Sirius ve Remus hızlı bir kahvaltının ardından masayı toparladılar. Zaten bayağı geç bir saatte uyandıkları için evden çıkmaya karar verdiler sonuçta Lily çoğu zaman geç kalmalarına sessiz kalmazdı. James ise Lils ona da bağırmasın diye onun söylediklerini onaylardı.
Yine böyle bir günle karşı karşıya olduklarını bilen ikili çoktan hazırdı."Siri kot ceketimi gördün mü?" Remus siyah pantolonunu giyerken sevgilisine seslendi.
"Dolabındaydı Remy. Oraya bak." Sirius çoktan hazırdı çünkü gelirken hazırlanmıştı.
"Ama dolabımda değil!" Sirius şuanki durumlarına gülmeden edemedi. Neredeyse evli çiftler gibiydiler ve bundan en ufak bir şikayeti dahi yoktu. Hızla sevgilisinin odasına giderken yüzündeki gülümsemeyi silmemişti. "Hah geldin mi güzelim?" Remus sorarken elleri saçlarındaydı.
"Evet ve ceketini nasıl bulamadığını merak ediyorum." Ceketi eliyle koymuş gibi bulduğunda Remus şok olmuş bir şekilde ona baktı.
"Ama ben oraya bakmıştım." Sirius sevgilisine yaklaşıp bağımsız olan bir tutam saçı düzeltirken ona gülümsedi.
"Ama aramadın bebeğim. Seni çok iyi tanıyorum. Kesin dolabın kapısını açıp sadece baktın?" Elleri yavaşça yanaklarına indi ve ardından dudakları yaklaştı.
"Beni benden iyi tanıyorsun güzelim." Remus gülümser bir ifadeyle söyledi ve ardından dudakları arasındaki minik mesafe tamamen kapandı. Fazlasıyla sıcak ve sevgi dolu öpüşmelerinin ardından ayrıldılar. İkisinin de ağzı kulaklarındaydı.
"Hadi artık, gidelim mi?" Sirius sevgilisine ışıl ışıl gözlerini dikerek sordu. Remus omuz silkti. Sirius'un saçlarını okşadı ardından kapıya ilerledi.
"Çoktan gitmiş olmamız lazımdı. Lils bizi öldürecek." Sirius kahkaha attı.
"Nasıl aynı anda hem çok iyi bir arkadaş hem de tam bir cadı olabiliyor asla anlayamıyorum." Remus da güldü.
"Bu durumu Lils ve öfkesi adı altında daha da basitleştirebiliriz sanırım. Neyse ki Jamie aşırı şapşal ve onun tüm sinirlerini gevşetiyor." Sirius dış kapıdan çıkmak üzereyken sevgilisine döndü.
"Evet ama biraz daha evde kalırsak bizi Jamie ve şapşallıkları da kurtaramayacak." Remus sevgilisinin peşine düştü.
Sonunda arkadaşlarının evine geldiklerinde ikisi de rahatlamıştı. Lily sinirliden ziyade heyecanlıydı. İkisine de sıkıca sarılmış ve içeriye geçmelerini söylemişti.
"Patavatsızlık yapıyorsam özür dilerim ama sonunda sevgili olabildiniz mi? Yani, büyük bir salaklıkla birbirinizi sevdiğinizi inkar ediyordunuz da." Lily, James'in şaşkın bakışlarına aldırmadan sordu. Kendi vereceği haber fazlasıyla önemliydi çünkü. "Gerçi ikiniz de gayet normal göründüğünüze göre -Sirius kilo almıştı ve Remus uzun zamandır alkol almıyor gibiydi- tüm problemlerinizi halletmişsiniz." Remus onun çıkarımlarına güldü.
"Bizi bu kadar iyi tanıman gözlerimi yaşartıyor Lils." Lily omuz silkti fakat James şokla konuştu.
"Siri! Sen Remyle sevgili misin?!" Sirius sevgilisinin elini tutarken gülümsedi.
"Evet Jamie öyle bir şey oldu." Lily kocasının dudağına bir öpücük kondurdu. Şaşkınken fazla sevimli görünmüştü gözüne. Remus da Sirius'un şakağını öptü.
"Neyse biz de size bir haber verecektik." James şoku atlatmış aldığı öpücükle kendine gelmişti.
"Tahmin edebiliyorum Jamie. Lils şu aralar fazla kendi gibi davranmıyor. Yani biraz garip bu durum. Anlarsın ya fazla iyimser bizi öldürmekle tehdit etmiyor." Remus bunları söylerken James ve Sirius kahkahalar içindeydi.
"Madem anladın söyleyeyim gitsin. Hamileyim." Lily bunu söylediğinde Sirius şaşkınca arkadaşına baktı.
"Şaka olabilir mi?" Sorusunda büyük bir şaşkınlık farkediliyordu.
"Ah kesinlikle gerçek." Lily bunu söylerken gözleri ışıl ışıldı.
"Yani amca oluyorum ve Remy de dayı?" James arkadaşını onayladı.
"Tahmin etmiştim Lils her zaman yanındayız. Üstelik hamilelik sana aşırı yakışıyor." Remus söyledi ve arkadaşına sarıldı.
"Çünkü bizi ölümle tehdit etmiyorsun." Sirius koşup sarılmaya katılmadan önce söyledi. Herkes mutluydu ve kahkaha içindeydi.
"Kız mı erkek mi olacak?" Sirius heyecanla sordu. Lily omuz silkti.
"Bilmiyoruz bunun için çok erken dediler ama önemli olan cinsiyeti değil zaten."
"Tabii ki değil Lils! O bizim minik yeğenimiz olacak." Remus söyledi.
"Peki ne ad vereceğinizi düşündünüz mü?" Sirius coşkuyla sordu. Sarılmaya çoktan son vermişlerdi.
"Hayır Siri bu konuda şuan tartışmak istemiyoruz en azından iki ay daha bekleyip cinsiyetini öğrendikten sonra bunu konuşacağız. Biliyorsunuz James ile isim konusunda pek anlaşamayacağız gibi." Lily bunu söyledikten sonra göz ucuyla kocasına baktı.
"Ama önemli olan senin istediğinin olacak olması Lils! James asla senin sözünü çiğneyebilecek değil." Remus kahkaha attı. O sırada Sirius'un telefonu çaldı.
"Efendim Reggy?" Sirius bezgince açtı telefonu.
"Neredesin?" Regulus abisini yakalamış gibi konuştu.
"Jamie ve Lils çağırdı. Onlardayım." Göz devirmemek için büyük bir çaba sarfediyor gibiydi.
"Ben de geleceğim!"
"Remus da burada ve eğer beni sinirlendirecek tek bir söz söylersen ne olacak biliyorsun. Değil mi Reggy?" Sirius kardeşini tehdit etmiyor sadece bilgilendiriyordu.
"Elbette biliyorum! Küçükken derimi yüzüp vücudumu köpeklere ve derimi de kedi ve akbabalara yem edeceğini söylemiştin. Yine aynı tehdit değil mi?" Sirius gülmemek için kendisini zor tutuyordu.
"Beni daha iyi tanıman imkansız sanıyordum." Regulus karşı taraftan göz devirdi. O sırada James arkadaşıyla konuşmaya çalışıyordu.
"Arkadan kim konuşuyor?" Regulus endişeyle sordu.
"James'in seninle kapanmamış bir mevzusu varmış onu söylüyor." Sirius bunu söylerken James genişçe sırıtmıştı.
"Oldu o zaman görüşürüz, ben gelmiyorum." James onun söylediklerini duyduğunda kahkaha atmıştı. Regulus tam bir şapşaldı doğrusu.
"İyi beni tekrar arama Regulus." Sirius telefonu kapatmadan hemen önce kardeşini uyardı. Regulus telefon kapandıktan sonra abisinin taklidini yapmıştı.
"Ne diyor?" Remus sordu.
"Buraya gelecekmiş. Neyse ki vazgeçti." Sirius sevgilisine yaklaştı.
"Gelmesini niye istemiyorsun?" Sirius göz devirmemek için büyük bir çaba sarfetti.
"Çünkü tam bir deli gibi davranıyor. Ayrıca geçen geldiğinde Lils'e James ile evlenmeseydin ikimiz çok iyi olurduk demiş. Yani Jamie onu boğabilir. O da can güvenliği için oturuyor oturduğu yerde." Remus güldü ve sevgilisinin şakağına bir öpücük kondurdu. "Çok tatlısın." Sirius duyduğu iltifatla gülümsedi.
"Sende öylesin." Ardından dudaklarını birleştirdi. Kısa bir öpüşmenin ardından ayrıldılar ve arkadaşlarının yanına gittiler. Uzun süre boyunca gülüp eğlendiler.
Bir ara Remus yine Sirius'un gülüşüne daldı. Onu fazlasıyla sevdiğini düşünmeden edemedi. Neyse ki Sirius da onunla aynı hisleri paylaşıyordu ve bir ömür boyu birliktelikleri sürecekti.
Merhaba
Ben bunu neden unutmuşum didbsjskndkdk melodilarara söylemese final bi 810200303 yıl daha gelmezdi.
Umarım beğenirsiniz
Sizi seviyorum ballı çöreklerimm 💖💖
