Buraya bir Bebisle Amine alalım 🌸
Bölüm Şarkısı: Najwa Farouk - Lemen Nechki Remix
Yorumlarınızı bekliyorum kuzular
Iyi okumalar ~
⚜⚜⚜
Hafifçe Ahmed'ten geri çekildiğimde yüzündeki masum ifadeyi görmüştüm. Oda aslında normal bir hayat istiyordu. Oda sevilmeyi, mutluluğu ve huzuru yaşamak istiyordu. Ama istemekle olmazdı bunlar sen bir insana acı çektirirken huzurun o içini dolduran hazzını tadamazdın.
- Sen burada napıyorsun?
Ilk önce bu dediğime şaşırsada tekrar kendine gelip soruma cevap vermişti.- Senin yanına geldim işte.
- Hadi ya sabahtan beri ne çok şey değişmiş. Birkaç saat önce bana aptalca hareket etme diyen adam nerede ?
- Amine o Ahmed'e geçmeme çok az kaldı istersen şu ortamı bozma, sus.
- Ben bir ortam göremiyorum.
- Zaten o inadından dolayı gözün hiçbir şey görmüyor.
- Ben hiçbirşey için inat etmiyorum.
- Sen öyle zannediyorsun.
- Neymiş inat ettiğim şey.
- Karşındaki insanların duygularını görmüyorsun. Inat ediyorsun...
Her hücreme yayılan utanç ile yüzümün yandığına emindim. Ama bu nasıl olabilirdi. Iki gün önce kafama silah dayayan adam şimdi beni sevdiğini söylüyordu. Tabi ki hepsi yalandı benim ona sıkıntı çıkarmamam için böyle yapıyordu. Güya beni yumuşatıp o asi tavırlarımı bitirecekti. Böyle ucuz planlara kanmazdım malesef..
- Hah sana inanmamı mı bekliyorsun. Bence bunları başkasına söyle.
- Emin misin ?
- Ne eminmiyim ya !
- Başkasına da onu sevdiğimi söyleyeyim mi ?
Jeton sonunda düşmüştü ancak ben tam ağzımı açıp konuşacağım sırada
Hafza'nın sert bir şekilde sonuna kadar açtığı kapıya baktık . Ani bir hareketle içeri girmişlerdi ve bu sefer de bizimle birlikte kapının sesinden bebekte irkilmişti. Ağlama sesleri tekrar başlayınca bebeği hızlıca annesine verip odadan çıkmıştım.
•••Kaçar gibi çıktığım odadan salona inmeye başlamıştım. Arkamdan gelen " Amine dur. " seslerine aldırış etmeden merdivenlerden iniyordum.
Ayak sesleri yakınıma gelmeye başladığında telaşım katbekat artmıştı.
Son bir sağa dönüş hamlesi yaptığımda salona girmiştim. Girdiğim salonda nefes nefese kalmıştım. Kapıya en yakın koltuğa oturduğumda bana verilen suyu içmeye başlamıştım.
Ahmet ise içeride sadece kadınların olmasından mütevellit giremediği salonun kapısından bana "Sen bittin." der gibi bakıyordu.
Biraz oradakilerle konuştuktan sonra akşam olmaya başlamıştı. Hizmetliler hafiften yemek hazırlığına girişmişlerdi. Bende onlara yardım etmek için tam ayağa kalkacaktım ki Hafza sıkıca elimden tutup beni yerime oturtmuştu.
Sinirlenerek ne olduğunu sorduğumda bana "Biz onlara yardım edemeyiz. Biz bu işleri yapmayız." cevabını vermişti. Çoğunun ise zaten yemek yapamadığını söylemişti. Ben ise bunun bana göre bir saygısızlık olduğunu söyleyip uyarılarına aldırmadan hizmetlilerinin yanına gitmiştim.
Hepsi benim onları takip edip mutfağa gitmeye başladığımı görünce garipseselerde bana onlarla gelmemin sebebini soramamışlardı.
Mutfağa ulaştığımızda orta yaşlı bir kadın bana birşeyler söylemişti ama ben pek tabi hiçbir şey anlamamıştım. Garip bakışlar atarak anlamadığımı dile getirmeye çalışmıştım ancak bundan da fayda sağlayamayınca beden dilim devreye girmişti. Onlar ağızlarında cık cıklarla "Hayır." demeye ben ise iki elimi birbirine yapıştırarak "Lütfen." demeye çalışıyordum. Sonunda galip olan bendim ama bu yardım etme işinden Hafza gibi onlarda tedirgin oluyorlardı çünkü bizim züppe ev halkı bu işlerden pek hazzetmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAP GELİNİ
General Fiction⚜ ARAP GELİNİ ⚜ Babasının izinden gitmemek için vatanını terk eden Ahmed, Türkiye'de ömrünün sonuna kadar ona vatan olacak o kalbi bulmuştu. Ona nefes olan onunla var olan o kalp artık ruhuna esir olacaktı. Gönlünün her köşesinin ardına kadar kapalı...