sena şener // ölsem
"Okul nasıl gidiyor Jongin?" diyerek yerdeki hortumu alan dedeme cevap vermeden önce, mısır gevreği dolu koca kasemi ellerime alıp geriye yaslandım, bacaklarımı da masanın üzerine atmıştım.
"İyi gidiyor." Aslında hayatımda 'iyi gidiyor' denilecek hiçbir şey yaşamıyordum ama oturup dedeme olanları anlatamayacağımdan yalanlarımdan söylemek garibime gitmiyordu. Sabah istemeyerek uyanmıştım, bir kanepede yattığım için uykumun en güzel yerinde yere düşerek yeni güne gözlerimi açmak zorunda kalmıştım. Haechan beni çağırmasına rağmen gayet toparlanmış bir şekilde okula gitmişti. Ben yaz tatillerinde bile zorla gelirdim buraya, hiç istemeyerek. Her gelişimde eski ailemi bulamıyordum, hep bir şeyleri kopuyordu ve bu gelişimdeki kopma çok büyük olmuştu.
"Annem neden mutlu?" dedim dedeme. Dedem çiçeklere çok önem verir, bizim evin arkasında çiçek bahçesi olduğu için ve annem asla ilgilenmediği için çiçeklerim ölmesin diye gelmişti.
"Annenin mutsuz olduğu bir an var mıydı Jongin?" dediğinde göz göze geldik dedemle. Kendinden yaşça küçük biriyle evlenmek ona hiç yaramamıştı, daha çok yaşlanmıştı ve bakımsız duruyordu. Eşi Maldivler'de arkadaşlarıyla gezerken o bizim yanımıza gelmek zorunda kalmıştı ve zorla geldiğini çok belli ediyordu.
"Her zaman." dedim bacaklarımı masanın üzerinden indirip, kaseyi koyarken.
"Belki de babandan boşanacağı için kalbinde büyük bir neşe vardır Jongin."
"Annemin hislerinin olduğunu düşünmüyorum." diyerek bakışlarımı kucağıma indirdiğim parmaklarımda gezdiriyordum.
"Her insanın hisleri vardır elbette, bazı hisler ağır basar bazıları yok denilecek kadar azdır. Çoğaltacak kişiler gerekir o hisler için."
"Annemde eksik olan his sevgiydi." dedim gülümseyerek. Oh Sehun'un ise bana olan sevgisi eksikti belki de hiç yoktu.
Dedem sustu, ben sustum. Aslında yarın dönmeyi düşünüyordum. Evde hiç kimse hayal ettiğim gibi değildi, herkes gülüyordu bir ara ilaç kullanıp kullanmadıklarını merak etmiştim. Babam hastahane açılışından dönmüş müydü emin bile değildim.
"Kız arkadaşın var mı?" Dedem sulama işini bırakıp karşımdaki sandalyeye otururken irkilmiştim.
"Yok." dedim direkt olarak.
"Buna inanmalı mıyım Jongin?" Dedemin sürekli bu konuyu açması açıkcası beni rahatsız ediyordu. Ailemden hiç kimse Sehun'a aşık olduğumu bilmiyordu, bilselerde nasıl bir tepki vereceklerdi emin değildim. Yine de Sehun ile aramdaki tekilişki yatak arkadaşlığının ötesine geçerse bir gün, o zaman elinden tutarak karşılarına çıkarabilirdim.
"Unutamadığım biri var." dedim direkt. Dedemden yardım alacak kadar dipteydim belli ki. Teselli etmesini istiyordum, kalbimdeki ve omuzlarımdaki yük ağır gelmeye başlamıştı artık ve eğer birisi elimden tutup çekmezse ezilecektim.
"Gülüşünü, bakışını , sesini , kokusunu, bana hissettirdiklerini... hiçbirini unutamıyorum. Başka birini sevdiğini biliyorum, hatta benden başka herkesi sevebileceği gerçeğini." Gülümsedim. "Bir insan her şeyi bilmesine ve görmesine rağmen neden bilmemezlikten ve görmemezlikten gelir? Takıntılı olduğumu düşündüm, belki de hasta olduğumu. Hiçbiri etkilemedi beni, gözlerimin önünde başka birini sevdi ama ben yine vaz geçemedim. Neden bunu yapıyorum dede? Neden kendime bu acıyı çektiriyorum?"
Dedem bir süre beni izledi, dolmuş gözlerimdeki yaşları geri göndermeye çalışırken yine ve yine Oh Sehun yüzünden kendimi yerin dibine sokmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
told you so •sekai
Fanfictionİlk birlikte oluşumuzun üzerinden bir hafta geçtiğinde, bana gelip dövmesini göstermişti. Yüzük parmağına küçük bir güneş dövmesi yaptırmış, bana da birine aşık olduğunu, parmağında bir ay dövmesi görmeyi çok istediğini söylemişti. Bana sandım, ben...