6.Bölüm

1.7K 124 61
                                    

Rose (Chaeyoung)

Islak gözlerimi sildim ve uzun, siyah hırkamı giydim. Telefonumu cebime atıp, yavaşça ve sessizce evden çıktım. Tek ışık kaynağının turuncu sokak lambası olan bu soğuk ve yalnız sokakta, kendimi çok kötü hissediyordum.

 (Chae'nin hırkası)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Chae'nin hırkası)

Onu, omzunu direğe yaslanmış bir şekilde gördüm. Tam o an titrediğimi farkettim. Omzunu kaldırdığında, bir adım geri gitmiştim. Bana her bir adım yaklaştığında korkuyla bende geriye adım atıyordum.

"Korkuyor musun?" diye sorduğunda, ne diyeceğimi bilemiyordum. Davetten çıktıktan daha bir saat sonra 38 kişiyi öldüren adam konuşuyordu karşımda. Davette bana söylemişti zaten. 'Bu gece alacağım çok can olacak.'

Sırf bana baktıkları içindi. Saçmalık...

O her yaklaştığında, bende titrek adımlarla geri gidiyordum. "Gelme..." dedim, ağlamaklı sesimle. Buna öfkelenmişti. Sert sesiyle "Dur!" diye emretti. Korkudan ikiletmedim ve olduğum yerde sabitlendim.

Beni belimden kavrayarak kendine çekti ve beni, kendine iyice bastırdı. Diğer eli, cebindeydi. Topuklularım olmadığı için ondan baya kısa kalıyordum. Yüzü yüzüme çok yakındı.

Ne olduğunu bilmediğim bir şekilde gözlerini kapattı. Yavru kedi gibi, yüzünü boynuma soktu. Sonradan anlamıştım. Kokumu içine çekiyordu...

Kaybedecek vaktim yoktu. Hemen konuyu açmak istiyordum. "Sensin değil mi?" dediğimde yüzünü boynumdan çıkardı ve öfkeden alev alan gözlerini, gözlerime dikti.

Sinirli gözleri, beni daha fazla korkutuyordu. Onun sessizliğine, inat devam ettim. "Gwang2 (Gıvancu), neden bu ismi kullandın. Ne diye masum çocukluğumuzu da içine katıyorsun ki?" sona doğru sesim yükselmişti ama bağırmamıştım.

Tehlikeli bir şekilde gözlerimi iyice süzdü. "Ben sadece oyun oynuyorum, bu yüzden oyun ismimi kullandım." dediğinde ağzım açık kalmıştı.

Göğsüne küçücük yumruklarımı indirerek, "Canavar!" diye bağırdım. Sadece bir kere söylemiştim ve söyledikten sonra ellerimi, göğsünden indirdim.

Gülümsedi. "Sesin..." dedi ve gözlerini kapattı. "Sesin, huzur dolu..." dedi. Ona 'canavar' dememi umursamadan sadece sesimle ilgilenmesine şaşırmıştım. Şu an ondan çok fazla korkuyordum. Yerin dibi varsa, itiraz etmeden girerim...

Gözlerini açtı ve ciddiyetle beni süzdü. "Sana bir teklifim var..." dedi. Gözleri parlıyordu. Ne istiyordu benden. Hala ağlamaklı çıkan sesimle "Ne?" diye sordum.

Cebindeki elini çıkardı ve gözyaşlarımı başparmağıyla sildi. Soğuk ama bir o kadarda otoriter sesiyle "Benim olursan, kimseyi öldürmem..." dedi.

Birşey dememe izin vermeden devam etti. "Dayanacak sabrım kalmadı Chae. Seni on yıl, bekledim... Eğer benimle gelirsen, kimseyi öldürmem ama kabul etmezsen bile üç gün sonra seni zorla yanıma alırım. O zaman da ailen zarar görür. Bu yüzden karar senin. Seç!"

Bana teklif sunmuyordu bas baya tehdit ediyordu. Gözyaşlarımı tutamamıştım. Birden dökülmeye başladılar ama hızla kendimi toparlamıştım.

Ağlamaktan cırtlak çıkan sesimle "Ama..." diye itiraz ettim. Ben gidersem annemler ne yapardı. Ablam tek başına evi döndüremezdi. Yeğenime kamyon alamadım daha. Ben onları terk edersem, üzüntüden helak olurlardı.

Ama gitmezsemde Gwang2 onlara zarar verecekti. Tam bir çıkmazın içine düştüm. Ne günah işlemiştim ki ben...

"Kimseyi öldürmeyeceksin?" dedim soru sorar gibi. Gülümseyerek başını salladı ve "Ama kaçmaya çalışırsan, kendimi tutamam..." dedi. O böyle söyleyince titremiştim...

Belimdeki ellerini tutup indirdim, ağlamaklı sesimle "Eşyalarım..." dedim ve eve yöneldim. Onunla gitmeye karar vermiştim. Gitmezsem ailemi bile öldürürdü.

Beklemediğim bir anda bileğimden tutunca, korkuyla tekrar ona döndüm.
"Benimleyken, onlara ihtiyacın olmaz.!." dedi soğuk bir sesle ve beni karanlığa doğru götürmeye başladı...

🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙

Bana söylemek istediğiniz bir şey var mı?

🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙

MONSTER // BaekRoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin