Sirius sabah yatağından kalkmaya çalışırken tek düşündüğü günün yoğunluğuna nasıl ayak uydurabileceğiydi. James ve Lily
-balayından geleli bir hafta olmuştu.- onu ve Remus'u evlerine davet etmişti. Remus'un gelme sebebini Sirius bilmiyordu fakat soracak değildi. Sonuçta arkadaşları çağırmıştı. Sirius bu düşüncelerinden annesinin telefonuyla sıyrıldı."Efendim anne?"
"Uyanıp uyanmadığını kontrol etmek için aramıştım. Baban gittiğinde senin orada olmanı istiyor ve bir saate çıkar. Yani hemen hazırlanıp çıkman gerekiyor bebeğim, yoksa baban sana kızacak." Annesine minnettardı. Eğer böyle aramalar olmasa babasının iş konusunda ne kadar ketum olduğunu unutacaktı fakat işte annesi unutturmuyordu.
"Peki anne zaten yataktan çıkmak üzereydim." Annesi, halini hatrını sorup kapattı. Sirius'a da yataktan kalkmak kalmıştı. İç çekti. Şu son işler hallolur olmaz kendisini barlara atacaktı. Babasının bu kadar titiz davranmasının tek sebebi büyük bir iş peşinde koşuyor olmasıydı. Bu hafta içinde iş belli olacak ve Sirius büyük bir ferahlama yaşayacaktı. Zaten gerekli tatili babasının vereceğini biliyordu.
Sonunda hazır bir şekilde arabasına bindi ve hızla sürmeye başladı. Aklındaki düşüncelerle yol çok çabuk bitmişti. Kendi odasına çıkarken de elindeki dosyaları karıştırıyor ve varsa eksiklerini saptamak için düşünüyordu. Sonuçta elindeki dosyalar bugün babasına vereceği dosyalardı.
"Sirius!" Babası o henüz odasına giremeden seslendi. Hemen babasına döndü.
"Efendim baba?" Babası göz devirdi. İş yerinde böyle hitap etmesi Sirius'a olan saygıyı azaltıyordu -babasının torpiliyle çalışıyor olduğunu söylüyorlardı.- ve babası bu duruma sinir oluyordu. Sonuçta oğlunun son bir hafta boyunca 2 saatlik uykuyla gün boyu çalıştığını görmüştü. Yine de Sirius'a çalışanlar önünde bir şey diyecek değildi.
"Dosyalar hazır mı? Bugün teslim etmen gerekiyor." Sirius elindeki dosyaları kaldırdı.
"Evet hepsi hazır." Etraftakiler hayret içindeydi çünkü dosyalar kolay halledilecek iş değildi.
"O zaman getir kontrol edelim." Sirius babasını onayladı ve peşine takıldı.
"Sirius burada baban olduğumu çok dillendirme herkes senin torpilli olduğunu düşünüyor." Sirius omuz silkti. Dillendirmese de herkes biliyordu.
"E öyle zaten." Babasının kaşları çatıldı. Sirius bu konuda kendiyle barışıktı.
"Tüm hafta toplasam 8 saat uyumamışsındır Sirius! Beni sinirlendirmeyi bırak torpil seninki gibi olmuyor." Gerçekten de babasının Sirius'a tek bir toleransı yoktu. Sirius cevap vermediğinden babası devam etti. "Üstelik çoğu kişideki rahatlıktan sende gram yok. O yüzden kendini torpilli sanmayı kes ve şu dosyaları ver." Sirius babasını onayladı ve dosyaları uzattı. Babası uzun süre kontrol ettikten sonra dosyaları yanına bıraktı.
"Eve gidip biraz uyu." Sirius şaşkın bakışlarla babasına bakıyordu. Dosyalar bitmişti fakat babasının bir pürüz çıkaracağını düşünmüştü.
"Ne oldu Sirius?" Babası onun kendisine bakışlarının nedenini elbette biliyordu fakat yine de gaddarlık etmeye ara vermeliydi. Çünkü ne yaparsa yapsın -Sirius ne kadar yorulursa yorulsun.- oğlu için herkes acımasız eleştirilerde bulunuyordu.
"Izin vereceğini düşünmüyordum."
"Yeteri kadar yoruldun zaten git biraz dinlen." Bundan sonra onu yormayacaktı.
"Tamam ben gidiyorum o zaman." Babası onu onayladı.
"Arada eve uğra anneni biliyorsun. Üstelik Regulus seni sürekli sinir etse de seni özlüyor." Sirius babasının da kendisini özlediğini biliyordu. Bu yüzden gidip babasına sarıldı.
"Gelirim baba. Şimdi gidiyorum." Babası onun sarılmasıyla moralize olmuştu.
"İyi, dikkatli git." Sirius babasının odasından çok mutlu bir şekilde ayrıldı. Bugün ne yapacağını düşünmesine de gerek kalmamıştı. Şimdi James'in evine gidecekti ve Remus gelmeden istediği kadar konuşacaktı.
Hemen arabasına bindi ve bir yarım saatin ardından gelmek istediği yerdeydi. James'in kapısına arabasını park edip yukarı çıktı.
"Hoşgeldin." Kapıyı Lils açmış ve ardından ona kocaman sarılmıştı. James ise arkadan gelip ikisine birden sarılmıştı. Sirius onları itti.
"Tamam artık beni boğacaksınız! Biliyorum hasretime dayanmak güç faka-ah" Lily, Sirius'un bir tutam saçını çekti.
"Saçım özel alanım seni kızıl cadı!"
"Bana bir daha kızıl cadı diyecek olursan Siri, çok sevdiğin saçlarını yakarım." James bu tehdide kahkaha atsa da Sirius bir miktar korkmuştu.
"Öf neyse ne. İçeri geçmeyelim mi artık?" James arkadaşını çekiştirerek içeri götürürken Lily, Sirius'a kahve yapmaya gitmişti.
Aradan geçen saatler boyunca sadece konuşmuş ve eski günleri yad etmişlerdi. Lily sevdiği adam hakkında çok yeni şeyler öğreniyordu.
"Bir şey sorabilir miyim?" Lils sordu fakat o sıra kapı çaldı. Elbette James ile kalkıp kapıya baktı. Gelen Remustu. Arkadaşının boynuna sarıldı. Onu aşırı özlemişti.
"Kim geldi?" Sirius içeriden sordu fakat yanıt almasına gerek kalmadan Remus içeriye geçti. Sirius erken gelmişti çünkü onunla karşılaşmak istemiyordu. Diğer yandan da gözlerini ıslak saçlarından, hafif şişmiş -ki neden şiştiğini tahmin etmek istemiyordu- kırmızı dudaklarından ve geçmek yerine daha da artmış olan boynundaki morluklardan alamıyordu. İçinden ona ve kumrallığına lanet etti. Belki biraz daha az çekici olsaydı onu incelemek istemezdi.
"Remus sen miydin?" Remus baş salladı. Muhtemelen Sirius'un kendisini görmekten memnun olmadığını biliyordu. Kendisi de pek memnun sayılmazdı zaten. Sirius şüphesiz etkileyiciydi fakat ona kafasını yoramazdı - eğer yormak isterse kesinlikle saçlarından, gözlerinden ve dudağındaki eski yara izinden başlayacaktı.- . O kadar delirmemişti, yani henüz. İç çekti. Bugün nasıl geçecekti hiçbir fikri yoktu.
"Biraz dışarı mı çıksak?" Remus ortaya attı. Sirius'un parfüm kokusu hoşuna gitmişti ve bu son istediği şeylerden biriydi.
"Bencede çıkalım." Sirius hemen ekledi. Dışarı çıkarlarsa Remus'a bakıp boynundaki o morluklarla büyük bir ahenk içindeki benlerini sayma isteğine ket vurabilirdi. Lils ve Jamie onları onayladı.
Kapıdan henüz çıkmışken Remus'un evindeki çocuk -Lucas- kapıda dörtlüyü yakalamıştı. Lily ve James bu çocuktan kesinlikle hazzetmiyordu fakat o ikisine geçen gün Sirius da katılmıştı ve şuan herkes ne söyleyecek diye Lucas'a bakıyordu.
Merhabaa
İyi okumalar
Sizi seviyorum bebeklerim 😍