8

1K 68 526
                                    

"Lucas nasılsın?" Lily şaşkınca sordu. Onu gördüğüne pek memnun değildi.

"Iyiyim Lils artık evlisin tebrik ederim." Diyerek ona sarıldı. Lils büsbütün şaşkınlık içindeydi. Çocuk üç gün önce kendisinden nefret ediyordu.

"Teşekkürler." Lucas Lily'den ayrılır ayrılmaz Remus'un dudaklarına yapıştı. Remus onun beline ellerini sardı. Sonuçta öylece duracak değildi. Biri onu öpüyorsa karşılık verirdi.

Sirius ise bu çocuğun iticiliğinden başka hiçbir şey düşünemiyordu. Tamam belki bir miktar -çok küçük bir miktar- Remus'un çocuğun kalçasına doğru inen elini düşünüyor olabilirdi. Fakat daha fazlası yoktu. Kesinlikle iticiydiler -Sirius bir anda Remus'a neden bu kadar sinirlendiğini anlamamıştı.-.

"Seni özledim." Lucas, Remustan ayrılır ayrılmaz söyledi. Remus güldü.

"Daha sabah birlikteydik Luke." Sirius, onun boynundaki artmış -o güne oranla fazlaydı.- olan morlukların sebebini şuan daha iyi anlıyordu. Lucas omuz silkti ve Remus'un boynuna bir öpücük -fazla şapırtılı ve Sirius'u iğrendiren- bıraktı.

"Bu seni özlememem için bir gerekçe mi?" Remus açıkçası umursamıyordu. Bir ara gözü Sirius'a gitmişti
-suratındaki ifadeden ne çıkaracağını kestiremiyordu.- fakat Lucas ona Sirius'u umursamama konusunda yardımcı olabilirdi.

"Değil mi?" Lucas başını iki yana salladı. Ardından Remustan uzaklaştı ve James'e selam verdi. Gözleri Sirius'u bulunca dudakları kıskançlıkla gerildi. Sirius ile aynı kulvarda bile yarışamazdı ve bunun gayet farkındaydı.

"Sen geçen gün gelen adam değil misin?" Sirius onun nefretini iliklerine kadar hissediyordu. Kaldı ki tek taraflı bir durum değildi.

"Evet. Hatta suratıma kapıyı kapatmıştın." Tek kaşı istemsizce kalkmıştı. Lucas sinirle soludu fakat yine de yalan bir gülümseme verdi.

"Adım neydi demiştin?" Sirius grilerini çocuğun gözlerine dikti.

"Sirius." Daha fazlasını bilmesine gerek yoktu.

"Bende Lucas. Remus'un arkadaşı falansın herhalde?" Sirius başını olumsuzca salladı. Remus biraz bozulmuştu.

"James ve Lily aracılığıyla tanıyorum." Lucas bu durumdan memnun olmuştu.

"Bende arkadaşsınız falan sanmıştım. Ben sevgilisiyim bu arada. Anlamışsındır zaten." Bunları söyledikten sonra sinir bozucu bir şekilde güldü. Sirius onun bu sevimsiz hallerine sinir olmuştu.

"Sevgili olmadığımızı sana kaç kere söylemem gerekiyor? Kendini bir daha böyle tanıtma." Remus söyledi. Sirius'a öyle konuşması hiç hoşuna gitmemişti. Yine de Lucas alınmış gibi değildi.

"Sevgili olmasak neden benim yaptığım morluklar boynunda olsun?" Remus göz devirdi.

"Bu bir şey kanıtlamaz. Ben istiyorum diye bunu yapabiliyorsun." Lucas gözlerini kıstı.

"Önüne gelen herkesi öpüyor musun Remus?"

"Eve gelen herkesin sadakatsizliğimi kanıtladığını söyleyen sendin." Sirius gülmemek için kendisini zor tutmuştu. Remus güzel cevap veriyordu fakat ne yazık ki herkesle birlikte olması hoş değildi.

"Bunu tartışmayacağım Remus. Beni sevmiyor olsaydın öpmek istemezdin bile." Remus sinirlenmişti.

"Mesele öpmek mi yani?" Lucas omuz silkti.

"Yalnızca o değil fakat evet bir kriter." Remus derin bir iç çekti.

"Lütfen yanımdan gider misin?" Sirius onun sinirle kasılmış yüzüne baktığında ürpermişti. Gerçi yine hoş görünüyordu fakat korkunç bir yanı vardı.

"Gitmiyorum Remus çünkü bensiz asla yapamazsın." Remus için bu bardağı taşıran son damlaydı. Yanlarından geçen bir kızı tuttuğu gibi öpmeye başladı. Sirius bu harekete şok olmuştu.

"Bak tek öptüğüm kişi sen değilsin Luke. Kızın suratına bile bakmadım. Yani bu aşık olmak için bir kriter değil." Remus kızdan ayrılınca -kız gittikten sonra- söyledi. Lucas dolu gözleriyle Remus'a bakıyordu.

"Sen tam bir aptalsın Remus! Katıksız bir aptal." Remus hahladı. Lucas'ın dramatikliği canına tak etmişti.

"Evet uzun süredir seni başımdan savmadığım için aptal olabilirim ama ötesi yok."

"Madem öyle beni bir daha arama. Tüm eşyalarımı gidip o evden alıyorum ve bir daha da asla dönmüyorum." Lucas bunları söyledi ve ardından gitti. Geride sinirleri yay gibi gerilmiş bir Remus bırakmıştı.

"Bunu çoktan yapman gerekirdi." Lils konuştu.

"Evet haklısın." Remus ona bakmadı. Kızarmış yüzünde benleri iyice belirginleşmişti ve Siriusta kendisini öpme isteği uyandırıyordu. "Bir kumrala böyle hisler  besleyebileceğimi asla düşünmezdim." Dedi Sirius kendi kendine. İçinde kabaran dürtüler onu korkutmuyor değildi.

"O zaman eğlenmeye gidelim zaten nereye gideceğimizi konuşmamıştık." James konuştu. Gerçekten de dahiyane bir fikirdi. Çünkü Sirius orada birilerini öpebilir ve içindeki lanet isteğe dur diyebilirdi ya da sadece oturur ve kafa dinlerdi.

"Bencede eğlenmeye gidelim kulüp falan çok iyi olmaz mı?" Sirius rüzgarda dağılan saçlarını düzeltmeden önce söyledi. Remus onun dağılan saçlarının ve çok az gelen parfümünün kokusuyla
-şüphesiz düzeltmek için çabaladığı dağınık saçları da görülmeye değer bir manzaraydı.- mest olmuştu.

"İyi gidelim o zaman." Lily konuştuğunda Remus gözlerini Siriustan güç bela çekip konuşmaya dahil oldu.

"Bana uyar." Söyledi. Ardından gözlerini Siriustan uzak tutabilmek için yapabileceklerini tarttı. Elindekiler koca bir sıfırdı.

Kulübe geldiklerinde Sirius kendi kendine içmeyeceğini söylüyordu. Şayet içerse geri dönüşü olmayan şeyler -Remus'u öpmek tarzında- yapabilirdi. Fakat bugün ayık olmalı ve eve sıfır vukuat dönmeliydi. Bu kararına ayık kafa uymak kolaydı fakat dağınık kafayla pek mümkün olmazdı.

James ve Lily dans ediyordu Remus ise, kendi alemindeydi. Ona bakmamaya and içmişti. Eğer bakarsa içeceğinden emindi çünkü son baktığında bir kızla konuşuyordu. Kız kumraldı -Sirius  kumrallardan nefret ettiğine kanaat getirdi.- ve muhtemelen işi ileriye götürecek adımı atan oydu.

"Siri kalk ve biraz eğlen." Sirius James'in olduğu yöne bakma gibi bir gaflete düşmüştü. Gaflet diyordu çünkü Jamesden önce Remus'u görmüştü. Gerçi pek görmek sayılmazdı.  Kucağındaki kumraldan onu seçmek hiç kolay değildi. Yine de Sirius onu büyük bir başarıyla ayırt edebilmişti. Elleri kızın mahrem bölgelerinde ve dili boğazındaydı. Sirius sinirlenmemeliydi fakat bu mümkün olmuyordu.

"Siri!?" James ona tekrar seslendiğinde gözlerini, Remus'un kapanmakta olan gözlerinden ayırdı ve arkadaşına odaklandı. James haklıydı kalkıp biraz eğlenmesinin kimseye zararı dokunmazdı.

"Geliyorum." Sirius kalkmadan önce son kez Remus'a baktı. Kızın elleri Remus'un etkileyici yüzünü kavramıştı. Sirius hırsla soludu ve ardından kalktı.

Birkaç dakika sonra Sirius kumral bir kızla öpüşüyordu ve bu konuda yapabileceği tek yorum kumrallardan nefret ediyorum olurdu. Bu sebeple kendisine işkence çektirmeyi bir kenara bıraktı ve kızdan ayrıldı. Gerçi kız bu durumdan memnun değildi fakat elden ne gelirdi?

"James ben eve gidiyorum." Sirius dudaklarını silerken söyledi. Kız saçlarını da rezil etmişti.

"Remus da seninle gelsin hiç iyi değildi." Sirius ofladı fakat içinde bir yer merakla hareketlendi.

"Nesi varmış?" James omuz silkti. Sirius da tekrar sormadı.

"İyi o zaman kapıda bekliyorum onu." Sirius ardından çıktı.

Merhabaa

Sizi seviyorum canparelerim 💞💞

Argentum (Wolfstar) AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin