4.Bölüm

1.7K 153 48
                                    

Rose (Chaeyoung)

Korkuyla gözlerini inceliyordum. Şu an kimse bizi farketmiyordu. Sanki görünmezdik. Şu an ki pozisyonumuz beni çok rahatsız ediyordu.

Ellerimi korkudan yavaşça boynunda çektim. Gülümsemesi hafiflemişti ama hala yüzündeydi. Katil edası olmadan, özlem dolu sesiyle "Beni özlemedin mi Chae..." dedi. Alaylı veya tehditkar değildi. Son derece samimi bir sesi vardı...

Korkuyla "A-a-ama s-sen..." diyebilmiştim. Devamını getirmeye korkmuştum. Gözlerindeki özlemin yerini öfke almıştı. Birden ayağa kalkıp, beni bar masasıyla kendi arasına aldı.

İki eli de yanımda, masayı kavramıştı. Beni kıskıvrak sıkıştırmıştı. Yüzüme yaklaşıyordu. İyice mesafesiz kalmıştık ama durmuyordu ve dudaklarıma bakıyordu. Korkudan gözümden bir damla yaş düşüvermişti. Ağlamaklı sesimle "Dur.... Lütfen...." dediğimde durmuştu.

Dudaklarımızın arasında milim mesafe kalmıştı. Gözyaşımı elimin tersiyle silip, kendimi toparlamaya çalıştım. "Neden gittin ve şimdi de neden geldin?" diye sordum. Biraz olsun cesaretimi toplayabilmiştim.

Dediğime gülümsemişti. Korkuyla "Beni ö-ö-öldürmek mi.... istiyorsun?" diye sordum. Buna daha fazla gülümsemişti. Alayla "Seni?" dedi tekrar gülümsedi, "Öldürmek?"

Yüzü birden ciddiyetle doldu. "Ben sana bakmaya kıyamıyorum..." dediğinde şaşkınca yüzüne baktım. Salak değildim. Besbelli Baekhyun, beni seviyordu. Ya da salak olmak istiyorum, lütfen beni sevmesin...

"Gi-git burdan... Git. Lütfen. İnsanlara zarar veriyorsun. Kaybol ortadan. Bir daha karşıma çıkma, yalvarırım." artık ağlıyordum. Sessizdim ama çok fazla gözyaşım dökülüyordu.

Soğuk ve duygusuzca birkaç adım geri gitti. Başını yere eğdi. Birşey düşünüyor gibiydi ve içlenerek "Adımı bile anmıyorsun..." dedi.

O, böyle deyince üzülmüştüm. Karşımda ki bir katil bile olsa, eğer bir acısı varsa buna her zaman üzülürüm. Baekhyun annesinin, onları terk edişini bana anlatırken de böyleydi. Yere bakarak, 'Gitmeden önce bana sarılıp, 'oğlum ben gidiyorum' bile dememişti. Onu çok özledim. O beni özlemese bile...' diyordu bana, annesini anlatırken...

Yutkunarak, "Baekhyun-ah..." dedim. Şaşkınca yüzüme baktı. Ona sarılmayı öyle çok istiyordum ki. On yıldır ne yaptığını, neden veda etmeden gittiğini, neden insanları öldürdüğünü, herşeyi merak ediyordum ama ona olan dehşet korkum, herşeye engel oluyordu.

Soğuk ve öfkeli ifadesi tekrardan yüzüne yerleşmişti. Bacaklarıma bakarak, çenesini kaşıdı. "O, bacaklarına burda kaç tane it baktı?! Sen biliyor musun!!" dedi öfkeyle...

Korkudan bir adım geriye gittim. Kaçabilir miydim ki? Etrafıma bakındığım da baş hizmetçiyi, bahçeye açılan cam kapıdan görmüştü. Mutfakla ilgileniyor, içecek dolduruyordu.

Yutkunarak Baekhyun'a döndüm. "Gitmem gerek..." diyip, lüks villaya yöneldim. Arkamdan güldüğünü hissedince, istemsizce ona tekrar döndüm.

Gülmesini durdurup, "Tamam, git. Korkun hafiflediğinde, seni yanıma alacağım zaten. O zaman, istesen de seni bırakmam..." dedi. Sesi tehditkar çıkıyordu. Ben daha bir şey diyemeden, tekrar konuştu. "Git ve şu üstünü de değiştir. Ücretini al ve eve git artık. Fazlasıyla vücudunu sergiledin zaten. Bu gece alacağım çok can olacak..." dedi ve masada duran içkisini alıp, yudumladı...

🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙

Şu, oylamayıp geçenleri Allah'da geçecek bir gün... (Asdfg)

Hikayem, nasıl gidiyor?

Hikayem, nasıl gidiyor?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙

MONSTER // BaekRoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin