10. Bölüm

1.5K 114 40
                                    

Rose (Chaeyoung)

"Uyu!" dedi düz bir şekilde ve ayağa kalktı. "Uyumak istemiyorum!" dedim ve ayaklandım. Ayaklarımda ki yaraları unutup, birden kalktığım için acıyla çığlık attım. Yatağa tekrar düşeceğim sırada beni belimden kavradı.

Beni sıkıca tuttuğu için ağırlığımı ona vermek zorunda kalmıştım. Ağırlığımı ona verince, acı azalmıştı. "Sözünü tut!" dedim. Sesim, emir verir gibi çıkınca utandım. Yanaklarım yanarken, başımı aşağı eğdim. Bakışlarım, onun kaslı göğsündeydi. Onunda beyaz gömleği vardı ve kasları içten görünüyordu...

Cevap vermeyince, korkmuştum. Benim yüzümden başkaları zarar görüyordu. İçten içe Baekhyun'a bu yüzden çok kızgındım...

Sıkıntıyla nefes verip, yüzüne baktım. "Tamam, bırak beni." dedim hafif öfkeyle. Tek kaşını kaldırarak, "Benimle geliyorsun.!." dedi ve ellerini dizlerimin altına koyarak beni kucağına aldı. Birden olduğu için onun boynuna sarılmıştım.

Beni büyük bir odaya getirmişti. Odada çalışma masası, birkaç siyah kanepe, bir şömine, kitaplık...

Yok yoktu. Sanırım burası bir çalışma odasıydı ve oldukça koyu renkli bir yerdi. Şöminenin önünde iki tane tekli koltuk vardı. Beni kucağından indirmeden koltuğa oturdu. Hala kucağındaydım. Beni indirdiği gibi hemen ellerimi boynundan çektim.

Sorularımı sormak istiyordum. Bu yüzden hemen ilk sorumla başladım. "Nereye gittin?" diye sordum. Yine sesim hafif katı çıkınca, utanarak yere bakmaya başladım.

Gülerek, "Merak etme kimseye dokunmadım." dedi. İçimden  çok rahatlamıştım ama ona birşey belli etmemeye çalıştım.

Sıradaki sorumu düşündüm. "38 kişiyi, neden...." devamını getirmek istememiştim ama o anlamıştı. Sinirle nefes verip, "Merak etme, sana baktıkları için değil. Öldürme sebebimi bilmene gerek yok ama sana bakan tüm erkekleri öldürseydim, it arkadaşların Sehun ve Chanyeol'u da öldürürdüm. Ayrıca sadece 38 kişi değil, öldürdüğüm herkesi haber yapsalardı haber bültenleri 20 saat sürerdi ve de, ne kadar öldürdüğüm ve kimleri öldürdüğüm kimseyi ilgilendirmez!" dedi sert bir şekilde.

Sanırım, bu bir uyarıydı. Korkmaya başladığım için, kucağından kalkmaya çalıştım ama izin vermemişti. Sonunda oflayarak, oturmaya devam ettim.

En başından merak ettiğim, soruyu sormak için kendimi hazırladım. "Kuzey'den nasıl çıkabildin de bu kadar cinayet işledin.?." diye sordum. Tehlikeli bir şekilde sırıttı. Sonra ciddiyetle "Bilmen gerekmez!" dedi.

Uzatmak istemedim çünkü uzatırsam öfkelenebilirdi. Şöminenin ateşinde düşüncelere dalıyorken, cebinden birşey çıkarttığını gördüm.

Bu bir kolyeydi. Daha iyi incelediğimde, bunun ona yıllar önce verdiğim kalpli kolyem olduğunu gördüm. Çocukken, içine ikimizin fotoğrafını koyup ona hediye etmiştim...

Bana uzatarak, "Bunu boynunda taşımanı istiyorum." dedi. Kolyeyi son bir kez daha süzdükten sonra başımı iki yana salladım. "Bunu sana ben hediye etmiştim. Geri almak yanlış olur. Hediyemi istemiyorsan bile bana verme, çöpe at daha iyi..." dedim. Sanırım hediyemi istemiyordu...

Gülerek, "Sen, ölene kadar benimle kalacağın için sana her baktığımda bunu göreceğim. Bu yüzden tak." dedi. Sanırım onu yanlış anlamıştım. Ben kolyeyi artık istemediğini düşünmüştüm. Hafiften aptal olabilirim...

Tekrar "İstemiyorum." dedim soğuk bir dille. Yavaştan öfkelendiğini hissediyordum. "Ne?!" diye sordu. Şaşırmıştı ve kızmaya başlıyordu.

"Çocukken, masumdun Baekhyun... ama şimdi değilsin. Sen, sebebi ne olursa olsun insanların canını alan katilin tekisin. Beni buraya kaçırdın ve beni zorla alı koydun. Aklında seni seveceğime dair herhangi bir düşünce varsa, sil onu. Ben masum Baekhyun'u seviyorum. Katil olanını değil... Artık içimde sana dair herhangi bir sevgi yok. Bundan sonra da asla olmaz.!."

Ona bütün nefretimi kusmuştum. Ne olursa olsun, ben böyle birini asla sevmem...

🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙

Mutsuz son ile bitireceğim bu hikayeyi ama merak etmeyin, finale daha çok var...

🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙

MONSTER // BaekRoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin