•42

2.5K 186 156
                                    

Örtülerin arasında kaybolmuş telefonumu elime almak için hareket ettiğimde Chanyeol da benimle beraber hareketlendi. Neredeyse beş saattir uzanıyorduk, ona uyumasını söylememe rağmen uyumamıştı.

Elime aldığım telefondan saate baktığımda saat sekizi gösteriyordu.

"Eve gitmem gerekiyor." Telefonu tekrar aldığım yere bıraktığımda Chanyeol'e dönüp bir elimi göğsüne yasladım. İkimiz de yan dönmüş, yüz yüze bakıyorduk.

"Kalacağını düşünmüştüm." Chanyeol'un sesi benim fısıltılı sesime göre daha gür çıkmıştı.

"Aileme diyebilecek bir şeyim yok. Kyungsoo'yu da araya sokamam." Yanında kalabildiğim tek kişi Kyungsoo'ydu ailemin bilgisine göre. Şimdi ise onları arayıp onda kalacağımı söylersem Kyungsoo'yu ararlardı ve o geceden sonra onun beni bu konuda aileme karşı destekleyeceğini sanmıyordum.

"Kalmanı istiyorum." Gözlerini kapatıp alnı alnıma değecek kadar yaklaştırdı yüzünü. Benim de gözlerim kapanmıştı.

"Biliyorum. Ama bu gece olmaz." Oturur pozisyona geçtiğimde o da beni takip etti. Belimden çekmediği eliyle ona yaklaşmamı sağlayıp yüzünü boynuma gömerek sarıldı bana. Benden bir saniye bile uzak kalmak istemiyor gibiydi.

"Chanyeol..." Bir elimi saçına daldırıp okşayınca bedeninin dokunuşlarım altında gevşediğini hissettim. Aynı anda boynumda dudaklarını hissetmiştim.

"Tamam. Bırakayım seni." Yataktan kalkıp ellerini bana uzattığında ben de telefonumu alarak kalktım. Hırkamı bıraktığım yere doğru ilerleyip üzerime geçirirdikten sonra ona döndüm.

"Chanyeol." Kapıya doğru ilerleyen bedenin kolundan tutup durmasını sağladım.

"Hm?" Kolları tekrar belimi sardığında ben de dudaklarımı göğsüne bastırdım.

"O işi bırakmanı istiyorum." Göz göze geldiğimizde ciddiyetle konuştum. Bu işi yapmasını istemiyordum, yapmayacaktı.

"Baekhyun. Bunu daha önceden konuşmuştuk." Sesi ciddi olmaktan çok uzaktı, neredeyse uysal denecek kadar sakindi.

"Hayır. Konuşmadık. Sana yapmanı istemediğimi söyledim ama beni umursamadın." Gittikçe artan sinirimden dolayı gözlerimi yumdum.

"Baek-"

"Yapmayacaksın." Kollarını çözüp ondan uzaklaştım. "Eğer işini bu kadar çok seviyorsan o zaman beni unut."

Yüzünün anlık değişen ifadesiyle doğru noktaya bastığımı biliyordum. Ondan ayrılmak istemiyordum, aynı şekilde benden ayrılmayacağını da biliyordum. Bunu bu kadar kolay söylemememin nedeni buydu.

"Böyle söyleme-" Elime uzanmaya çalıştığında ona izin vermedim.

"Bana net bir cevap ver." Ciddi sesim miydi onu bu kadar endişelendiren yoksa zaten birkaç gün boyunca artık onunla birlikte olmayacağımı düşünmesi miydi bilmiyordum ama bu endişesi cevabını geciktirmemişti.

"Tamam. Tamam, bırakacağım."

"Söz ver." Bir adım yaklaşıp yüzünü ellerim arasına aldım. "Yalan söylemek de yok."

"Söz."

***

"Sehun bana... Hyemin hakkında bir şeyler anlattı." Ben dümdüz yola bakarken Chanyeol'un kadının adını söylememle bana baktığını görmüştüm göz ucuyla.

"Orada olanları görmemeni isterdim." Chanyeol sessizce söyleyip iç çekti.

"İstemiyordun. Oraya gelmeseydim bir kadının seni öptüğünden, sana dokunduğundan, sarıldığından haberim bile olmayacaktı. Hah," Sinirle gülerek sağımdaki cama döndüm. "Bilmemi ya da görmemi istemediğin daha neler var merak ediyorum." Daha doğrusu içim içimi yiyordu.

PAINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin