Maya, Aleyna'nın yanına gidip elindeki mavi renkli gözlüğü aldı ve gözlerine su kaçmaması için yavaşça taktı. Etrafını süzdükten sonra rakibine baktı. Biraz durup baktıktan sonra onun kendisinden bile daha zayıf olduğunu fakat çok güzel bir vücudu olduğu sonucuna vardı. Hem zayıf ve çelimsiz olmak güçsüz olmak anlamına gelmezdi.
"Sana güveniyoruz Maya. He sene birinci olduğun gibi bu sene de birinci olacaksın. Buna şu an nefes aldığıma emin olduğum kadar eminim," dedi Rüya kolunu Aleyna'nın omzuna atarken.
"Bana güvendiğiniz için teşekkür ederim kızlar. Ama kaybetmeyi de göze almalıyım. Çünkü hayatta her şey başarıyla sonuçlanmaz. Bazen daha çok güçlenmek için kaybetmek gerekir. "
Az sonra suya dalmak için hazırdı. Son kez rakibiyle bakıştı ve önlerine döndüler. Birden bütün salonu delip geçen bir ses duyuldu ve aynı anda suya bıraktılar kendilerini. Saniyeler içerisinde Maya ve rakibi kıyasıya bir rekabete girdiler ama Maya'da farklı bir şeyler vardı bu kez. Gerçek amacını unutmuş gibi durmadan Savaş'ı düşünüyordu. "O ne güzel kokuyordu öyle," dedi içinden ve havuzun ortasında durup başını sudan çıkardı. Etrafına bakarken ne kadar riskli bir hareket yaptığının farkına vardı. Rakibi epey ilerleyip geride bırakmıştı onu. Sanki yarış onun için bir şey ifade etmiyordu şimdi. Onu bunaltan, depresyona sürükleyen ne kadar şey varsa şimdi hepsi aynı aynda beynine üşüşüp kemiriyorlardı. Bu öyle yanlış bir zamandı ki duş yaparken hiç tanınmadık birileri tarafından basılmak kadar berbat bir şeydi. Hayat bu ya bazen istemediğimiz şeyler hiç olmadık zamanlarda gelir aklımıza.
Maya, derin acılar içindeymiş gibi etrafına bakarken Aleyna ve Rüya endişe ve korku dolu gözlerle onu izliyorlardı. Tam "ne oldu?" Diye sesleneceklerdi ki Maya her şeyin farkına daha yeni varmış gibi tekrar suya daldı ve hızlıca kulaç attı. Maya'yı yıllardır tanıyan arkadaşları, bir şeylerin ters gittiğini anlamış gibi birbirlerine tuhaf sorular soruyorlardı. Kimse Maya'nın neden böyle bir hareket yaptığına doğru düzgün bir anlam yükleyemese de sonucu çok merak ediyorlardı. Bir yarışma ilk kez bu kadar heyecanlı olmuştu onlar için. Maya, kendini suyun dibine çekiliyormuş gibi hissediyordu. Her ileriye doğru kulaç attığında sanki bir şeyler onu geriye itiyor gibi hissediyordu. Ya gerçekten batmaya başlıyordu ya da beyni onunla oyun oynuyordu. Her şey bir yana, bilinen tek bir gerçek vardı ki Maya kaybetmek üzereydi. Birkaç dakika önce küçümsediği cılız rakibi şimdi neredeyse onu yenip şampiyon olacaktı. Jüri üyelerinden biri o kadar heyecan yapmıştı ki masadan kalkıp havuzun dibine kadar gelmişti.
Maya, ne yapıp edip her şeyi yoluna koymalıydı ama bir aksilik daha oldu ki nefesi kesilmesiyle birlikte başını sudan çıkardı ve derin bir nefes aldı. Sanki her şey etrafında dört dönüyordu. Pes etmek üzereydi ki arkadaşlarının sesini duyunca cesareti yenilendi ve "ne yapıyorum ben böyle ? Kendimi toplamalıyım" deyip tekrar suya daldı. O, daha ilk etaptayken rakibi ikinci etaba geçti. Daha önce hiç bu kadar hızlı yüzdüğünü hatırlamıyordu Maya. Rakibi yorulmuş olmalıydı. Çünkü yarışa ışık hızıyla başlamasına karşın epey yavlamıştı. Bu da Maya'nın işine gelmişti. Aradaki farkı kapatmak için mükemmel bir fırsattı. Bir dakika sonra yarışmacılar sudan çıktı. Maya, kulakları sağır eden alkış seslerini boğuk boğuk duyuyordu sadece. Kulakları suyla dolmuştu sanki. Havlusunu üzerine örttüğü sırada az önce yendiği rakibi ve yanında genç bir delikanlıyla kendisine doğru geldiklerini gördü. Nerdeyse çirkin diyeceği rakibine yakından bakınca sarı saçları ve masmavi gözleriyle "aslında güzel bir kızmış," dedi içinden. " Haksızlık etmişim ona."
İki dakika sonra herkes gözlerini onlara dikmişti. Maya'nın yenilen rakibi onu tebrik ettikten sonra soyunma odasına gitti. Tüm bunlar olurken Rüya, kendinden geçmiş gibi Aleyna'yı çimdikledi ve salona yeni giren genç bir kızla yanındaki yakışıklı genci gösterdi.
"Şşşuna baksana Aleyna. Adam taş gibi."
"Taş erkekler bunun yanında halt etmiş. Bu... Bu resmen yürüyen kaya."
" Sence de biraz abartmadın mı? Utanmasan kiremit falan diyeceksin."
"Hahaha çok komiksin ya. Acaba Tibet'ten daha yakışıklı olduğu için onu kıskanmış olabilir misin sevgili her gördüğü erkeği beğenen ama elindeki çirozla yetinmeye çalışan arkadaşım?"
" Aman ne kıskanacağım be. Savaş ondan daha yakışıklı. Aa bu arada söylemeyi unuttum, Savaş ve Maya birlikteler. Çok tatlılar değil mi?"
Aleyna'nın yüzü şaşkınlıkla doldu.
" Be... Ben çok şaşırdım doğrusu."
"Neden bu kadar şaşırdın ki?"
" Onu tanımıyormuş gibi konuşma. Bugüne kadar hiç kimseye pas vermedi. Sakın yanlış anlamış olmayasın?"
" Hayır canım, ne yanlış anlaması, Maya söyledi." "Demek sonunda normalleşmeye başladı. Şey, ya da... Ya da son zamanlarda yaşadığı onca şey yüzünden kafayı yemiş olabilir mi? "
" Neden bu kadar imkânsız görüyorsun bu durumu anlayamıyorum seni. O da bir insan. Demek ki Savaş onun için doğru kişi o yüzden onunla birlikte. Umarım Maya hayal kırıklığına uğramaz. İlk kez birine güvendi."
"Haklısın. Bu arada onun iyi görünmediğini fark ettin mi?"
" Evet. Umarım kötü bir durum yoktur. Haydi yanına gidelim. Kendini yalnız hissetmesin."
"Tamam."
"Sence bu yeni gelen kızla yanındaki kişi sevgililer mi?"
"Olabilir. Baksana, Kaya nasıl da korumacı tavrıyla bakıyor kıza."
Rüya kahkaha attı.
"Kaya..."
Rüya ve Aleyna arkadaşının yanına giderlerken Tibet, Rüya'nın Kaya diye hitap ettikleri gence baktığını gördü ve kıskançlıktan renkten renge girdi. Sevgilisinin hiçbir erkeğe bakmasını istemiyordu. Dünyada kendinden daha yakışıklı tek bir erkeğin bile olmadığını iddia edip duruyordu kendine. Hemen Rüya'nın kolundan tutup kendine doğru çekti.
"Nereye gidiyorsun hayatım?"
" Maya'nın yanına gidiyorum. Neden beni sıkıyorsun böyle?"
Tibet yanlış bir şey yaptığını fark edince hemen onu bıraktı.
"Hiç, seni özledim de."
"Ya, demek beni özledin ha, acaba şu yeni geleni kıskanmış olabilir misin?"
"Hayır, ne alaka? Dedim ya seni özledim sadece."
"Hadi bakalım öyle olsun. "
"Rüya! Haydi ama gelmiyor musun?"
"Aleyna, bekle bir dakika hemen geliyorum."
"Rüya, Tibet'in tekrar kendisine sarılmasına fırsat vermeden arkadaşının yanına gitti.
Artık Maya'ya yeni bir rakip çıkmıştı."
Az önce gelen anonsla her şey netlik kazandı. Maya, birkaç dakika dinlendikten sonra yeni rakibiyle yarışmak için tekrar yerine geçti. O sırada heyecanla beklediği rakibi yanına geldi. Oldukça güçlü görünüyordu. Birbirilerine başarı diledikten sonra uyarı ziliyle birlikte yarışma başladı ve iki genç yetenek suya daldılar. İlk başlarda gözle görülür bir uzaklık farkı vardı aralarında ama bir süre sonra ikisi de aynı hizada yüzüyorlardı. Maya ne yaparsa yapsın bir türlü rakibinin önüne geçemiyordu. Bu ilk kez olan bir şeydi. Sonunda korkulan oldu ve yarış beraberlikle sonuçlandı. Maya, büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı. Birinciliği başka biriyle paylaşmak korkunç bir histi onun için.
Sudan çıktıklarında rakibiyle karşı karşıya geldi. İkisi de hemen hemen aynı boydaydılar. Maya, bitkin bir şekilde gözlüğünü çıkardı ve karşısında sakin sakin duran kızı süzdü. Az sonra karşısında duran kız da aynı yavaşlıkla gözlüğünü çıkarıp Maya'yı süzdü. İkisi de şok olmuşlardı adeta. Çünkü olağanüstü derecede birbirlerine benziyorlardı. Masmavi gözleri, sapsarı ve uzun saçları göz kamaştırıyordu. Ya anormal bir durum vardı ya da yüzmenin verdiği yorgunlukla halüsinasyon görüyorlardı...
Maya, seri bir şekilde karşısında duran genç kıza elini uzattı.
"Tebrik ederim, ben Maya."
"Tebrikler, ben de Ada, memnun oldum."
"İyi yüzüyorsun. Hayatımda ilk kez biriyle berabere kaldım."
"Sen de fena değilsin ama daha fazla antrenman yapman gerekiyor."
Maya, birden sinirlendi. "Ne diyor bu çömez baykuş! Dışardan bakınca hanım hanımcık duruyor ama özünde çok ukala biri ."
" Farkında mısın bilmiyorum ama berabere kaldık. Ayrıca sen gelmeden önce başka biriyle de yarıştım. O yüzden bir hayli yoruldum. "
Tam karşısında duran kızı rencide edecekti ki birinin koluna dokunduğunu hissetti.
"İyi misin Ada?"
Maya, yavaşça arkasına dönüp uzun boylu yakışıklı gence baktı. O sırada Ada Kağan'a sert bir bakış attı.
" Ben Maya. Bizi karıştırdınız sanırım."
Kağan gözlerini sonuna kadar açmış, bir Ada'ya bir Maya'ya bakıyordu.
" Ama... Ama siz aynısınız. Yoksa ben mi yanlış görüyorum? "
" Ne saçmalıyorsun sen Kağan? Yolculuk başına vurdu sanırım. Haydi gidelim buradan," dedi Ada, Kağan'ı elinden tutup peşinden çekerken.
Bu olaya herkes şahit olduğu için Maya'yı soru yağmuruna tutuyorlardı.
Ada, az önce yaşadığı tatsız durumdan hiç de hoşnut olmamıştı. Arkasını dönüp geride bıraktığı Maya'ya son bir kez bakıp soyunma odasına gitti.
O sırada bazılarının ağzında sürekli birkaç kelime, Maya'nın kafasını şişiriyorlardı. Bazıları da birleriyle fısıldaşıyorlardı. "Duydun mu bunlar ikiz miş?" "Anneleri onları bebekken birbirinden ayırmış."
"Zavallılar nasıl şoka girdiler gördün mü?"
"Kağan'ı gördün mü gelir gelmez Maya'ya göz dikti. Ne de oynak kalpli biriymiş."
"Duydun mu yeni gelenler sevgiliymiş."
Her ağızdan bir dedikodu çıkıyordu. Onları susturmak mümkün değildi.
Sorulardan ve yanlış yorumlardan bıkan Maya, bağırdı birden.
"Eh yeter be! Hiç birbirine benzeyen iki insan görmediniz mi? Defolun gidin başımdan."
Sonra havuza daldı ve gözden kayboldu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Çığlık
Mystery / ThrillerSen hiç, birileri hıçkırıklarını duymasın diye kolunla ağzını kapatıp kendi çığlığında sağırlaşıp gözyaşında boğuldun mu?