13.Bölüm

1.3K 105 18
                                    

Rose (Chaeyoung)

(Kızların isimlerini Prolog'ta Bo Min, Bo Ra felan... enteresan kullanmıştım ama kafanız karışmasın diye hepsinin oyun isimlerini kullanacağım...)

"Ki-kimsi-niz?" diye sordum. Bana teker teker sarıldıklarında şaşkınlıkla onları izliyordum. Beyazlar içinde ki kız, "Oyun arkadaşların..." dedi ve ağlamaya başladı. Kafama dank ettiğinde, onları ne kadar özlediğim gelmişti aklıma...

Bende ağlamaya başladım ve hemen üzerlerine atlayıp, sarılıp öpmeye başladım. Aslında hiç değişmemişlerdi hepsinin kim olduğunu ayırt edebiliyordum. J-Hope ve V bile ağlıyordu...

Kısa süren özlem gidermemizden sonra V, "Seni burdan götürmeye geldik. Olanları biliyoruz. O puştun yanında kalamazsın!" dedi. Baekhyun'dan bahsediyordu.

Kafamı iki yana sallayarak, "Kaçarsam annemlere zarar vereceğini söyledi. O katil. Öldürür onları..." derken gözyaşlarımı tutamamıştım. Jisoo, bana sarılarak "Biz onları sakladık. Kuzey Kore'nin topu gelse, ne onları ne de bizi bulabilir. Annenlere de durumu anlattık. Seni bekliyorlar Rose..." dedi.

Umutlu ve heyecanlı gözlerle onlara baktım. Hepsinin gözü yaşlıydı. En çok ta biz kızlar ağlamıştık. Hemen ayağa kalkıp, başımı olumlu anlamda salladım. "Hadi, hemen gidelim. Lütfen..." dediğimde Lisa, çoktan hazırdı.

Erkekler davete uygundu ama kızlar nedense ajan gibi giyinmişlerdi ve hepsi çok havalıydı. Jennie, elimden tutup beni odanın içinde ki başka bir yere soktu. Sadece Jennie ve ben vardık ve burası sanırım bir tuvaletti.

Jennie, "Kıyafetlerimizi değiştiricez. Sen, ben olarak burdan çıkacaksın. Bende, sen olarak burdakilerin ağzına sıçacağım." dediğinde onu anlamamıştım ama itiraz etmedim.

"Önce tuvaleti kullansam olmaz mı unni?" dediğimde gülümsemişti. Yanağımı öpüp, "Bekliyorum..." dedi.

Kılıklarımızı değiştirdiğimizde, çıplak göbeğime baktım. Jennie unni, benden daha iyi taşıyordu bu kıyafeti. Nedense bana oturmamıştı. Benim kıyafetimse ona çok güzel olmuştu. Jennie, çok güzel bir kız olduğu için ne giyse yakışıyordu.

Yaklaşık yarım saatin sonunda, Jennie hariç hepimiz siyah bir minibüsün içindeydik. Araba lükstü. Şoför koltuğunda V, onun yanında J-Hope vardı. Bizde kızlarla arkadaydık.

Şaşkınca "Bu kadar parayı, nerden.?." diye sordum. Lisa, "Gwang2 insanları öldürürken, bizde boş durmuyorduk herhalde..." dedi sırıtarak. Korkuyla ayağa kalkıp, "Sizde mi.?." diye bağırdım. Onları katil sanmıştım.

Jisoo kahkaha atıp, beni elimden tuttu ve yerime oturttu. "Belki kızarsın bize ama biz katil değiliz sadece hırsızız." dediğinde kaşlarımı çattım. 'Sadece hırsız'

Oflayarak, susmayı denedim. Daha fazla birşey söylemelerini istemiyordum. Gerisini tahmin ediyordum zaten. Aptal değilim.

Camdan davet yerini izlemeye başladım. Birkaç dakika sonra etraf karışmıştı. İnsanlar bir yerlere kaçıp, duruyordu ve sanırım içerde silah patlıyordu.

Bir dakika sonra Jennie, göründü ve saniyeler içerisinde arabaya kadar koştu. Yani ayaklarında ki topuklularla bunu nasıl yapabildi, bilmiyorum ama öğreneceğim daha çok şey varmış gibi geliyor...

Yola çıktığımızda J-Hope, şoför koltuğunun yanındaki koltuktan arkasını döndü ve Jennie'ye bakarak "Niye bu kadar uzun sürdü?" diye sordu. Hafif sinirli sorduğu için şaşırmıştım.

Jennie, ciddiyetle "Kusura bakma oppa. Dünyanın en iyi, pardon en pislik seri katilini indirmek o kadar kolay olmuyor. Öldüremedim de zaten elini sıyırdım sadece. Kahretsin!" dedi.

Tekrar korku dolu bakışlarla onlara bakarak "Hani kimseyi öldürmüyordunuz?!" diye sordum öfkeyle karışık bir korkuyla. Lisa, Jisoo ve Jennie'ye bakarak "Buna öğretecek çok şeyimiz var. Bu saflıkla, soyduklarımıza gider paralarını geri teslim eder." dedi.

Hepsi kahkaha atarken ben sıkıntıyla nefes verip, önüme döndüm.

Araba büyük bir deponun önünde durunca, şaşkınlıkla ızbandut kılıklı adamları izliyordum...

🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙

Saçma mı oldu? 🙄

🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙

MONSTER // BaekRoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin