Lütfen bölüm şarkısıyla okuyunuz.
Iyi okumalar ~
Bu söylediklerinden sonra içim de bir ürperme hissettim. Ama bu ürperme utancın bana kattıklarından başka birşey değildi.
•••Ahmed'in nefes alışverişleri hala benimleydi. Yanından çekip gidemeyeceğimi biliyordum. Çekip gitsemde nereye gidecektim. Yatağamı yatacaktım. Onunla aynı odada mı kalacaktım. Bunlar benim için fazla iç daraltıcıydı. Arkama baktığımda yanımda yere kadar uzanan camları farketmiştim. Ve yanında da bir kapı. Büyük ihtimal ilk günün telaşıyla fark etmemiştim.
Ahmed'in nefesinden sıyrılıp yanyan kapıya ilerlemeye başlamıştım. Kapıyı açtığımda Ahmed'e baktım. Buralarda balkona çıkmam uygun olur mu bilmiyordum ve bunu teyit etmem gerekirdi. Ahmed kafasını sallayıp sakin sesiyle "Çıkabilirsin. " dedi.
Balkon
Kapıdan dışarı çıkmıştım. Balkonda esen rüzgarın yüzüme çarpışına şahit oluyordum. Ilk defa buranın gece manzarasına bakıyordum. Önümüzde alabildiğine zifiri karanlık. Gece sanki sabah ki güneşi aratmamak için yapılmış ışıklar vardı. Gökyüzündeki yıldızlar manzarayı daha da güzelleştiriyordu.
Bir yandan soğuk tenime işlerken üzerimde sadece Ahmed'in konuşurken verdiği sabahlık vardı.
Ama tabiki şimdi gidipte üzerime adam akıllı şeyler giyemezdim çünkü hala odadaydı. Odaya gitme planımdan vazgeçip kendimi ısıtmaya çalıştım. Avuçlarımı kollarıma sarıp ısınmaya çalışıyordum ama nafile koltuklardan birine oturduğumda onun hala sıcak olduğunu anlamıştım. Koltuğun sıcaklığı beni mayistirmaya başlamıştı.Tam uykuya dalacağım sırada Ahmed elinde kahveyle üstünü değiştirip gelmişti. Kapı gıcırtısına dahi uyandığımdan dolayı bu bana yetmişti.
Koltukta doğruluğumda göğsümün bir tarafının açıldığını gördüm. Utançta zirveleri oynuyordum. Mükemmel.
- Istersen üstünü değiştirip gel.
O bıyık altından bana gülerken bende koşarak odaya girmiştim.
Perdeyi sıkıca kapattıktan sonra üstüme hemen hırka eşofman ikilisini geçirip tekrar balkona çıktım. Boş kalan koltuğa oturacağım sırada Ahmed "Yanıma gel" demişti.
Beynimde şimşekler çakmaya başlamıştı. Bana emrivaki yapamazdı. "Gelir misin ?"demiştim. Biraz şaşırmıştı bu dediklerime ama imâmi iyi niyetle anlamış olacak ki tekrar konuştu "Yanıma gelir misin?".
Hafif tırssamda koltuğun en uzak tarafına bağdaş kurup oturdum.
Sessizlik heryeri sarmıştı. Sadece arada bir birbirimize bakıp duruyorduk. Artık uyuyamayacagimi bildiğimden dudaklarımdaki kahve kupasını sehpaya koyup ne olduğunu sordum.
- Sadece konuşmak istedim.
- Peki ne konuşalım ?
Oda kahvesini bıraktığında arkasına yaslanıp kafasını gökyüzüne çevirdi. Kollarını arkadan birbirine bağlayıp
Kafasının arkasına koydu. Bir soluk verip zehrinin gökyüzüne karışmasını izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAP GELİNİ
Aktuelle Literatur⚜ ARAP GELİNİ ⚜ Babasının izinden gitmemek için vatanını terk eden Ahmed, Türkiye'de ömrünün sonuna kadar ona vatan olacak o kalbi bulmuştu. Ona nefes olan onunla var olan o kalp artık ruhuna esir olacaktı. Gönlünün her köşesinin ardına kadar kapalı...