düşünemiyordum sadece nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. Tek bildiğim burası benim evim değildi ve bir evdeydim. Ben buraya nasıl gelmiştim. Gözlerim net görmeye başladığında burası bana cok tanıdık geliyordu bu eşyalar ve bu gözler bu o çocuktu gözlerimi ondan ayırmadan uzandığım yerden toparlanmıştım.

İyice kendime geldiğimde konuşa bilmiştim "ne işim var benim burda?" dediğimde "aslında bakarsan senin burda bir işin olamaz, dün sokakta seni baygın bir şekilde gördüm aslında bu pek umrumda olmadı ama etrafta sarhoş adamlar var..." dediğinde sözünü kesmiştim "tamam anladım" demiştim hızlı bir şekilde, üzerimdeki battaniyeyi kenara iterken ellerimin içi acımıştı baktığımda içleri soyulmuş ve kanadığında öylece kurumuştu.

Ayağa kalktığımda battaniyeyi elime alıp katlamaya çalışmıştım yavaş katlamaya özen göstersemde canım yanıyordu, bunu belli etmemek için elimden geleni yapıyordum. Beni sevmesede dün bana yardım etmişti, bir türlü katlayamadığım battaniyeyi jackson elimden hızla çekip koltuğa fırlatmıştı bakışlarımı ona çevirdiğimde "ben daha sonra katlarım" demişti sert bir şekilde.

Bileğimi kavrayıp kendine cekmişti avuç içimi çevirip baktığında gözlerini tekrar gözlerime çevirmişti ne yaptığını anlamıyordum.
Elimi yavaşça bırakıp "ilk önce yıka mikrop kapmasın" demişti yine bana yardım ediyordu gerçekten şaşırıyordum. Ani ruh değişimi yaşıyordu bir türlü anlamıyordum. Bakışlarımı üzerinden çekip  yukarı çıkmıştım ellerimi yıkamak için.

Ellerim acısada zar zor yıkamayı başarmıştım asağı indiğim de jackson'ın elinde küçük bir çanta vardı, yanına gittiğimde ne olduğunu sorar gözlerle bakmıştım " bakmaya devam edecek misin oturacak mısın?" Demişti koltuğu işaret edip. Yavaşça koltuğa oturmuştum.

Dizlerini büküp tam karşıma yere oturmuştu çantadan bir seyler cıkartırken elini bana uzatmıştı. Gözlerine bakıp yavaşca elimi elinin üzerine koymuştum. Çantadan çıkarttığı ilaçı yavaşça elime sürmüştü, acıdığı için hafif geri doğru çekmiştim elimi. Acıtmamaya özen gösterek sürmeye devam etmişti ilaçları çantaya bırakıp yarabandını hafifte yaramın üstüne yapıştırmıştı. 

Yüzüme baktığında hafif şekilde gülümsemiştim "teşekkür ederim" dedikten sonra başımı asağı doğru eğmiştim. Önümden kalkmasını bekliyordum ama kalkmıyordu hala bana bakma devam ediyordu başımı kaldırıp gözlerinin içine bakmıştım. Biraz yüzünü izlemiştim gerçekten kusursuzdu.
Bi anda önümden kalkıp "dün neden öyle.." derken sözünü kesmiştim "lütfen bana dün neden öyle davrandığımı sorma.." dedikten susmuştum ayağa kalkıp "bilmiyorum gerçekten ne olduğunu bilmiyorum kafam yerinde değilmiş gibiydi aynı bi sarhoş gibiydim" dedikten sonra yüzünü bana dönmesiyle susmuştum bir kaç saniye durup bekledikten sonra devam etmiştim

"Be-ben onu görmüştüm gördüğüme emindim yada sadece bir hayal.."

"Kimi?"

"Sevgilimi, babamın gözlerimin önünde öldürdüğü eski sevgilimi"

demiştim bir şey diyemeden gözlerimin içine bakmıştı. Anlam veremediğim gözlerle bana bakıyordu, sessizliğimizi çalan kapının zili bozmuştu. Jackson kapıyı açmaya gidene kadar onu izlemiştim, içeri giren neşeli bir jaebum olmuştu.
Elindeki poşetleri jackson'a verip yanıma gelmişti yanağımı sıkınca kendimi hafif geri cekmistim "nere ara bu kadar samimi olduk jaebum" dedikten sonra elini hafif şekilde itmiştim, bunu söylerken o kadar da ciddi değildim.

"Teklifimi kabul ettiğin için geldin değil mi?"

"Aslında düşünmeye bile vaktim olmadı jaebum" 

"Jackson'ı bile ikna etmek bu kadar zor olmadı" demişti jaebum, jackson kabul mu etmişti gerçekten? Gözlerimi jackson'a çevirdiğimde jaebum'a bıkkın gözlerle bakıyordu "ben neden kabul ettiğimi hatırlamıyorum jaebum?" demişti,jackson kabul etmemişmiydi yani? 

"Hadi ama sadece iseul senin kabul ettiğini zannedince ne yapacak diye merak etmiştim"  demişti jaebum

"kendini cok mu zeki zannediyorsun jaebum? Ben bu isteği kabul etmiş olsam bile jackson için değil kendim için kabul etmiş olacağım"  demiştim hafiften tepki gösterip  "neden kabul etmiyorsun o zaman?" demesiyle jackson'a dönmüştüm, bunu bana omu diyordu benle çalışmak istemez diye düşünüyordum, belki de istemiyordur bilmiyordum.

Oy kullanmayı ihmal etmeyin🖤

Oy kullanmayı ihmal etmeyin🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SON İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin