7.Bölüm

1.6K 116 36
                                    

Rose (Chaeyoung)

Sokakta elimi sıkıca tutmuştu ve birlikte yürüyorduk. Karanlıkta yürümekten korktuğum için mecburen ona daha yakın duruyordum.

Sokağın sonunda siyah bir araba görmüştüm. Ben daha önce Kore'de böyle bir araba görmemiştim. Araba çok lükstü ve simsiyahtı.

Arabaya bindiğimizde hiç konuşmamıştım. Şu an o, yanımda olmasaydı muhtemelen hüngür hüngür ağlardım ama onun yanında hem çekindiğim için hem de korktuğum için ağlamayacaktım.

"Sor." dedi düz bir şekilde. Şaşırarak "Ne?" diye sordum. Tekrar "Sor." dedi ve ciddiyet dolu sesiyle "Merak ettiğin, şeyler var, belli. Sor." dediğinde biraz düşündüm.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum. Hafifçe gülümsedi ve "Evime." dedi düz bir şekilde. Başka soru sormak istemiyordum. Bütün aklım, annemlerdeydi. Beni bulamazlarsa çok üzülecektiler. Ablam, bulaşıkçı maaşıyla tek başına evi döndüremezdi.
Tüm bu sıkıntıları düşünürken, ellerimle oynamaya başlamıştım.

Sıkıntıyla nefes vererek, "Ablanın maaşı beş katına çıkarılacak. Merak etme maddi sıkıntı çekmezler." dediğinde şaşkınca ona döndüm. Oysa bana bakmadı bile.

"Peki ya ben olmadan ne yapacaklar. Sadece para olarak değil, annemler beni göremezlerse çok üzülürler." dediğimde gözümden, bir damla yaş düşüverdi. Hemen sildim ve kendimi toparlamaya çalıştım.

Sinirle nefes verdi ve araba durdu. Etrafıma baktığımda, dağlık bir yer olduğunu fark ettim. Sadece ıssız bir ev vardı. Gerisi ağaç, çalılık...

Ev gösterişsizdi ama çok büyüktü ve gösteriş yapmasına gerek yoktu. Ev benim mahallemden daha büyük görünüyordu. Geniş bir bahçesi ve pırıl pırılda bir havuzu vardı.

Şaşkınca, Baekhyun'a döndüm. "Başka kim var?" diye sordum çekinerek. "Kimse..." dedi ve arabadan indi.
O, inince bende hemen indim.

Çoktan yanıma ulaşmıştı ve hırkamın cebinden telefonumu çıkardı ve kendi cebine attı. "Ama..." diye itiraz ettim ama tek kaşını kaldırıp, bana öfkeyle bakınca susmak durumunda kalmıştım.

Üzgünce başımı öne eğdim. Birden elimi tuttu ve beni eve doğru götürdü. Ev çok güzeldi ve baya büyüktü ama bunlarla ilgili değildim. Tüm aklım, annemlerdeydi. Gün ağırmak üzereydi ve ben şu an dünyanın en çok aranan katilinin eline düşmüştüm.

Eve girdiğimizde salon kapkaranlıktı. Sadece çok az bir ışıkla etraf görünüyordu ve çok korkunçtu. Korkudan, Baekhyun'un koluna iyice sarılmak zorunda kalmıştım.

Beni yine yavaşça çekip, iyice salonun içerisine götürdü. Koltuğu işaret ettiğinde oturmuştum. O, karşımda ki tekli koltuğa geçti. Benden sadece bir adım uzaktaydı.

"Soruların bitti mi?" diye sordu gülümseyerek. Başımı iki yana salladığımda, gülümsemesi derinleşmişti. Dişleri, karanlıkta bile bembeyazdı...

"Annen? Baban? Anneni buldun mu? Baban nerde?" diye sordum peşpeşe gülümsemesi solmuş, yerini öfke almıştı. "Öldürdüm." dedi soğuk sesiyle.

'Öldürdüm.' kelimesini duyunca ayağa kalktım ve ondan uzaklaştım. Korkudan delirebilirdim. Ne yani ailesini mi öldürmüş.?!.

Ben kalktığım gibi o da kalktı ve bana yaklaşmaya başladı. Geriye doğru yavaşça adımlarken, ağladığımı yeni farketmiştim. Ağlamaklı çıkan sesimle "Yalvarırım gelme. Lütfen... Git.." dedim ve nereye koştuğumu bilmeden ondan uzaklaşmaya başladım.

Merdivenleri görünce, hemen onlara tırmanmaya başladım. Arkamdan "Chae.!." diye bağırıyordu ama onu dinlemeden biryerlere koşuyordum...


🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙

Gwang2: Kanca ay

Rose: Gül

🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹

MONSTER // BaekRoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin