Sirius sabah sarışın kızın yanından ayrılır ayrılmaz evine dönmüş ve ikinci defa duş almıştı. Sonrasındaysa babasını aramış ve akşam eve geleceğini söylemişti tabi öncesinde işleri vardı. Bu işlerin hallolması için James'i aradı.
"Jamie hazır mısın?" James uykulu bir sesle yanıtladı.
"Neye Siri?" Sirius göz devirdi. Arkadaşının bu günü unutması beklediği son şey bile değildi.
"Lils'e evlenme teklifi etmeye tabiki!" James karşı taraftan hızla yataktan kalktı.
"Sirius ne yapacağım daha kıyafetlerimi bile giymedim. Üstelik çiçeğime söylemeyi unuttum." Sirius göz devirdi. Elbetteki onun bu kadar salak olduğunu biliyordu ve tüm bunları unutacağını tahmin etmişti.
"James beni dinle. Şimdi telefonu kapatır kapatmaz kıyafetlerini alıp buraya geliyorsun. Anladın mı? Sonrasını burada konuşuruz." James onayladı. Bir saat sonra ise James Sirius'un kapısındaydı.
"Ee Sirius başka ne yapacağım?"
"Şimdi Lils'i ara ve benim evimde bir parti verdiğimi çok şık olması gerektiğini falan söyle." James onu onayladı ve Lily'i aradı.
"Ne dedi?" Sirius sordu.
"Tamam dedi benim onu gidip almamı bekleyecekmiş. Peki biz ne yapacağız?" Sirius başını salladı.
"Şimdi sen gidip duş falan al hazırlanmaya başla bende yemekleri sipariş edeceğim. Akşam yemekler gelir sende benden haber beklersin Lils'i almak için." James onayladı ve hazırlanmaya başladı. Akşama doğru James evden çıkıp Lils'i almaya gitti.
O sırada yemekler gelmişti. Sirius sofrayı hazırladı. Bir orkestra da ayarlamıştı ve ikisi geldiğinde onların şarkıları çalacaktı. Sirius ofladı. Tanrı aşkına nelerle uğraşıyordu o öyle! Asla aşk adamı olmamıştı. Yine de dostu için değerdi. Herşey hallolduktan sonra James'i aradı.
"Ben evden çıkıyorum. Siz de çabucak gelin yemekler soğumasın." James onayladı ve ardından telefonu kapattı. Sirius herşeyin yolunda olduğuna emin olduktan sonra eve gitti. Kapıyı kardeşi açmıştı.
"Sen bu eve hiç uğrar mıydın ya?" Sirius göz devirdi.
"Öf Regulus sana da keşke biraz beynin uğrasa." Regulus ona dil çıkardı.
"Yine sinir bozuculuğundan bir şey kaybetmemişsin."
"Tabi Reggy bende seni özledim." Regulus onun salık saçını çekti.
"Seni geberteceğimi biliyorsun değil mi?" Regulus kahkaha attı. Abisine bunu yapmayı çok seviyordu.
"Ellerim yağlıydı Siri!" Regulus bunu elbette ki abisinden kaçarken söylemişti. Sirius hemen onun peşine vermişti. Kardeşi ölmek için genç olabilirdi fakat kaşınmıştı.
"Hemen arkandayım küçük şeytan seni lime lime edeceğim." Kardeşini yakalayınca kafasına tükürecekti. Siniri ancak böyle geçerdi.
"Annee Sirius beni dövecek beni kurtar!" Her seferinde annesini ortaya atmasa olmuyordu zaten. Sirius ofladı.
"Sirius mu geldi?" Annesi neşeyle sordu. Sirius uzun zamandır eve gelmiyordu çünkü -annesi çocuğuna edilenin eziyet olduğunu savunsa da babasının, annesini dinlediği yoktu.- çok çalışıyordu. Ve şuan Sirius'un kardeşine karışmamasını söylemeyecekti. İtiraf etmesi gerekirse ikisinin çocukluk yapması çok hoşuna gidiyordu.
"Evet geldi ama meselemiz bu değil. Buraya beni öldürmek için gelmiş!" Annesi onun abartısına göz devirdi.
"Saçıma iğrenç yağlı ellerinle dokundun! NE YAPMAMI BEKLİYORSUN!" Annesi şuan Sirius'a hak vermişti. Küçük oğlu iflah olmazdı. Abisi ona ne yaparsa yapsın hakediyordu.
"Anne asla durmayacağımı biliyorsun değil mi?" Sirius seslendi. Tabiki Sirius'u tanıyordu. Bu yüzden cevap vermeye gerek duymadı. Zaten hemen ardından Regulus'u işitti.
"Tamam bir daha yapmayacağım yemin ederim!" Sirius kardeşinin kolunu tutmaya devam etti.
"Ellerim yağlıydı mı dedin Reggy?" Regulus masumca baktı.
"Şakaydı." Bir ihtimal kurtulacağını düşünüyordu.
"Saçına tükürmem mi yoksa sıvı yağ dökmem mi daha kötü?" Regulus ona baktı.
"Lütfen yapma ben senin küçük kardeşinim. Hem nasıl bu kadar gaddar olabilirsin!"
"Beni sinir eden küçük kardeş olabilir mi o?" Regulus omuz silkti. Masum bakışlarını abisine dikti. "Şöyle bakmayı kes! Seni bırakıyorum ama bu ikinci defa olmayacak bir şey. O yüzden bir daha saçıma dokunma!" Sirius söyledi.
"Seni çok seviyorum canım abim!" Regulus söyledi. Çünkü abisinin bu konuda ne kadar ciddi olduğunu daha önce -Sirius onun başından aşağıya bir tas çorba dökmüştü.- deneyimlemişti. Gerçi Sirius o gün de haklıydı. Regulus yine zavallıyı çileden çıkarmıştı bu yüzden annesi de bir şey dememişti.
"Anne!" Sirius annesini görünce gülümsedi. Annesiyse onu çok özlemişti. Oğlu uzun süredir eve uğramıyordu.
"Ne zamandır eve gelmiyorsun. Ne kadar özledim farkında mısın?" Annesi sitem etti yine de içinde büyük bir sevinç vardı.
"Babamın suçu,bana eziyet ediyor." Dudağını büktü. Babasının arkasında olduğunu bilseydi bunu söylemezdi fakat görmemişti.
"Ispiyoncu musun sen?" Babası sordu. Annesinin bakışları babasına döndü.
"Oğlumu çok yoruyorsun. Çocuk bunu söyleyince de suç mu oluyor?" Annesi bu konuda çok katıydı. Babası bu yüzden ofladı ve cevap vermedi. Sirius ise annesinin kollarında yerini aldı.
Uzun süre konuştuktan sonra Sirius eski odasına çıktı. Biraz uyumak istiyordu. Bu yüzden yatağına yatıp uyudu. Uyandığında saat çok geç olmuştu. Bu yüzden eve gitmemeye karar verdi. Normal şartlarda evinden başka yerde kalmazdı fakat annesinin izin vermeyeceğini adı gibi biliyordu. Bu nedenle yatağından çıkmadı ve James'i aradı.
"Evet dedi inanabiliyor musun evet dedi!" Arkadaşı mutlulukla söyledi.
"Doğrusu inanmak güç ama bu kadar sevinmen de başka türlü mümkün değil." James iç çekti.
"En kısa zamanda evleniyorum. Bizimkiler sorun etmez zaten Lils'in ailesini biliyorsun." Kız ailesini erken yaşta kaybetmişti.
"Evet biliyorum. En kısa zamandan kastın ne sorabilir miyim?" Okulları zaten bitmişti yani James için bekleme nedeni kalmamıştı.
"Hazırlıklar biter bitmez evleneceğiz." Sirius gülümsedi. James'in evlenecek olması onu hayrete düşürüyordu.
"Yardım lazım olursa biliyorsun." James hattın diğer ucundan başını salladı ve ardından ekledi.
"Biliyorum Siri, biliyorum. İyi ki yanımdasın."
"Sende öyle Jamie." Ardından telefonu kapattı.
Merhabalar
Umarım bayramı çok mutlu geçirirsiniz <33
Sizi seviyorum ballı çöreklerim 😘😘